Esas No: 2021/12469
Karar No: 2022/3301
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12469 Esas 2022/3301 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/12469 E. , 2022/3301 K."İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... 2. İş Mahkemesi
Dava, ödeme emri iptaline istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının 667 ve 668 sayılı KHK ile Hazine'ye devredilen ... Eğitim Yayın Dağt. Paz. Tem. Yem. Ürt. Gıda San. ve Tic. AŞ'nin SGK'ya olan borcu nedeniyle davacının şirketin yöneticisi olduğundan bahisle 1245 kart takip numarası ile ödeme emri gönderildiğini, borcun zamanaşımına uğradığını, dava dışı şirketin hazineye devredilen malvarlığından borcun tahsilinin mümkün olmadığının açıkça ortaya koyulması gerektiğini, şirketin tasfiye edilmiş olması nedeni ile davacının malvarlığına başvurulmasının hukuka aykırı olduğunu, 6183 sayılı Yasa'nın yazılı usul ve koşullarına uyulmadığını, çıkarılan ödeme emirlerinin şirket adına olduğunu, borçların tahakkuk ve ödenmeleri gerektiği zaman davacının yönetici, temsilci ve sorumlu olmadığını beyanla 1245 sayılı kart takip numarasında davacıya gönderilen ödeme emirlerinin iptaline, davacının malvarlığına koyulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının yetkilisi olduğu şirketin borcundan dolayı düzenlenen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, şirketin kanuni temsilcilerinin tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kurum alacaklarının ödenmesinden sorumlu olduklarını, bahse konu şirketin 667 ve 668 sayılı KHK 'ler ile kapatılarak her türlü hak ve alacağının bedelsiz olarak hazineye devredilmesi sebebi ile şirket aleyhine takip yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, kurumca tesis edilen dava konusu işlemde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesince, 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddesi uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerinin primlerin ödenmesinden herhangi bir ön koşula bağlı olmaksızın işveren ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları açıkça belirtildiğinden; tüzel kişiliği sonlandırılarak mal varlığı Hazineye devredilen prim borçlusu kuruluş malvarlığından takip konusu borçların tahsil edilmediğinin bu konuyla görevli KHK işlemleri bürosu yazısı içeriğinden de anlaşıldığı davacı vekilinin dilekçesinde yer verdiği itirazların, sıralanan gerekçeler ışığında yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk dairesince, 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b.2 maddesi uyarınca Kısmen Kabulüne,
2-... 2. İş Mahkemesi'nin 02.09.2020 tarih ve 2020/317 Esas ve 2020/406 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, yerine
3-Davanın kısmen kabulü ile,
4-a-Davacıya gönderilen idari para cezasına ilişkin 2017/10905; 2017/10648; 2017/12627; 2018/10095; 2018/10096; 2018/10097; 2018/10110; 2018/12467; 2018/14616; 2018/14615 ; 2018/14614 ; 2019/10646; 2019/10647 ödeme emirlerinin iptaline,
b- Davacıya gönderilen 2017/10906; 2017/10907; 2018/10094; 2018/10099 sayılı ödeme emirlerinin zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından iptaline,
c- Davacıya gönderilen 2017/10908 sayılı ödeme emrine konu borçlardan 2007/5, 7, 12.aylarına ilişkin borçların zamanaşımı dolması nedeniyle iptaline ve belirtilen ödeme emrine konu 2009/6, 7, 8. ve 2015/7, 10, 11.aylara ilişkin borçtan ödeme emrinin iptali talebinin reddine,
Davacıya gönderilen 2017/10494 sayılı ödeme emrine konu borçlardan 2007/7, 12.aylara ilişkin borçların zamanaşımı dolması nedeniyle iptaline ve belirtilen ödeme emrine konu 2009/6, 7, 8.aylara ilişkin borçtan ödeme emrinin iptali talebinin reddine,
Davacıya gönderilen 2017/10495 sayılı ödeme emrine konu borçlardan 2007/7, 12.aylara ilişkin borçların zamanaşımı dolması nedeniyle iptaline ve belirtilen ödeme emrine konu 2009/6, 7, 8.aylara ilişkin borçtan ödeme emrinin iptali talebinin reddine,
Davacıya gönderilen 2017/10492 sayılı ödeme emrine konu borçlardan 2007/5, 7, 12.aylarına ilişkin borçların zamanaşımı dolması nedeniyle iptaline ve belirtilen ödeme emrine konu 2009/6, 7, 8.aylara ilişkin borçtan ödeme emrinin iptali talebinin reddine,
d- Davacıya gönderilen 2017/10002; 2017/10003; 2017/10005; 2017/10071; 2017/10072 sayılı ödeme emrinin iptaline yönelik talebin reddine, karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, KHK’ya göre, söz konusu borçların, el konulan şirketin malvarlığından tahsil edilmesi gerektiği, tasfiyesi süren şirketin mal varlığının tüm borcu karşılayacak düzeyde olduğunu, şirket yöneticisi olan yöneticinin mal varlığına gidilebilmesi için alacağın öncelikle hazineye devredilen şirketin mal varlığından tahsilinin mümkün olmadığının açıkça ortaya konulması gerektiğini, davacının borçlarının tahakkuk ettiği dönemde şirket yönetiminde olmakla beraber şirkete murahhas üye şirket genel müdürü atandığını, davacının yöneticilik sıfatının 2015 yılında sona erdiğini, ayrıca 6183 Sayılı Yasada yazılı koşul ve usule uyulmadığını, borca ilişkin davacıya tebligat yapılmadığı gibi şirketin borcunun davacı adına tahakkuk da ettirilmediğini, çıkarılan ödeme emirlerinin şirket adına olduğunu, zamanaşımı itirazında bulunduklarını belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı Kurum vekili; bölge adliye mahkemesinin zaman aşımına ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu, zamanaışımı başlangıç tarihinin kurum incelemesi sonucu hazırlanan rapor tarihinin esas alınması gerektiğini ileri sürerek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanı yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmünün, 08.12.1993 tarihinde yürürlüğe giren 3917 sayılı Kanunla değiştirilmesinden önceki dönemde; prim alacağı ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacağı Borçlar Kanunu 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. 6183 sayılı Kanun m. 102 ve devamı maddeleri uyarınca zamanaşımı süresi 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir. 06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılmış, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunun 51. maddesi ile birlikte 102. maddesinin uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 10 yıllık zamanaşımı dönemine geri dönülmüştür.
Diğer taraftan; 6183 sayılı Yasa'nın 103. maddesi ile tahsil zamanaşımını kesen sebepler düzenlenmiş olup; anılan düzenlemede; '' 1. Ödeme, 2. Haciz tatbiki, 3. Cebren tahsil ve takip muameleleri sonucunda yapılan her çeşit tahsilat, 4. Ödeme emri tebliği, 5. Mal bildirimi, mal edinme ve mal artmalarının bildirilmesi, 6. Yukarıdaki 5 sırada gösterilen muamelelerden her hangi birinin kefile veya yabancı şahıs ve kurumlar mümessillerine tatbiki veya bunlar tarafından yapılması, 7. İhtilaflı amme alacaklarında kaza mercilerince bozma kararı verilmesi, 8. amme alacağının teminata bağlanması, 9. kaza mercilerince icranın tehirine karar verilmesi, 10. İki amme idaresi arasında mevcut bir borç için alacaklı amme idaresi tarafından borçlu amme idaresine borcun ödenmesi için yazı ile müracaat edilmesi, 11. (Ek bent: 25/12/2003 - 5035 S.K./1. md.) Amme alacağının özel kanunlara göre ödenmek üzere müracaatta bulunulması ve/veya ödeme planına bağlanması.
Kesilmenin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Zamanaşımının bir bozma kararı ile kesilmesi halinde zamanaşımı başlangıcı, yeni vade gününün rastladığı; amme alacağının teminata bağlanması veya icranın, kaza mercilerince durdurulması hallerinde, zamanaşımı başlangıcı teminatın kalktığı ve durma süresinin sona erdiği tarihin rastladığı; takvim yılını takip eden takvim yılının ilk günüdür.'' hükmü öngörülmektedir. Bu kapsamda zamanaşımı süreleri dava konusu prim borçlarının dönemleri itibariyle değerlendirilmeli, zamanaşımına uğramayan borçların varlığının tespiti halinde, yukarıda belirtilen mevzuat kapsamında yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre hüküm tesisi gereklidir.
Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre, mahkemece, davaya konu dava dışı şirketin prim ve ferilerine ilişkin borçlarından dolayı davacı hakkında zamanaşımını kesen veya durduran sebeplerin olup olmadığı kurumdan sorulup araştırılarak yukarıda açıklanan ilkelere göre davacının sorumlu olduğu ve zamanaşımına uğrayan dönemler belirlenmeli, elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.