7. Ceza Dairesi 2021/25352 E. , 2021/16941 K.
"İçtihat Metni"5737 sayılı Vakıflar Kanunu’na aykırılık eyleminden dolayı ... Vakfı (...) başkanı ... hakkında Vakıflar Genel Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğünün 10/07/2019 tarihli ve 85171681-100360 sayılı idari yaptırım karar tutanağı ile uygulanan 1.294,00 Türk lirası idari para cezasına yönelik başvurunun reddine dair ANKARA 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 06/11/2019 tarihli ve 2019/6275 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 22.06.2021 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.07.2021 tarihli ve KYB.2021/84247 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Her ne kadar ... Vakfı"nın 2018 yılına ait beyannamesinin elektronik ortamda Bölge Müdürlüğüne gönderilmediğinden bahisle anılan Vakıf adına kabahatli hakkında uygulanan idari yaptırım kararının iptaline yönelik başvurunun Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğince reddine ve başvuran aleyhine 606,00 Türk lirası vekalet ücretine karar verilmiş ise de;
Dosya kapsamına göre,
5737 sayılı Kanunun 11. maddesinde yer alan ""Genel Müdürlükçe yapılan tebligata rağmen, bu Kanun uyarınca istenen beyanname, bilgi ve belgeleri zamanında vermeyen, organların vakfiye veya vakıf senedine aykırı olarak toplanmasına sebebiyet veren veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan vakıf yönetimine Genel Müdürlükçe her bir eylem için beşyüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. İdarî para cezalarına karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir."" şeklindeki düzenleme nazara alındığında, idari para cezasına konu 2018 yılı beyannamesinin talebine ilişkin tebligat örneğinin dosya içerisinde bulunmadığının, ayrıca başvuru dilekçesi ekinde sunulan duruşma tutanağı ve denetim raporu içeriğinden Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2018 tarihli ve 2015/50 esas sayılı kararıyla anılan Vakfın kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ile sicilden silinmesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, Genel Müdürlükçe 2018 yılı beyannamesinin istenmesine ilişkin Vakfa tebligat yapılıp yapılmadığının araştırılması, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/03/2018 tarihli ve 2015/50 esas sayılı dosyasının celbi ile dava açılma tarihi ve sonucu bakımından kabahatlinin 2018 yılına ait beyanname verme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre de,
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 22 ve 31. maddelerini kapsayan Dördüncü Bölümünün ""Karar Verme Yetkisi ve Kanun Yolları"" başlığını taşıdığı, anılan Kanunun 27. maddesinin başlığının ""Başvuru yolu"", 29. maddesinin başlığının ise ""İtiraz yolu"" olarak düzenlendiği, yine ""Masrafların ve vekalet ücretinin ödenmesi "" başlıklı 31. maddesinin;
""(1) İdarî yaptırım kararına karşı başvuru yolu harca tâbi değildir.
(2) Kanun yoluna başvuru dolayısıyla oluşan bütün masraflar ve vekalet ücreti, başvurusu veya savunması reddedilen tarafça ödenir."" hükümlerini amir olduğu,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14/5. maddesinin "" Ceza mahkemelerinde görülen tekzip, internet yayın içeriğinden çıkarma, idari para cezalarına itiraz gibi başvuruların kabulü veya ilk derece mahkemesinin kararına yapılan itiraz üzerine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması halinde işin duruşmasız veya duruşmalı oluşuna göre ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörüldüğü şekilde avukatlık ücretine hükmedilir. Ancak başvuruya konu idari para cezasının miktarı Tarifenin ikinci kısım birinci bölüm 1. sıradaki iş için öngörülen maktu ücretin altında ise idari para cezası kadar avukatlık ücretine hükmedilir."" hükümlerini içerdiği, tüm bu hususlar uyarınca, hakkında uygulanan idari para cezasının iptali için 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurusu reddedilen muteriz aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, muterizin yapmış olduğu başvurunun reddedilmesi durumunda bu red kararına karşı anılan Kanunun 29. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna başvurulması ve bu itirazının da reddedilmesi gerektiği, aksi kabulün Kanunun kabul ve sistematiğine aykırı olacağı gibi hak arama özgürlüğünün de önüne geçeceği, somut olayda muteriz tarafından sadece idari para cezasının kaldırılması için başvuruda bulunulduğu ve idari para cezası miktar itibarı ile kesinlik sınırında bulunduğundan iptal talebinin reddi kararına karşı itiraz kanun yoluna da başvurulmadığından muteriz aleyhine 606,00 Türk lirası vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarnamesinin, eksik araştırma ile karar verildiğine dair talep içeriğindeki hususlar yerinde görüldüğünden, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliğinin 06.11.2019 tarih, 2019/6275 D.İş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nun 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, bozma nedenine göre kanun yararına bozma ihbarnamesindeki, başvuru aşamasında, başvuran aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğine ilişkin talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 08.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.