5. Hukuk Dairesi 2019/8815 E. , 2020/3709 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
K A R A R –
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-Dava konusu Mahmutlar mahallesi, 1915 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirleyen 11. maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.Bu itibarla; emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.Hükme esas bilirkişi raporunda emsal alınan ... mahallesi 1559 parsel sayılı taşınmazın ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/704 E-2015/241 K sayılı kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemli dosyasında dava konusu yapıldığı, 24.12.2012 değerlendirme tarihi itibariyle 200,00 TL/m² bedel belirlendiği ve Dairemizin 2017/4360 Esas- 2018/6293 Karar sayılı dosyasında onanarak denetimden geçtiği anlaşıldığından, Temmuz 2012 değerlendirme tarihi itibariyle emsal taşınmazların, dava konusu taşınmazdan 2 kat değerli olduğu kabulü ile dava konusu taşınmaza 176,00 TL/m² değer belirleyen rapor inandırıcı görülmemiştir.Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların re"sen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Kabule göre de;
3-Bozma öncesi tespit edilen bedel, kıymet takdirinde idarece belirlenen bedelden düşük olduğundan ilk karar ile tespit edilen 3.301,83 TL"ye 17.11.2012 tarihinden ilk karar tarihi 13.12.2013"e kadar, kıymet takdir raporunda belirlenen bedel ile bozma öncesi tespit edilen bedel arasındaki fark olan 47.095,87 TL bedel ise ikinci karar tarihinde ödenebilir hale geldiğinden 17.11.2012 tarihinden 29.03.2019 tarihine kadar faiz işletilerek, 2942 sayılı Kanunun 7139 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesi uyarınca bu kısmın kararın kesinleşmesi beklenmeksizin davalıya ödenmesine, bozma sonrası tespit edilen bedel ile kıymet takdirinde belirlenen bedel arasındaki fark 387.584,30 TL bedelin ise, kesinleşen karara göre davalıya ödenmek üzere 3"er aylık vadeli hesapta nemalandırılmasına karar verildiğinden ve fark bedel davalıya karar tarihi itibariyle ödenemeyeceğinden, 17.11.2012 tarihinden kararın kesinleşme tarihine kadar faiz işletilerek kararın kesinleşmesi ile davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Doğru görülmemiştir.Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçalarının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.