15. Hukuk Dairesi 2014/3392 E. , 2015/1876 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.
Davacı vekili, taraflar arasında eser sözleşmesi bulunduğunu, toplam iş bedelinin 366.153,12 TL olduğunu, bakiye 44.509,62 TL alacağın kaldığını, takip yapıldığını, müvekkili şirketin davalı kooperatife mal ve hizmet satışı yapmış olması sebebiyle düzenlemiş olduğu 18 adet fatura kapsamında oluşan bakiye alacağın tahsili için ... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3451 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalıdan takip tarihi itibariyle kabul edilen kısım dışında kalan 32.059,32 TL asıl alacaklarının bulunduğunu, borca yapılan kısmi itirazın iptâli ile takibin devamına, %20"den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili, davacının 2002-2003 yıllarında yapmış olduğu işlemler nedeniyle düzenlediği faturaların cari hesaba kaydedilerek ödendiğini, cari hesaptan kaynaklanan alacaklarda zamanaşımı süresinin 5 yıl olup, 27.07.2007 tarihinden önceki işlemler için zamanaşımı süresinin dolduğunu, Kooperatifin 1. Kısım Konut İnşaatları 78.500,00 TL götürü bedelli elektrik alt yapısının malzemeli işçilikle yapılması amacıyla 13.09.2002 tarihinde imzalanan sözleşme ile başlamıştır. Davacı şirket bu işe (sözleşmenin 3.maddesine göre ) 16.09.2002 tarihinde başlamış 75. gün içinde yani 31.12.2002 tarihinde tamamlayarak yaptığı hakedişlere göre yaptığı iş tutarına uygun düzenleyip müvekkil kooperatife tebliğ ettirdiği faturalar cari hesaba yazılmış ve bu faturaların bedelleri sözleşmeye uygun olarak cari hesaptan ödenerek bu sözleşmenin gereği yerine getirildiğini savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
... İcra Müdürlüğü"nün 2012/3451 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 44.509,62 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 18.06.2012 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 20.06.2012 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptâli davaları, takip dosyası üzerinden yürütülen ve takibe bağlı olarak değerlendirilmesi gereken davalardır. Takip talebinde gösterilen borç ve borcun sebebi ile bağlı olunması asıldır. Somut olaya gelince; itirazın iptâline konu takibin dayanağı değişik tarihlerde düzenlenen 18 adet faturadan oluşmaktadır. İtirazın iptâli davasında değerlendirmelerin bu faturalar üzerinden yapılması gerekli ve zorunludur. Mahkemece alınan bilirkişi raporu esas alınarak 14.450,30 TL (gerçekte 12.450,30 TL olmalıydı) yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine, kalan 17.609,02 TL yönünden ise esastan red kararı verilmiştir. Taraflar arasında 13.09.2002, 14.04.2003 ve 15.06.2008 tarihli sözleşmeler düzenlendiği ve borç ilişkisinin bu sözleşmelerden doğduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından cevap dilekçesi ile birlikte zamanaşımı def"inde bulunulmuş olup, mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sırasında takip tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımı dikkate alınarak rapor düzenlenmesi istenilmiş ve buna göre düzenlenen rapor esas alınarak hüküm kurulması ve dava konusu edilmeyen, icra aşamasında yapılan ödemenin de hükümde değerlendirilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; 6100 sayılı HMK"nın “Hakimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlıklı 31. maddesinde bulunan “(1) Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir.” hükmü ile aynı Kanun"un “Tarafların Dinlenilmesi” başlıklı 144. maddesinde bulunan “(1) Tahkikat aşamasında mahkeme, her iki tarafı usulüne uygun olarak davet edip, davada ileri sürülen vakıalar hakkında dinleyebilir. (2) Mahkemenin, dinlenilmek üzere mahkemeye gelmeleri için iki tarafa vereceği süre iki haftadan az olamaz. Bu süre, gerektiğinde, mahkemece resen veya iki taraftan birinin talebi üzerine uzatılabileceği gibi kısaltılabilir.” hükmü gereğince tarafların dinlenilerek takibe konu edilen faturalardan kaynaklanan alacağın hangi sözleşmelerden kaynaklandığı davacı tarafa açıklattırılarak buna göre davalı tarafın zamanaşımı def"inin değerlendirilmesi ve varsa alacağın belirlenmesi ayrıca icra aşamasında yapılan ödemenin dava konusu edilmediği de dikkate alınarak hüküm kurulmasından ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.