19. Hukuk Dairesi 2015/9371 E. , 2016/514 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl davada alacak, birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl dava yönünden reddine, birleşen dava yönünden kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 2011 ve 2012 yıllarında iskele ve mast alım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme konusu mastların 57 kalite çelikten oluşması gerektiğini ancak ürünlerin kullanımından sonra 37 kalite çelikte olduğunun müvekkili tarafından anlaşıldığını, malların misliyle değişimi için davalıya ihtarname çekildiğini belirterek satılan ürünlerin misli ile değiştirilmesini, mümkün olmazsa mal bedelinin satış tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, taraflar arasında iskele ekipmanları ve mast satış sözleşmesi yapıldığını, malların davalıya teslim edildiğini, davalı tarafından ayıp iddiasında bulunularak fatura konusu bedelin ödenmediğini, teslim edilen malların ayıplı olmadığını, fatura bedelinin ödenmesi için başlatılan ilamsız takibe itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini ve inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında iskele ve mast satım sözleşmesi yapıldığını, sözleşmede ürünlerin niteliğinin belirlenmediğini müvekilinin sipariş üzerine çalıştığı için seri üretim yapmadığını, misliyle değişimin mümkün olmadığını, malların sözleşmeye uygun şekilde teslim edildiğini, ayıplı olmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, takip konusu faturaya itiraz edildiğini, fatura konusu malların ayıplı olduğunu, bu nedenle malların misliyle değişimi talepli dava açıldığını beyan ederek davanın reddini, kötü niyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece malzemeyle ilgili olarak sözleşmede açık bir nitelendirme olmadığı, hareketli iskele çeliğinin sırf ST-52 veya ST-37 olmasının doğrudan davacının ileri sürdüğü husus yönünden önem arz etmediği, kurulum ve montajla ilgili özelliklere uyulmamasının da burkulmalara neden olduğu, davacının burkulmanın nedeni olarak ileri sürdüğü çeliğin niteliği yönünden gereken muayene etme/ettirme yükümlülüğünü yasal sürede yerine getirmediği ve ayıp iddiası yönünden de 2011 yılındaki teslimden itibaren yasal sürede ihbarda bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın davanın reddine;
Birleşen davada ise, takip konusu fatura 2012 yılında alınan hareketli iskele kurulumu için gerekli olan mastların bedeline ilişkin olduğu, ürünün imal edildiği çeliğin özelliği, kurulumdan kaynaklanan ve dava konusu yapılan sebeplerle doğrudan ilgili olmadığı, tarafların ticari defter ve kayıt incelemelerine göre, faturanın ve 69.615,86 TL alacak kaydının bulunduğu ve bu bedelin de ödenmediği tespit edildiği, 11/08/2012 temerrüt tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanması gerektiği gerekçesiyle birleşen davanın bu miktar yönünden kabulüne, 69.715,70 TL" ye yapılan itirazın iptaline, asıl alacağın % 20"si oranında inkar tazminatının davacı birleşen davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı-birleşen davada davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.