Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10459
Karar No: 2022/3555
Karar Tarihi: 14.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10459 Esas 2022/3555 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/10459 E.  ,  2022/3555 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1190-2021/1019

    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 36. İş Mahkemesi

    Dava, hizmet ve prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili; müvekkilinin davalı yanında 20/12/2013 -07/05/2015 tarihleri arasında Şantiye Şefi -Mimar olarak kesintisiz çalıştığını, en son net 3.000 TL ücret aldığını, ücreti elden zarf içerisinde aldığını, müvekkilinin çalışmalarını SGK'ya bildirildiğini düşündüğünü, ancak davalı şirket tarafından müvekkilinin işbu süre zarfı içerisindeki çalışması ile ilgili kuruma herhangi bir bildirim, işlem ve prim ödemesinin yapılmadığının tespit edildiğinden bahisle; müvekkilinin 20/12/2013 tarihinden işten çıkış tarihi olan 07/05/2015 tarihine kadar sigortalılığının tespiti ile hizmetlerine ait yatırılmayan primlerin yatırılmasını talep ve dava etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkilinin işyerinde çalıştığı iddiasıyla ... 9.İcra Müdürlüğünün 2015/16120 esas sayılı dosyasından maaş alacakları hususunda takip başlattığını, müvekkilince takibe itirazda bulunduklarını, davacı tarafından borca itiraz üzerine ... 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/1283 esas sayılı dosyasıyla itirazın kaldırılması için dava açıldığını, ancak bu davanın reddedildiğini, bunun üzerine davacı tarafından ... 9.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/174 esas sayılı dosyasıyla alacak davası açıldığını, bu dosyanın ise halen derdest olduğunu, her inşaat projesinde bir sorumlu şantiye şefi bulunmasının yasal bir zorunluluk olduğunu, davacı ile müvekkilinin yakın hısım-ahbap olduklarından davacı, müvekkilinin başlayacağı inşaat projesinde şantiye şefi olarak müvekkiline yardımcı olabileceğini beyan ettiğini, bunun için herhangi bir çalışma süresi-koşulu-ücret konuşulmadığını, taraflar arasında herhangi bir işçi-işveren ilişkisinin bulunmadığından bahisle; davanın reddini savunmuştur.
    Feri Müdahil vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığının yeterli olmadığını, aynı zamanda eylemli olarak çalışmasının da gerektiğini, yöntemince düzenlenip süresinde kuruma verilen işe giriş bildirgesinin fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Davanın reddine karar verildi.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... 36. İş Mahkemesinin 26/03/2019 tarihli, 2016/375 Esas- 2019/138 Karar sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Yasanın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verildi.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili; Mahkemece dinlenen tanıkların 1,5 sene kadar süren inşaat projesinde 1 aylık süre zarfında çalışmalarının olduğu dikkate alındığında, beyanlarına itibar edilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı işverenin hatıra binayen imzaladığını belirttiği iş sözleşmesinin geniş yetki ve sorumluluk içerdiğini, yapının inşaası sırasında şantife şefinin bulunmamasının mümkün olmadığını, bu itibarla verilen ifadelerin gerçeği yansıtmadığını, verilen kararın hatalı olduğunu belirtilerek bozulması talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
    Hizmet tespiti davalarının amacı, hizmetlerin karşılığı olan sosyal güvenlik haklarının korunmasıdır. Hizmet akdine dayalı çalışma olgusunun ispatında delil sınırlandırması yoksa da davacının Kurum sicil dosyası, işyeri özlük dosyası temin edilip işyerinin Kanunun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlendikten sonra iddia edilen çalışmanın başlangıç ve bitiş tarihleri, hangi işyerinde ne iş yapıldığı, işyerinin kapsam, kapasite ve niteliği, prime esas kazanca tabi ücretin ne olduğu, çalışmanın sürekli, kesintili, mevsimlik olup olmadığı eksiksiz bir şekilde açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Taraf tanıklarının sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenilmeli, re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve postabaşı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmelidir.
    Dosyanın incelenmesinde; davacı ile davalı arasında, 20.12.2013 tarihli şantife şefliği hizmet sözleşmesinin mevcut olduğu, inşa edilecek yapının ruhsat tarihi ile yapı kullanma izni tarihi arasında geçen sürenin sözleşme süresi olarak belirlendiği, ücretinin brüt olarak 2.700,00 TL olarak belirlendiği, Beşiktaş Belediyesi tarafından düzenlenen 03.01.2014 tarihli 2013/6325 sayılı Yapı Ruhsatına göre 44 Pafta, 352 Ada, 12 Parselde yapılan 5 bağımsız bölümden ve 578,10 metrekareden oluşan bina inşaatı için şantiye şefi çalıştırılmasının yasal zorunluluk olduğu, Beşiktaş İmar ve Şehircilik Müd. Yapı Denetim Bürosunun davacıya yönelik cevabi yazı içeriğine göre de, anılan sözleşmeye konu yapıya ilişkin yapı ruhsat tarihinin 03.01.2014, yapı kullanma izin belgesi tarihinin 07.05.2015 olarak belirtildiği, davacının şantiye şefi mimar olarak, davalının yapı müteahhidi olarak yer aldığı, davacı yanın hizmet döküm cetveline göre, 30.07.2013-13.10.2014 tarihleri arasında ve 14.10.2014-31.12.2015 tarihleri arasında dava dışı Baba İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. unvanlı işyerinden sigortalı bildirimlerinin yapıldığı, davalı Savaş Zafer Bayındır unvanlı inşaat işi mahiyetli iş yerinin 07.01.2014 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, 25.03.2015 tarihinde iz olduğu, davacının 20.05.1998 tarihinden itibaren vergi kaydının olduğu, yine konuya ilişkin İşçilik alacak dosyasında davacı yanın davalı işverenlik nezdinde, 03.01.2014-07.05.2015 tarihleri arasındaki işçilik alacaklarına yönelik talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, Mahkemece iş bu davada beyanlarına itibar edilen bordro tanıklarının davalıya ait işyerinde, şantiye şefi çalışmadığını, davacıyı tanımadıklarını ifade ettikleri, çalışma dönemlerinin ise, talebe konu dönemin tamamını karşılamayacak şekilde kısmi süreli olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkemece davacının talebine konu dönemde taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi kapsamında, fiili bir çalışmanın olup olmadığı hususunda, yöntemince araştırma yapılmadan, davalı işverenlikten kısmi süreli bildirimleri bulunan tanık beyanlarına itibarla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. Mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda izah edilen hususlar kapsamında; iddia edilen dönemi kapsayacak şekilde bordro tanıkları re’sen tespit edilerek; davacının çalışma iddiasına yönelik, bilgi ve görgülerine başvurulmalı; bu beyanlar yeterli gelmediği taktirde, davacıya çalıştığını iddia ettiği dönemde kimlerle çalıştığı sorulmalı, beraber çalıştığını belirttiği kişiler re’sen davet edilerek, beyanları alınmalı; öte yandan çalıştığı iddia edilen dönem kapsamında komşu işyerleri belirlenmek suretiyle, belirlenen işyerlerinin işverenleri ve çalışanlarının da bilgi ve görgülerine de başvurulmak suretiyle; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı, toplanan deliller ışığında varılacak sonuca belirlenmelidir.
    O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak; İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi