Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12867
Karar No: 2022/3231
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12867 Esas 2022/3231 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/12867 E.  ,  2022/3231 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    No : 2020/369-2021/1388

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... Anadolu 18. İş Mahkemesi
    No : 2017/276-2019/346

    Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, 11/01/2010 ile 31/05/2017 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığını, son ücretinin 5100 TL olduğunu, SGK primlerinin eksik yatırıldığının anlaşıldığını, 2010 yılının 3 ve 4 aylarında prime esas kazançlarının 4500 TL olarak gösterilmiş olmasına karşın sonrasında 780 TL ye düşürüldüğünü,işe başlangıç maaşının 3300-3600 TL aralığında olduğunu, 2014 yılı itibariyle maaşlarının gerçek tutar üzerinden yatırıldığını belirterek, 11.01.2010 ile 01.01.2014 tarihleri arasındaki prime esas gerçek ücretinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı kurum vekili, cevap dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun eldeki davada davalı olamayacağını, davacının iddiaları ile kurum kayıtlarının eşleşmediğini belirterek davanın reddine dair karar verilmesini, talep etmiştir.
    Davalı şirket vekili; duruşmadaki beyanında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, Mahkemece davanın kabülü ile, davacının davalı iş yerinden;eksik prime esas günü olmaksızın, 11/01/2010-28/02/2010 arası 51 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 124,00 TL; 01/05/2010-30/06/2010 arası 60 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 124,00 TL; 01/07/2010-31/12/2010 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 130,48 TL; 01/01/2011-30/06/2011 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 134,89 TL;
    01/07/2011-31/12/2011 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 143,22 TL; 01/01/2012-30/06/2012 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 150,91 TL;
    01/07/2012-31/12/2012 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 162,02 TL; 01/01/2013-30/06/2013 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 131,43 TL;
    01/07/2013-31/12/2013 arası 180 günlük dönemde günlük prime esas kazancın 91,21 TL; eksik kazanç bildirildiğinin tespitine; dair karar verilmiştir.
    B-BAM KARARI
    Davacı vekili 01/03/2018 tarihli duruşmada ücretin bir kısmının banka yolu ile... ve... tarafından ödendiğini beyan etmiştir. Dinlenilen davacı tanığı da ücretin bir kısmının şirket muhasebecisi veya ortağı vasıtasıyla yatırıldığını beyan etmiştir. Dosyada yer alan banka kayıtları ile de iddia doğrulanmış olup, aylık dönemlerde belirtilen kişilerin davacıya ödeme yaptığı; 014 yılı sonrasında 6434,37 TL gibi bir tutarın ücret olarak bildirilmesine karşın, önceki dönem ücretlerinin tutarsız olarak bir dönem yüksek ve sonrasında düşük bildirildiği, banka kayıtlarının ve tanık beyanlarının davacının iddiasını doğruladığı, ücretin bu şekilde yazılı delil ile ispat edildiği anlaşıldığından, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan oluşa uygun ve denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön görülmemiştir şeklinde gerekçe ile; davalıların istinaf isteminin reddine dair karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalılar vekilleri vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkeme kararının bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun; 288. maddesinde, bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri belir bir tutarı geçtiği takdirde senetle kanıtlanması gerektiği, bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri, ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple belir bir tutardan aşağı düşse bile senetsiz kanıtlanamayacağı bildirilmiş, 289. maddesinde, 288. madde uyarınca senetle kanıtlanması gereken konularda yukarıdaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati durumunda tanık dinlenebileceği, 292. maddesinde de, senetle kanıtlanması zorunlu konularda yazılı bir delil başlangıcı varsa tanık dinlenebileceği açıklanarak delil başlangıcının, dava konusunun tamamen kanıtlanmasına yeterli olmamakla birlikte, bunun var olduğunu gösteren ve aleyhine sunulmuş olan tarafça verilen kağıt ve belgeler olduğu belirtilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200 ve 202. maddelerinde de bu düzenlemeler korunmuştur.
    Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır. Yazılı delille ispat sınırının altında kalan miktar için tanık dinlenebileceği gibi, tespiti istenen miktar sınırı aşsa dahi varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa tanık dinlenmesi mümkündür. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 480 Esas - 2010/523 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 481 Esas - 2010/524 Karar, 20.10.2010 gün ve 2010/10 - 482 Esas - 2010/525 Karar, 19.10.2011 gün ve 2011/10 - 608 Esas - 2011/649 Karar, 19.06.2013 gün ve 2012/10 - 1617 Esas - 2013/850 Karar sayılı ilamlarında da aynı görüş ve yaklaşım benimsenmiştir.
    Diğer taraftan davanın diğer Yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun “Prime esas ücretler” başlığını taşıyan 77. maddesinin 1. fıkrası ile 5510 sayılı Kanunun “Prime esas kazançlar” başlığını taşıyan 80. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, 4/1(a) maddesi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançlarının hesabında; idare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamının esas alınacağı öngörülmüştür.
    Eldeki davada; davacının pazarlamacı olarak davalı şirket nezdinde çalıştığı, bu kapsamda sabit bir ücretle çalışmasının olmayıp; ay içerisinde kazandığı ücretin, satış değerlerine göre olması hususu muhtemel olup, öncelikle sabit ücretle çalışıp çalışmadığı ortaya konulmadan karar verilmesi, isabetsiz bulunmuştur. Bu kapsamda dosya içeriğindeki banka kayıtları da dikkate alınmak suretiyle; her bir ay bağlamında ayrı ayrı, davacının ücretinin araştırılarak karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi