10. Hukuk Dairesi 2019/1141 E. , 2020/1569 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı fer"i müdahiller vekilleri ile davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM
Davacı 20.06.1984-01.01.1988 tarihleri arasında davalıya ait iş yerinde çalıştığının tespitini talep etti.
II-CEVAP
Davalı Kurum hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının çalışmasını ispatlaması gerektiği, davalı ... Müh. Mak. San. Kol. Şti. ise davacının çalıştığına dair hiçbir bilgi ve belgenin bulunmadığını iddia ederek, davanın reddini savunmuşlardır.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk derece mahkemesi, davanın kabulüne, davacının davalıya ait iş yerinde 20.06.1984-01.01.1988 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar vermiştir.
B-BAM KARARI
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi, usul ve esas açısından ilk derece mahkemesi kararını yerinde bulmak suretiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yerinde olmadığı, çalışmanın ispatlanamadığı yönünden, davalı ... Müh. Mak. San. Kol. Şti. ise eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, davacının iş yerinde çalışmadığı, hak düşürücü sürenin geçtiği, davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın bozulmasını istemişlerdir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesidir. 506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada; Davacı 20.06.1984-01.01.1988 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığının tespitini talep etmiş, mahkemece talep gibi davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalı işveren tarafından davacı adına verilmiş 20.06.1984 tarihli işe giriş bildirgesinin bulunduğu, 1985/1 döneminde 89 gün davacı adına bildirim yapılmış ise de, işverenin daha sonra iptal bildirgesi vermesi üzerine bildirimin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Somut dosyada; davacının davalı iş yerindeki çalışmasının varlığı anlaşılmakta ise de çalışmanın süresinin belirlenmesine yönelik yapılan araştırma yetersizdir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacıya hangi birimlerde çalıştığı, hangi işleri yaptığı, arkadaşlarının kimler olduğu tam olarak açıklattırılmalı, aynı birimde çalışan ustabaşı, şef gibi çalışanlar tespit edilerek tanık olarak dinlenilmeli, iş yerinde çalışan bordro tanıkları re"sen tespit edilerek tanık olarak beyanları alınmalı, tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde çelişki giderilmeli, bu şekilde çalışmanın süresi tereddütsüz bir şekilde tespit edilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, fer"i müdahiller vekilleri ve davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 9. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ile fer"i müdahil ..."e iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine , kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.