16. Hukuk Dairesi 2018/3725 E. , 2019/7302 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "çekişmeli 2802 ada 1 parsel sayılı taşınmazın geldisi olan 592 ada 26 parsel sayılı taşınmazın tespit tarihi itibarı ile taşınmazda gerçek hak sahibinin kim olduğunun belirlenmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda çekişmeli parselin payları oranında ... ve ... mirasçıları adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; 592 ada 26 parsel sayılı taşınmazda kadastro tespitinin yapıldığı tarih itibarı ile, kadastro tutanağına göre ... ve ... adına zilyetlikle kazanım şartlarının oluştuğu, kadastro öncesinde 592 ada 17 parsel ve dava konusu 592 ada 26 parsel sayılı taşınmazların ... ve ... tarafından birlikte kullanıldığı, aralarında taksim olduğu belirtilmiş ise de, usulüne uygun taksimden söz etme olanağı bulunmadığı, iştirak halinde zilyetlik hükümlerinin sürdürüldüğünün kabulünün gerektiği, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan evin ... tarafından yapıldığı gerekçeleri ile yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ne var ki Mahkemece, Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına doğan usuli müktesep hakkın zedelenmemesi için, bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Bozma ilamında, "çekişmeli taşınmazın geldisi olan 592 ada 26 parsel sayılı taşınmaz üzerinde tespit tarihi itibariyle gerçek hak sahibinin kim olduğunun belirlenmesi" hususu vurgulandığı halde, bozmadan sonra yeniden keşif yapılmaksızın, önceki yetersiz keşiflere dayanılarak karar verilmiş; uyuşmazlığın çözümünde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, tek kişilik ziraatçı bilirkişi raporu esas alınarak ve dava konusu taşınmaz üzerinde kimin, ne kadar süredir ve ne suretle zilyet olduğu kesin olarak belirlenmeden karar verilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ne zaman başlayıp bitirildiği, öncesinde ham, hali arazi niteliğinde mi bulunduğu yoksa taşlık mı olduğu etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; teknik bilirkişiden, keşfi takibe elverişli, dava konusu taşınmaz bölümünü, komşularıyla birlikte gösterir krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişi kurulundan, taşınmaz bölümünün toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir ve komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ait üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazın sınırlarının oluşup oluşmadığı, niteliği, taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; tespit tarihi itibari ile davacılar lehine zilyetlikle edinim koşullarının oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenmeli, bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, belirtilen hususlar göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.