Esas No: 2021/13298
Karar No: 2022/3305
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/13298 Esas 2022/3305 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/13298 E. , 2022/3305 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: ... 25. İş Mahkemesi
Dava, malul olduğunun tespiti ile maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle;davacının 22.04,2005 tarihinde hamallık işi yaparken beyin kanaması geçirip iş kazası sonrası özürlü duruma düştüğünü, iş gücü kaybının %70 oranında olduğunu, kuruma malulen emeklilik işlemleri için başvurulduğunu, ancak talebin kabul edilmediğini, 14.12.2012 tarihinde kuruma tekrar başvurulduğunu ancak talebin 13.10.2006 tarihli karar sonrası işlem yapılamayacağı gerekçesi ile reddedildiğini ileri sürerek, kurumun 2006/1175 Esas 18/1819 karar sayılı 13.10.2006 tarihli kararın iptali ile davacının malulen emeklilik hakkının dolduğunun tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Sgk vekili cevap dilekçesine özetle; davacının malullük aylığı talebi üzerine 23.11.2005 tarihli raporun sağlık kurullarınca incelendiğini ve sonuçta çalışma gücünün 2/3 nün kaybedilmediğine karar verildiğini, davacının itirazının da 13.10.2006 tarihli karar ile reddedildiğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin % 73 oranında malül ve kendi işini göremeyecek durumda olduğunun raporlarla sabit olduğunu, bu nedenle itirazlar doğrultusunda Adli Tıp Genel kurulundan rapor alınması gerektiğini ileri sürmüş, eksik araştırma ile karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 95’inci maddesinde malûl sayılmayı gerektirecek hastalık veya arızanın bulunup bulunmadığının tespitinde izlenecek yol açıklanmıştır. Buna göre, kurum sağlık tesislerince düzenlenen raporlara dayanılarak verilen kararlara karşı Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulundan rapor alınmalı, söz konusu kurul raporlarının Kurumu bağlayacağı, ancak, diğer ilgilileri bağlamayacağı dikkate alınarak, itiraz halinde, Adli Tıp Kurumundan alınacak rapora göre karar verilmeli; Yüksek Sağlık Kurulu Raporu ile Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunması halinde ise, Adli Tıp Genel Kurulundan alınacak raporla, bu çelişki giderilip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının çalışma gücü veya meslekte kazanma gücü kayıp oranlarının tespitine ilişkin olarak 01.10.2008 tarihi öncesinde, Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre irdeleme yapılmakta iken, 01.10.2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 11.10.2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği; 01.09.2013 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 03.08.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre irdeleme yapılmakta idi.
Ne var ki, 28.09.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “Maluliyet ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ile sigortalıların maluliyet tespitine ilişkin talep ve işlemlerinde, gelişen tıbbi koşullar ve değişen hastalıklara dayalı olarak yenilenen ve 3 yılda bir güncellenmesi kabul edilen hastalık listesi ile beraber, bu yönetmelik hükümlerine göre uygulama yapılması kabul edilmiş ve 03.08.2013 tarihli Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan, kural olarak Yüksek Sağlık Kurulu'nca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bağlayıcı niteliktedir.
Eldeki davada ise, yapılan yargılamada, Yüksek Sağlık Kurulunca düzenlenen 13/10/2006 tarihli raporda, davacının çalışma gücünün %60'ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, devamla dava aşamasında dosya ATK 3. İhtisas kuruluna gönderilmiş ve kurulunca düzenlenen 24/06/2019 tarihli rapordan da davacının çalışma gücünün %60'ını kaybetmemiş olduğundan malul sayılamayacağına karar verildiği, mahkemece bu bildirim üzerine davacı hakkında maluliyet koşullarının oluşmadığından bahisle yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, davacı hakkında 28.09.2021 tarihinden sonra Maluliyet Ve Çalışma Gücü Kaybı Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri çerçevesinde de irdeleme yapılarak Adli Tıp 3. İhtisas Kurulundan ve raporlar arasında çelişki bulunması halinde, Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’ndan rapor alınıp, davacının en az %60 oranında çalışma gücünü kaybedip kaybetmediği ile malul sayılıp sayılmayacağı, bu oranın varlığı halinde maluliyet başlangıç tarihinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, 28.09.2021 tarihli yönetmelik hükümlerine göre yapılan irdeleme ile malul sayılması gerektiğinin tespiti halinde, bu yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşından itibaren maluliyet aylığının bağlanması gerekeceği dikkate alınmak suretiyle infazı mümkün kılacak şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm, bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.