13. Hukuk Dairesi 2015/36982 E. , 2017/575 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, müteahhit olan davalıdan 100.000 Euro"ya daire satın aldığını ve farklı zamanlarda toplam 53.360 Euro ödeme yaptığını, ayrıca söz konusu daireye kendi cebinden 6.850,00 TL masraf ettiğini, 28.11.2008 tarihinde cezaevine girdiğinden ödemelerini aksattığını, ancak ceza evinden çıktıktan sonra ödemelerine devam ettiğini, bakiye kalan 46.640 Euro"luk borcunu ödemede zorlandığını, bu borcuna karşılık davalıya arabasını ve başka bir evini teklif ettiğini, ancak bu tekliflerin davalı tarafından reddedildiğini, borcunu ödeme çabası ve gayreti içinde iken evinin dava dışı üçüncü kişiye 12.09.2011 tarihinde satıldığını ve tapusunun da verildiğini öğrendiğini, bunun üzerine davalıdan ödemiş olduğu 53.360 Euro ile eve yapmış olduğu 6.850,00 TL masrafın iadesini talep ettiğini, ancak davalının 53.650,00 TL iade ettiğini ve bakiye alacağını talep etmesine rağmen olumlu bir cevap alamadığını, davalıdan olan bakiye 83.531,00 TL alacağının tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, bakiye borcunu ödemesi için davacıya bir çok kez süre verildiğini, ancak davacının bu süreler içerisinde ödeme yapmayarak temerrüde düştüğünü, bunun üzerine sözleşmeden dönerek davacının dairesini rayiç değerlere özen göstererek 175.000 TL"ye sattığını, davacıya sattığı 100.000 Euro ile üçüncü kişiye sattığı 175.000 TL arasındaki fark üzerinde zararlarının tazmini amacıyla hapis hakkını kullandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davayı tüketici mahkemesi olarak bakılması gerektiğine ilişkin olarak Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, eldeki dava ile 100.000 Euro bedel ile satın alıp, toplam 53.360 Euro bedel ödediğini ve 6.850,00 TL masraf yaptığını ileri sürdüğü dairenin davalı tarafından 3. kişiye satılmasından sonra ödediği miktar ile masraflarını talep etmesine karşın davalının eksik ödeme yapması üzerine başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, davacıya satış bedeli ile üçüncü kişilere satış bedeli arasındaki fark üzerinde zararlarına karşılık olmak üzere hapis hakkını kullandığını savunmuş, Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Taraflar arasında yapılan harici satış sözleşmesine konu taşınmaz tapulu bir taşınmaz olup, TMK."nun 706. maddesi, BK."nun 216. maddesi ve Tapu Kanunu"nun 26. maddesi gereğince tapulu taşınmazın satışı resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Hukuken geçerli olmayan sözleşmenin de taraflar için hak ve yükümlülükler doğurmayacağı açıktır. Ne var ki; geçersiz sözleşmelerde taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdürler. Öte yandan davacı, dava konusu daire için harcadığını ileri sürdüğü 6.850,00 TL"nin de davalıdan iadesini istemiş olup, Mahkemece bu talep hakkında da yapılan masrafların zorunlu, faydalı ya da lüks masraflar olup olmadığı tespit edilerek ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece tüm bu hususlar gözetilerek ve bu doğrultuda araştırma yapılarak davacının ödediği bedel yönünden denkleştirici adalet ilkesi de gözetilmek suretiyle hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.