22. Hukuk Dairesi 2012/16740 E. , 2013/5227 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, ikramiye, hafta tatili ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshettiğini, hak ettiği kıdem tazminatı alacağının eksik ödendiğini, sair işçilik alacaklarının işveren tarafından ödenmediğini beyanla, fark kıdem tazminatı, ikramiye, fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının emeklilik sebebiyle iş sözleşmesini sonlandırması üzerine hak ettiği kıdem tazminatının ödendiğini, fark kıdem tazminatı alacağının bulunmadığını, sair alacaklara ise hak kazanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini emeklilik nedeniyle feshetmesine rağmen, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere başka bir işyerinde çalışmaya başladığı, emeklilik sebebiyle kıdem tazminatı talep etme hakkının kötüye kullanıldığı, bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmadığı, hafta tatili çalışmasının bulunmadığı, fazla çalışma ve ikramiye alacaklarına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, işçinin kıdem tazminatına ve fazla çalışma ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı noktalarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 120. maddesi hükmü uyarınca halen yürürlükteki 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 nolu bendine göre, işçiye, emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkanı tanınmıştır. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına hak kazanabilecektir.
Somut olayda, 03.10.2003-19.04.2011 tarihleri arasında davalı işveren işyerinde çalışan davacı işçi, iş sözleşmesini, emekliliğe hak kazandığı iddiasıyla feshetmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu"ndan alınan belge de işverene sunulmuştur. Keza işverence de, bu sebeple işçiye bir miktar kıdem tazminatı ödemesi de yapılmıştır. Davacının, 4857 sayılı Kanun"un 120. maddesi hükmü uyarınca halen yürürlükteki 1475 sayılı Kanun"un 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 nolu bendine göre, kıdem tazminatına hak kazandığı anlaşılmaktadır. Anılan nedenle, davacının kıdem tazminatına hak kazandığının kabulüyle, hak ettiği fark kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gerekirken, yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3-Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, taraflar tanık beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, işyerinde hafta içi beş gün 08:30-17:30, cumartesi günü ise 08:30-12:00 saatleri arasında çalışma olduğu anlaşılmaktadır. Hafta içi günlük çalışma süresinden bir saat ara dinlenme süresinin düşümü sonrası kalan günlük çalışma süresi ve hafta sonu bir gün anılan saatler arasında çalışması nazara alındığında, haftalık toplam çalışma saati, kırkbeş saatin altında kalmaktadır. Hal böyleyken, davacı tarafça, işyerinde fazla çalışma yapıldığı kanıtlanamamıştır. Anılan nedenle, fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.