Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3456
Karar No: 2019/4675
Karar Tarihi: 18.09.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3456 Esas 2019/4675 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2018/3456 E.  ,  2019/4675 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İ MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL


    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından; dava konusu devrin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."nin maliki olduğu çekişme konusu 4657 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalı damadı ..."e satış suretiyle devrettiğini, anılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptali ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmazın 2/3 payının davacılar mirasbırakanı ..."nin kardeşi dava dışı ..."e ait iken muris ile birlikte satın aldıklarını, üzerine bina yaptıklarını, ancak taşınmazın muris adına tescil edildiğini, muris ..."nin kendisine yaptığı devrin hakkın teslimi niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, anılan kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından; dava konusu devrin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına, davanın kabulü ile dava konusu 4657 ada 22 sayılı parselin tapu kaydının davacıların miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..."nin maliki olduğu dava konusu 4657 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını üzerinde bırakarak kalan ½ payını 13.07.2009 tarihinde davalı damadı ..."e satış suretiyle devrettiği, murisin 15.06.2012 tarihinde öldüğü ve geriye davacı eşi .... ile davacı çocukları ..., ..., ... ile dava dışı kızı..."nin kaldıkları, davalı ..."in ...e"nin eşi olduğu anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olayda, davacılar mirasbırakanı ..."nin kardeşi ve tarafların ortak tanığı ..."un alınan beyanında dava konusu taşınmazı kardeşi ... ile birlikte satın aldıklarını, kendisinin taşınmazda 2/3 hakkı var iken taşınmazın kardeşi adına tescil edildiğini, bilahare hakkını mirasbırakan ... ve davalı ..."e haricen sattığını, satış bedelinin kendisine adı geçenler tarafından birlikte ödendiğini, taşınmazda da birlikte bina yaptıklarını belirtmesi karşısında davacılar mirasbırakanın davalıya yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı değil hakkın teslimi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Öte yandan, mirasbırakanın dava konusu taşınmazdaki 1/2 payını üzerine bırakarak kalan payını devrettiği, mirastan mal kaçırma amacı olsa idi payının tamamını devredebileceği de açıktır.
    Hâl böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
    Davalının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi