1. Hukuk Dairesi 2017/3000 E. , 2019/4671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT
Taraflar arasında görülen tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.09.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davacı ... vekili Avukat vd. gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz ...çesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 1607 ada 371 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün satışı hususunda davalı ...’u vekil tayin ettiğini, ...’un taşınmazı davalı kız kardeşi ...’e, ...’in de diğer davalı ...’e, ...’in de kısa bir süre sonra dava dışı ...’ye satış suretiyle devrettiğini, satış işlemlerinden haberdar edilmediği gibi kendisine herhangi bir bedel de ödenmediğini, vekalet görevinin kötüye kullanıldığını, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ettiklerini ileri sürerek, 210.000,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalılar ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına tüm davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden; çekişme konusu 5093 ada 20 parsel sayılı taşınmazdaki 5 nolu bağımsız bölümün tamamı davacı adına kayıtlı iken, ... 7. Noterliğinin 18.08.2009 tarih 23728 yevmiyeli vekaletnamesi ile vekil kıldığı davalı ... tarafından 01.12.2009 tarihinde davalı ...’e, ... tarafından 14.02.2011 tarihinde davalı ...’e, ... tarafından da 02.03.2012 tarihinde dava dışı ...’ya satış suretiyle temlik ediliği, davalı vekil ... ile davalı ...’in el ve işbirliği içinde davacıyı zararlandırdıkları saptanmıştır. Ancak davalı ... 2. el konumunda olup iyiniyetli olması halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı açıktır.
Hemen belirtmek gerekir ki, iddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme haklı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın "açıklama ve ispat hakkı"nı da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır.
Öte yandan, tanık delili, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 240 ile 266. maddeleri arasında düzenlenmiş olup HMK’nın 240/2 maddesinde; ""Tanık gösteren taraf, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren listeyi mahkemeye sunar...” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı tanık olarak ...’ı, davalı ... ise... ile...’ı tanık olarak bildirmiş, ne var ki mahkemece tarafların bildirdikleri tanıklar dinlenmeden iddia ve savunma hakkı kısıtlanarak sonuca gidilmiştir.
Hal böyle olunca; davacı ve davalı ... tarafından bildirilen tanıkların dinlenmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalı ...’in TMK.nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuca göre davalı ... bakımından bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ...’in de tazminattan sorumlu turulması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-c maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.