Esas No: 2019/1866
Karar No: 2019/9037
Karar Tarihi: 15.05.2019
Hakaret - trafik güvenliğini tehlikeye sokma - görevi yaptırmamak için direnme - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/1866 Esas 2019/9037 Karar Sayılı İlamı
18. Ceza Dairesi 2019/1866 E. , 2019/9037 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve görevi yaptırmamak için direnme suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 20/02/2014 tarih ve 2013/625 esas, 2014/188 karar sayılı hükmün, sanık tarafından temyizi üzerine,
Dairemizin 09/01/2019 tarih ve 2016 /18812 esas, 2019/860 karar sayılı kararıyla;
“Sanığa yükletilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Sanığın adli sicil kaydında yer alan açıklanması geri bırakılan hükümlerle ilgili olarak CMK"nın 231/11. maddesi gereğince işlem yapılmak üzere mahkemelerine ihbarda bulunulabileceği,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmiş ise de bu durumun infaz aşamasında da dikkate alınabileceği,
Anlaşıldığından, sanık ..."ın ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
B) Sanığa yüklenen hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme eylemlerine gelince, Müştekilerin sanığın arabaya binmesini istediği sırada, sanık tarafından söylendiği belirtilen “kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradını sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım” biçimindeki ifadenin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olan tehdit niteliğinde olduğu gözetilmeden sanık hakkında ayrıca hakaret suçundan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ..."ın temyiz iddiaları yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
I- İtiraz Nedenleri
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 14/03/2019 tarih ve 5-2014/233769 sayılı yazısı ile;
“İtiraza konu uyuşmazlık, müştekilerin sanığın arabaya binmesini istediği sırada, sanık tarafından söylendiği belirtilen “kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradını sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım” biçimindeki sözlerin iki ayrı suç mu oluşturur yada bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturup oluşturmadığına ilişkindir.
5237 sayılı TCK’nın “Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler” başlıklı dördüncü kısmının, “Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar” başlıklı birinci bölümünde, “Görevini Yaptırmamak İçin Direnme” başlığı ile düzenlenen 265. maddesi
“(1) Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun yargı görevi yapan kişilere karşı işlenmesi hâlinde, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
(4) Suçun, silâhla ya da var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır” şeklindedir.
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265. maddesinde yazılı görevi yaptırmamak için direnme suçu kamu görevlisine karşı görevini yerine getirmesinin engellemek amacıyla cebir veya tehdit eylemleriyle görevliye karşı yapılan eylemleri müeyyide altına almaktadır.
Bu suç ile korunması istenen hukuki yarar "kamu yönetimine ait bulunan tüm kurumların görevlerini düzenli bir şekilde yürütebilmesi ve herhangi bir engellemeyle karşılaşmamaları ve kamusal faaliyetin kesintisiz ve sürekli biçimde yürütülmesini sağlamak ve kamusal görevlerin saygınlığını korumak amaçlanmaktadır
Bu suçun maddi unsuru, kamu görevlisine karşı görevini yapılmasını engellemek amacıyla cebir ve tehditte bulunulmasıdır.
"Cebir" kavramı kamu görevlisine karşı maddi fiziksel güç kullanılması niteliğini taşımaktadır.
"Tehdit" ise kamu görevlisinin gerçekleştireceği eylemi engelleme ya da yapılmasını önlemek için, kamu görevlisine zarar verileceği, sair kötülükte bulunulacağının bildirilmesi ve sonucunda ilgili bireyin, iç huzurunun bozulması ve endişe duyması ve güvenlik kaygısı taşımasını sağlamaktır.
TCK"nın 106/1. maddesinde: “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denilmek sureti ile tehdit suçunun yaşama hakkına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığa yönelebileceği belirtilmiştir. Burada tehdit suçu ile hakaret suçunun ayrımının belirlenmesi gerekmektedir. Fail tarafından tehdit ifadesi olarak kullanılan söz özünde TCK"nın 125. maddesinde belirtilen bir sövme ifadesi de olabilir. Önemli olan bu ifadenin cinsel dokunulmazlığına yönelik bir tehdit ifadesi olup olmadığıdır. Bu ifadenin cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit ifadesi mi yoksa sövme ifadesi mi olduğunun ayırımı olayın özellikleri, fail ve mağdurun konumu, suçun işlendiği yer ve işlenme şekli ile ifadelerin öncesinde ve sonrasındaki ifadelerden anlaşılabilecektir.
Hakaret suçunu oluşturacak eylemler bu suçun içine alınmadığından, suçun işlenmesi sırasında görevlilere hakaret edilmesi durumunda fail ayrıca kamu görevlisine hakaret suçundan da cezalandırılacaktır. Seçimlik hareketli bir suç olarak düzenlenen bu suçun oluşabilmesi için; kamu görevlisine, yerine getirdiği görevini yaptırmamak amacıyla cebir veya tehdit veyahut her ikisinin birden kullanılması gerekir.
Bunun dışında 5237 sayılı TCK’nın “Hakaret” başlıklı 125. maddesinde;
(1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dinî, siyasî, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından, değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle, işlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.
(5) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır. Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.
Maddenin birinci fıkrasında hakaret suçunun temel şekli, üçüncü ve dördüncü fıkralarında ise nitelikli halleri düzenlenmiş olup, madde gerekçesinde de; “Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığıdır” şeklinde açıklama yapılmıştır. Buna göre, suçun konusu kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, somut bir fiil veya olgu isnat etme ya da sövme suretiyle kişilerin onur, şeref ve saygınlığına saldırma eylemi hakaret suçunu oluşturacaktır.
Ceza Genel Kurulu’nun 31/1002012 gün ve 850-1828, 2600602012 gün ve 419-247, 27/10/2009 gün ve 196-248, 14/10/2008 gün ve 170-220 sayılı kararlarında da belirtildiği üzere; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"ndaki hakaret ve sövme suçu ayrımı kaldırılmıştır. Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer fertler nezdindeki saygınlığı olduğundan bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Somut bir fiil ya da olgu isnat etmek veya sövmek şeklindeki seçimlik hareketlerden biri ile gerçekleştirilen eylem, bireyin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ise hakaret suçu oluşacaktır.
Bu yapılan açıklamalar çerçevesinde,
Maddi olayda, görevli polis memurları olan katılan ... ile müşteki ..."in olay gecesi saat 01:00 sıralarında Erkilet Bulvarı üzerinde, sanık ..."ın sevk ve idaresindeki 50 SH 912 plaka sayılı araçla zikzak çizerek seyir etmesi üzerine görevlilerin sanığın aracını güvenlik gerekçesiyle durdurdukları, yapılan GBT sorgulamasında sanığın arama kaydı bulunması nedeniyle ekip otosuna çağırdıkları ancak sanığın görevlilere karşı gelerek "kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradanı sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım" demek suretiyle hakaret ve tehdit içerikli sözler sarfederek katılan ..."ın üzerine saldırdığı ve sanığın tekme atarak katılan ..."nın parmağından basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralandığı, sanığın olay yerinden kaçmaya başlaması üzerine, görevli memurlarca güç kullanılarak yakalandığı, sanığın, adli muayene raporunda 1,26 promil alkollü olduğunun şeklinde gerçekleşen eylemlerde,
Sanığın eyleminin iki ayrı suç oluşturduğu, sanığın "kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradanı sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım" dediği 13/08/2013 tarihli suçu tutanağından anlaşılmakla, sanığın görevlilere yönelik sarf ettiği sözlerin görevli memura hakaret suçunu oluşturduğunda herhangi bir kuşku bulunmamaktadır. Alkollü olup görevlilere karşı sinkaflı sözlerle hakaret eden sanığın eyleminin cinsel bütünlüğe yönelik tehdit suçunu oluşturduğuna olanak bulunamamaktadır. Katılan ... ve müşteki Osman"ın sarf edilen sözlerden cinsel yönden korku ve endişeye kapılmasının söz konusu olmadığı açıktır.
Sanığın, bu sözlerinin müştekilerin şeref ve itibarını zedeleyen sövme niteliğinde bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.
Bu eylem sonrasında suç tutanağında belirtildiği üzere, sanık ..."ın taşkınlığına devam ederek ..."a tekme attığı ve katılanın, tekme darbesinden kurtulmak amacıyla eliyle kendisini korumaya çalıştığı sırada, sağ eline aldığı darbe sonucunda basit tıbbı müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralandığı ve sanığın bu eyleminin görevliye hakaret dışında TCK"nın 265/1. maddesinde yazılı suçu oluşturduğu ve sanığın her iki suçtan cezalandırılması gerektiği kabul edilmelidir.
Bilindiği üzere, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun, genel kurallarından birisi de "ne kadar fiil varsa o kadar suç ve ne kadar suç varsa o kadar ceza vardır" ilkesidir. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu"nda ise, her eyleme ayrı ayrı ceza verilmesi yerine, birbiriyle bağlantılı eylemlerin tek ceza verilerek bu cezanın artırılması ilkesini benimsemiştir. Bu konuda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 21/09/1992 tarih ve 4/205-228 sayılı ilamında, sanık görevli memurlara karşı direnmenin, ciddi olduğunu göstermek ve elverişliliğini sağlamak amacıyla ayrıca sinkaflı sözlerle hakarette bulunduğu ve sanığın görevlilere karşı mukavemette bulunarak direnme kastıyla hakaret ettiği ve bu amacına uluşmak için küfrettiği ve sanığın eyleminin kül halinde görevli memura etkin direnme suçunu oluşturduğu şeklindeki kabulün, 765 sayılı Türk Ceza Kanununun genel konseptine uygun olduğu, ancak 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren, 5237 sayılı TCK"nın kabul edilen "ne kadar fiil varsa o kadar suç ve ne kadar suç varsa o kadar ceza vardır" genel ilkelerine aykırı bulunduğu, tartışmasızdır.
Yüksek Dairece, verilen bozma kararında, sanık ... hakkında eylemin, bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıyla hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından ayrı ayrı mahkûmiyet kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı görüldüğünden hükmün bozulmasına ilişkin karar verilmesi, hukuka aykırı niteliktedir.
Bu itibarla, Yargıtay 18. Ceza Dairesi"nin 09/01/2019 gün ve 2016/18812 esas, 2019/860 sayılı ve sanık ... hakkında görevliye hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarına yönelik yapılan temyiz incelemesinde müşteki ile katılanın, sanığın arabaya binmesini istediği sırada, sanık tarafından söylendiği belirtilen “kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradını sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım” biçimindeki ifadenin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olan tehdit niteliğinde olduğuna yönelik kabulün hukuka aykırı nitelikte olduğu ve buna ilişkin bozma kararının itirazen kaldırılarak sanık hakkında her iki suçtan verilen mahkumiyet kararının onanması istemiyle anılan karara itiraz edilmiştir.
Sonuç ve İstem : Yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre,
1- İtirazımızın KABULÜNE,
2- Yargıtay 18. Ceza Dairesi"nin 09/01/2019 gün ve 2016/18812 esas, 2019/860 sayılı görevliye hakaret ve görevini yaptırmamak için direnme suçlarına yönelik verilen bozma kararının KALDIRILMASINA,
3- Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin, 20/02/2014 tarih ve 2013/625 esas ve 2014/188 sayılı ilamıyla, sanık ... hakkında 1- TCK"nın 125/1-3/a, 125/4, 43/2. madde 1 yıl 5 Ay 15 gün hapis ve 53/1, 58/7. maddesi 2- TCK"nın 265/1, 43/2. maddesi 7 ay 15 gün hapis ve TCK"nın 53/1, 58/7. maddelerince verilen mahkumiyet kararlarının ONANMASINA,
4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde dosyanın incelenmek üzere, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na gönderilmesine karar verilmesi, itirazen arz ve talep olunur” denilerek, itirazda bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
II- İtirazın Kapsamı
İtiraz, sanığın polis memuru olan katılanlara yönelik “kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradını sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım” şeklindeki sözlerinin bir bütün olarak görevi yaptırmamak için direnme suçuna mı yoksa hem görevi yaptırmamak için direnme hemde hakaret suçlarına vücut vereceğine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme
A) Dosyanın incelenmesinde;
Sanık ..."ın sevk ve idaresindeki 50 SH 912 plaka sayılı araçla 1,26 promil alkollü olarak zikzak çizerek seyir etmesi üzerine görevlilerin sanığın aracını güvenlik gerekçesiyle durdurdukları, yapılan GBT sorgulamasında sanığın arama kaydı bulunması nedeniyle ekip otosuna çağırdıkları ancak sanığın görevlilere karşı gelerek "kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradanı sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım" şeklinde söyleminin bulunması ayrıca devamında da müşteki ..."ın üzerine saldırarak parmağından adli muayene raporunda belirtildiği şekilde basit tıbbi müdahale ile giderilebilir nitelikte yaralaması üzerine sanık hakkında Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı"nca TCK"nın 125/1, 125/3.a, 125/4, 43/2, 179/3, 265/1, 43/2 ve 53 maddelerinin uygulanması istemli düzenlenen iddianame ile kamu davası açıldığı, Kayseri 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nce yapılan yargılama sonunda sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma, kamu görevlisine hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından mahkumiyet hükümleri kurulduğu, mahkumiyet hükümlerini sanığın temyiz etmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2014/233769 sayılı, 30/11/2016 tarihli tebliğnamesi hükümlerin onanması yönünde görüş bildirdiği, Dairemizin yukarıda ayrıntıları ile belirtilen kararı ile de hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen hükümlerin bozulmasına karar verildiği görülmüştür.
B) Olayın değerlendirilmesinde;
5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 265. maddesinde görevi yaptırmamak için direnme suçu, 125. maddesinde hakaret suçu ve 106. maddesinde tehdit suçu ve 108. maddesinde de cebir suçu düzenlenmiştir. Görevi yaptırmamak için direnme suçu, aslında başlı başına düzenleme altına alınan cebir ve/veya tehdit suçlarının kamu görevlisine karşı görevi nedeni ile işlenmesi durumunda oluşabilen bir suç türüdür. Cebir ve/veya tehdit suçlarının kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmesi halinde artık cebir ve/veya tehdit suçlarından değil de görevi yaptırmamak için direnme suçundan hüküm kurulacaktır. Dolayısı ile bu suç bağlı hareketli mürekkep bir suçtur.
TCK"nın 106/1. maddesinde: “Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” denilmek sureti ile tehdit suçunun yaşama hakkına, vücut bütünlüğüne veya cinsel dokunulmazlığa yönelebileceği belirtilmiştir. Burada tehdit suçu ile hakaret suçunun ayrımının belirlenmesi gerekmektedir. Fail tarafından tehdit ifadesi olarak kullanılan söz özünde TCK"nın 125. maddesinde belirtilen bir sövme ifadesi de olabilir. Önemli olan bu ifadenin cinsel dokunulmazlığına yönelik bir tehdit ifadesi olup olmadığıdır. Bu ifadenin cinsel dokunulmazlığa yönelik tehdit ifadesi mi yoksa sövme ifadesi mi olduğunun ayırımı olayın özellikleri, fail ve mağdurun konumu, suçun işlendiği yer ve işlenme şekli ile ifadelerin öncesinde ve sonrasındaki ifadelerden anlaşılabilecektir.
Buna göre dosya kapsamında sanığın katılanlara yönelik; “kimse beni arabaya bindiremez, bindirecek adamın anasını avradanı sinkaf ederim, bunu sizin yanınıza koymayacağım” şeklinde söyleminin bulunması ayrıca devamında da müştekiye saldırarak elinden yaralaması şeklindeki eyleminin; söylendiği yer, yöneldiği kişiler, olayın kapsamı, öncesi ve sonrasındaki ifadelerden katılanların cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit mahiyetinde olduğu, dolayısı ile eylemin de bir bütün olarak görevi yaptırmamak için direnme suçuna vücut verdiği anlaşılmaktadır.
IV- Karar
Dairemizin 09/01/2019 tarih ve 2016/18812 esas, 2019/860 sayılı kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazları yerinde görülmediğinden REDDİNE, 6352 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı Kanun"un 308. maddesinin 3. fıkrası gereğince itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu"na GÖNDERİLMESİNE, 15/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.