Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9750 Esas 2016/507 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9750
Karar No: 2016/507
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9750 Esas 2016/507 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı, icra takibi nedeniyle ödeme süresi içerisinde asıl alacak miktarında çek verdi ancak davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna dair bir ihtirazi kayıt olmadan yapılan ödemeyi kabul ettiği için asıl borcun sona erdiğine ve asıl borca bağlı hak ve borçların da sona ereceğine dair Borçlar Kanunu'nun 131. maddesi uyarınca davacının bakiye alacak talebinde bulunamayacağını ileri sürerek davanın reddini talep etti. Mahkeme, yapılan icra takibi sonucu borcun ödendiği ve hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Ancak davalının süresi içinde yapılmış bir itiraz bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği ve hüküm doğru olmadığı için mahkeme kararı bozuldu. Kanun maddeleri: İcra ve İflas Kanunu madde 62, Borçlar Kanunu madde 131.
19. Hukuk Dairesi         2015/9750 E.  ,  2016/507 K.
"İçtihat Metni"


TARİHİ : 23/12/2013
NUMARASI : 2012/527-2013/477


Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

- K A R A R -
Davacı vekili, faturaya dayalı alacağın tahsili için giriştiği icra takibine davalının ödeme süresi içerisinde asıl alacak miktarında çek vererek takibe itiraz ettiğini, davalı tarafça verilen çekin icra masraf ve vekalet ücreti alacağını karşılamadığından, bu miktar kadar alacak bakımından itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafça yapılan takip nedeniyle ödeme süresi içerisinde asıl alacak miktarında çek verildiğini, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğuna dair bir ihtirazi kayıt ileri sürmeden yapılan ödemeyi kabul ettiğini ve fatura düzenlediğini, Borçlar Kanunu uyarınca asıl borcun sona ermesi ile bağlı hak ve borçların da sona ermiş bulunduğundan, asıl borcun ifasında ihtirazi kayıt ileri sürmeyen davacının bakiye alacak talebinde bulunamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; borçlunun borcunu yapılan icra takibi sonucu ödeme mühleti içerisinde ödediği, alacaklının da hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmeden yapılan ödemeyi kabul ettiği, TBK"nın 131. maddesi uyarınca asıl borç sona erdiğine göre asıl borca bağlı hak ve borçların da sona ereceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İcra dosyasında ödeme emrinin davalı borçluya 20/06/2012 tarihinde tebliğ edildiği, 28/06/2012 tarihinde itiraz dilekçesi verildiği görülmektedir. İtirazın iptali davası, süresi içinde yapılmış bir itiraz ile takibin durması şartına bağlıdır. (İİK. m.62). Somut olayda süresi içinde yapılmış bir itiraz bulunmadığında ve bu husus dava şartı olup resen gözetilmesi gerektiğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.