13. Hukuk Dairesi 2016/29373 E. , 2020/706 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... ili, .. ilçesi, .. Mah. .. Sok. . sitesi B2 Blok No:4/8 adresinde ikamet ettiğini, sitenin davalı ... tarafından yönetildiğini, güvenlik hizmetlerinin de davalı... Özel Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından verildiğini, 13/02/2014 tarihinde evine hırsız girerek toplamda 19.500,00 TL değerinde ziynet eşyası ve kişisel eşyayı alarak kaçtığını, güvenli ve huzurlu olması için söz konusu siteyi tercih ederek ekstra bedel ödemesine rağmen güvenlik şirketi çalışanlarının gerekli özeni göstermediklerini ve hırsızlık olayının meydana gelmesine sebebiyet verdiklerini, uğramış olduğu maddi zararların sigorta şirketi tarafından kısmen karşılanmasına rağmen uğramış olduğu manevi zararların tazmin edilmediğini ileri sürerek 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, davalı ... yönetiminin yönetiminde ve diğer davalı güvenlik şirketince güvenlik hizmeti verilen evine hırsız girmesi nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, “manevi tazminata hükmedilebilmesi için kişilik haklarının zarara uğraması gerektiği, kişilik haklarının zarar görmediği hallerde eylem hukuka aykırı olsa dahi manevi tazminata hükmedilmesinin olanaklı olmadığı, hırsızlık nedeni ile uğranılan maddi kaybın sigorta şirketi tarafından karşılandığı zaten manevi tazminat istemine dayanak teşkil etmeyeceği, hırsızlık olayının kişilik haklarına bir saldırı içermediği, dolayısıyla manevi tazminat koşullarının oluşmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacının site içindeki evine hırsız girdiği, toplanan deliller ve tüm dosya mündericatı ile sabittir. Davacının, evine hırsız girmesiyle ruhsal bütünlüğünün bozulduğu, özel hayatına müdahale edildiği ve kişilik haklarına saldırı olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece, kişilik hakkına saldırı niteliğinde olan hırsızın evine girmesinde davalılar arasında imzalanmış güvenlik sözleşmesi hükümleri, tarafların kusur durumları dikkate alınıp, manevi tazminatın koşulları oluşabileceği değerlendirilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.