10. Hukuk Dairesi 2019/1665 E. , 2020/1544 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı Kurumun istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı Kurum; 05.01.2011 tarihli iş kazası sebebiyle sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir, yapılan tedavi gideri ve geçici işgöremezlik ödenekleri sebebiyle oluşan kurum zararının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
II- CEVAP
Davalı vekili; işveren tarafından tüm iş güvenliği önlemlerinin alınarak tüm koruyucu malzemelerin işçilere verildiği, olayda kusurlarının bulunmadığı, kazalı işçinin şifa bulup iyileştiği ve maluliyeti bulunmadığı gerekçeleriyle davanın reddini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davalı işverenliğin meydana gelen iş kazasında %75 oranında kusurlu olduğu ve kazalı işçinin %10,2 oranındaki sürekli işgörmezlik derecesi üzerinden;
"Davanın kısmen kabulüne,
38.705,81 TL PSD gelirin onay tarihi olan 30/04/2015 tarihinden,
3.178,33 TL GİG nin ödeme tarihi olan 05/06/2012 tarihinden,
408,17 TL Tedavi Giderinin sarf tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Hükme dayanak alınan kusur raporunda işverenin %75, işçinin %25 oranında kusurlu oldukları sonucuna varılmış ise de müfettiş raporlarında, "araç kasalarının kenarına yanaştırılan, işçilerin üzerinde durdukları seyyar ahşap platformların etrafına uygun korkuluk yapılarak işçilerin boşluğa basmaları ve düşmelerinin engellenmesi ve ayrıca kasa tarafından veya üstten gelebilecek yüklere karşı da uygun ve yeterli sağlamlıkta korkuluk yapılarak platformların da yüklerin çarpması ile devrilmemelerinin sağlanması, işyerinde kullanılacak iş ekipmanının yapılacak işe uygun olması ve bu ekipmanın işçilerin sağlık ve güvenliğine zarar vermemesi için gerekli tüm tedbirlerin alınması gerektiği tespiti yapılmış iken kazazede işçiye "gerekli dikkat ve özeni göstermediği, dalgın davrandığı" şeklinde soyut gerekçe ile kusur yüklenmesi isabetli görülmemiş, işverenin %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmış, işçiye %25 oranında kusur veren rapora itibar edilerek, 21/1. Madde hükümleri doğrultusunda %75 kusur oranına göre, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmamış, bu gerekçeyle;
“Davacı SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne;
İzmir 14. İş Mahkemesi"nden verilen 03/10/2017 tarih, 2016/20 Esas ve 2017/316 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına,
Davanın kabulüne,
51.607,75 TL ilk peşin sermaye değerli gelirin 30.04.2015 tarihinden, 4.237,77 TL Geçici İşgöremezlik Ödeneğinin 05.06.2012 tarihinden, 16,54 TL tedavi giderinin 06.01.2011 tarihinden, 77,52 TL tedavi giderinin 10.02.2011 tarihinden, 12,36 TL tedavi giderinin 23.02.2011 tarihinden, 125,00 TL tedavi giderinin 16.03.2011 tarihinden, 6,89 TL tedavi giderinin 08.06.2011 tarihinden, 28,49 TL tedavi giderinin 05.01.2011 tarihinden, 134,20 TL tedavi giderinin 06.01.2011 tarihinden, 24,00 TL tedavi giderinin 23.02.2011 tarihinden, 23,00 TL tedavi giderinin 07.03.2011 tarihinden, 15,50 TL tedavi giderinin 07.03.2011 tarihinden, 23,00 TL tedavi giderinin 01.08.2011 tarihinden, 36,12 TL tedavi giderinin 01.08.2011 tarihinden, 21,60 TL tedavi giderinin 08.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacı Kuruma verilmesine” karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı vekili; Kurum müfettiş raporu esas alınarak davalı işverene %100 kusur verilemeyeceği, tazminat davasında işçiye verilen %25 kusurun Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, Bölge Adliye Mahkemesinin kusur raporu almaksızın resen kusur belirlemesinin Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
1- Rücu davaları kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusuru olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığında sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, bu davalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı değerlendirilerek belirlenmesi gerekir.
Kurum müfettişince hazırlanan raporda davalı işverene %100 kusur verilmiş, işçinin herhangi bir kusuru tespit edilememeiş, kazalı işçi tarafından açılan ve Yargıtay’ın onama kararıyla kesinleşen tazminat davasında alınan ve tek bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda işverene %75, işçiye %25 kusur verilmiştir. Eldeki davada da tek bilirkişi tarafından düzenlenen kusur raporunda işverene %75, işçiye %25 kusur verilmiş ve bu rapor esas alınarak karar verilmişse de Bölge Adliye Mahkemesince, belirlenen kusur oranlarının soyut gerekçelere dayandığı ve itibar edilemeyeceği gerekçesi ile yeni bir kusur raporu alınmaksızın işçinin kazada kusursuz olduğu, işverenin %100 kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, kazalı işçinin 01.09.1982 tarihinden itibaren kaza tarihine kadar aralıksız aynı işyerinde 28 yıldan fazla bir süredir çalıştığı ve tecrübeli bir işçi olduğu, öte yandan, işyerinde gemilerden kamyonlara yük aktarıldığı sırada, kamyon kasalarının yanına sehpalar konularak işçilerin bu sehpalar üzerinde beklemek suretiyle vincin ve yükün olası tehlikelerinden korunmaya çalıştıkları, bunun bir işyeri uygulaması olarak yerleşmiş olduğu, ne var ki gerekli iş güvenliği önlemleri alınmaması sebebiyle mevzu bahis kazanın meydana geldiği anlaşılmaktadır.
Kurum müfettişince hazırlanan raporda her ne kadar davalı işverenlik %100 kusurlu sayılmış, buna karşın eldeki davada ve tazminat davasında alınan tek kişilik bilirkişi raporları da birbirini teyit etmekte ise de
-olayın oluş biçimi
-işyerindeki hatalı uygulama
-kazalı işçinin işyerindeki çalışma süresi ve tecrübesi de dikkate alınarak ve önceki tüm kusur raporları irdelenerek, aradaki çelişkiler giderilecek şekilde yeniden 3 kişilik konusunda uzman bilirkişilerden kusur oran ve aidiyetleri konusunda yeni bir rapor alınmalıdır.
2- Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde; kazalı işçinin 30 günlük istirahatinin ardından şifa bulduğunu, maluliyetinin bulunmadığını iddia etmişse de mahkemece bu konu irdelenmeden karar verilmiştir. Davalı işverenliğin maluliyete dair itirazları da yöntemine uygun şekilde gerekli prosedür işletilerek irdenmeli oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.