21. Hukuk Dairesi 2017/3637 E. , 2018/8419 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan iş verenlere ait iş yerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının 01/04/1981-30/06/1998 tarihleri arasında plastik makinesi ambalaj elemanı olarak Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının hizmet cetvelinde 01.04.1981- 22.10.1982 arası davalı işyerinden, 08.11.1982-31.12.1982 arası davadışı ... A.Ş "den, 11.01.1983-10.03.1984 arası davalı işyerinden, 01.07.1986-28.02.1987 arası davalı işyerinden, 01.03.1990-30.06.1990 arası Doğan Plastik A.Ş"den, 15.04.1998-30.11.1998 arası -... sicil sayılı dava dışı işyerinden bildirimlerin olduğu, 02.03.1987-06.09.1988 tarihleri arası askerlik görevini ifa ettiği, 01.04.1981 tarihli davalı işyerinden bildirilen kurum kayıtlarına ulaşan işe giriş bildirgesinin mevcut olduğu, davacının çalışmalarının bildirildiği dönem bordrolarının dosyada mevcut olmadığı, davalı işyerinin 01.09.1970 tarihinde kanun kapsamına alındığı davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; tespiti istenen dönemin bir kısmında davacının 18 yaşından küçük olduğu dikkate alınarak çırak olup olmayacağı değerlendirilmeden, ihtilaflı dönem bordroları getirtilip çalışmayı bilebilecek bordro tanıkları ve komşu işyeri tanıkları dinlenmeden, yetersiz tanık ifadeleri ile hüküm kurulması ve gerekçeli karar başlığında davalı şirketin komandit şirket olmasına rağmen limited şirket olarak yazılması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı şirketin adını düzeltmek, davalı işveren şirketin dava konusu ihtilaflı döneme ilişkin olarak davalı işverenin tüm dönem bordrolarını getirterek, dönem bordolarında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri ayrıntılı şekilde araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve çalışmanın eğitim nitelikli mi,üretime katılarak mı gerçekleştiğini, işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıp katılmadığının ve meslek ve sanat eğitiminin arka planda tutulup tutulmadığını tespit ederek çırak olup olmadığını değerlendirerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.