Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12762
Karar No: 2022/3622
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12762 Esas 2022/3622 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2021/12762 E.  ,  2022/3622 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 6. İş Mahkemesi


    Dava, Kurumca resen tahakkuk ettirilen fark prim borcunun iptali ve yersiz ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkiline ... Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı tarafından, ihale olunan ... Büyükşehir Belediyesi Muhtelif Bina ve Onarım İşinin 31/07/2017 tarihinde başlanıp 21/11/2018 tarihinde tamamlandığını, davalı kurum tarafından müvekkiline, söz konusu inşaat işi ile ilgili olarak %13 asgari işçilik oranı uygulanmak suretiyle hesaplanan 267.271,52 TL fark işçilik miktarı üzerinden tahakkuk 92.208,67 TL sigorta prim borcunun bulunduğunun 11/02/2019 tarih ve 20413601/202.99/2278592 sayılı yazının iadeli taahhütlü olarak müvekkiline gönderildiğini, tebligatın müvekkil şirketin temsilcisinin çarşıda olmasından dolayı, daimi işçisi ... ... imzasına 26/02/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, tebligatın yapıldığı kişi olan ... ...'in şirket çalışanı olmadığını, yapılan tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı kurumun asgari işçilik belirlemesine ilişkin hesap ve değerlendirme yöntemlerinin yasa ve yönetmeliğe aykırı olduğunu, tüm bu sebeplerden kesinleşmediği halde, kesinleşmiş gibi işlem yapan ve tahsilat gerçekleştiren davalı kurumun, 11/02/2019 tarih ve 20413601/202.99/2278592 sayılı yazısına dayalı fark asgari işçilik tespitinin ve buna dayalı sigorta prim borcu tahakkuku işleminin iptali ile prim borcu olarak 05/08/2019 tarihinde 94.775,77 TL, gecikme zammı olarak 08/08/2019 tarihinde 2.444,28 TL, 20/09/2019 tarihinde 11.608,35 TL, 18/10/2019 tarihinde 6.56 TL, 18/10/2019 tarihinde 1.547,02 TL, ve 21.10.2019 tarihinde 11.423,00 TL olmak üzere toplam 121.804,98 TL olarak tahsil edilen alacağın, ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalı Kurum vekili, müvekkili kurum tarafından davacı adına gönderilen tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacı şirket ile ilgili olarak 5510 sayılı kanunun 85. Maddesinin 2. fıkrasına istinaden yapılan araştırma işlemi sonucunda, davacı şirketin müvekkil kuruma yeterli işçilik bildiriminde bulunmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine söz konusu inşaat işi ile ilgili olarak % 13 asgari işçilik oranı uygulanmak ve gecikme zamları da dahil edilmek üzere davacı şirkete 92.208,67 TL tahakkuk edildiğini, davacı şirketin 17/04/2019 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, davacı şirket tarafından 1 aylık süre içerisinde itiraz edilmediğinden borcun kesinleştiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Açılan davanın kabulü ile,
    1-Davacı şirketin kurumun 11/02/2019 tarih ve 2278592 sayılı yazısına verdiği itiraz dilekçesinin süresinde olduğunun tespiti ile, kurum tarafından fark işçilik borcunun kesinleştiğine ilişkin 07/08/2019 tarih ve 11596776 sayılı kurum işleminin iptaline,
    2-Davalı kurumca fark işçilik-prim borcu tahakkuku kesinleşmeden davacı şirketten tahsil edilen toplam: 121.804,98 TL ' den 94.775,77 TL' sine 05/08/2019 tarihinden, 2.444,28 TL' sine 08/08/2019 tarihinden, 11.608,35 TL' sine 20/09/2019 tarihinden, 1.547,02 TL' sine 18/10/2019 tarihinden, 6.56 TL' sine 18/10/2019 tarihinden ve 11.423,00 TL' sine 21/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Davalı Kurumun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili; Müvekkil kurumca, 4.4120.0101.1315027.016.13-50 sicil numaralı dosyada davacı şirket adına işlem gören işyeri ile ilgili olarak yapılan incelemelerde, işyerine ait prim fark borcu olduğu tespit edildiğini, borcu bildirir nitelikte bahse konu tebligat kurum kayıtlarında yazılı adrese çıkarıldığını, işyeri adres değişikliklerinin 10 gün içinde müvekkil kuruma yazı ile bildirilmesi gerektiğinin, davacı şirket tarafından 1 aylık yasal süresi içinde itiraz yapılmamış ve borcun kesinleştiğini, bu nedenle dava konusu müvekkil kurum işlemi hukuka uygun olup davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafın ticari faiz talebinin yerinde olmadığını, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Davanın yasal dayanağı olan, 5510 sayılı Yasanın 85’inci maddesinde “Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile bankalar tarafından ihale mevzuatına göre yaptırılan işlerden ve özel nitelikteki inşaat işlerinden dolayı bu işleri yapan işveren tarafından yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığı Kurumca araştırılır. Bu araştırma sonucunda yeterli işçiliğin bildirilmemiş olduğu anlaşılırsa, eksik bildirilen işçilik tutarı üzerinden hesaplanan prim tutarı, 89 uncu madde gereği hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte bir ay içinde ödenmek üzere işverene tebliğ edilir. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödendiği veya ödeneceğinin işveren tarafından yazılı olarak taahhüt edilmesi halinde borç kesinleşir. Kuruma verilecek taahhütnamede üstlenilen ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde, işveren hakkında 88 inci ve 89 uncu maddeler uyarınca işlem yapılır. Tebliğ edilen prim ve gecikme cezası ve gecikme zammının ödenmemesi, taahhütname verilmemesi veya Kurumca işyerinin denetlenmesine gerek görülmesi durumunda Kurumca inceleme yapılacağı..." belirtildikten sonra 3. fıkrasında, 2. fıkrada belirtilen yöntemlerle Kuruma bildirilmediği belirlenen asgarî işçilik tutarı üzerinden Kurumca re’sen tahakkuk ettirilen sigorta primlerinin işverene tebliğ edileceği, işverenin, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde Kuruma itiraz edebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazın reddi durumunda işverenin, kararın tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde yetkili iş mahkemesine başvurabileceği açıklanmış, diğer taraftan anılan Kanuna dayanılarak hazırlanıp 12.05.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmakla yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 110 – 113 (dahil) maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.
    5502 sayılı Yasa'nın 17. maddesinin d bendine göre Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı işin yürütümü açısından gerekli olan asgarî işçilik tutarını tespit etmekle görevli olup bu görevini müfettişleri eliyle yerine getirmektedir.
    Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasanın 59. Maddesine göre, sigorta müfettişlerince görevleri sırasında saptanan Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler yemin hariç her türlü delille ispatlanabilir. Bu maddenin uygulamasında teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. Genel ilke bu olmakla birlikte, yasal karinenin aksi kanıtlanabileceği gibi, Kurumun prim alacağının esasını teşkil eden müfettiş raporuna yönelik itirazlarda, müfettiş raporundaki saptamaların gerçeğe uygun olup olmadığının mahkemece araştırılması, uyuşmazlıkların sağlıklı çözümü için kayıt ve defterler üzerinde inceleme yapılması, faturaların doğruluğunun ve niteliğinin belirlenmesi, incelemeye konu işin (sektörün) özelliklerine göre asgari işçilik oranı ve işçilik miktarının tespiti gerekir. Bu hususların incelenmesi ise özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden; Hukuk Muhakemeleri Yasasının 266. maddesine göre asgari işçiliği teknik usullerle saptamasını bilen bir hukukçu, serbest muhasebeci/mali müşavir bilirkişi (veya yeminli mali müşavir) ve asgari işçilik incelemesine konu iş (sektör) konusunda bilgi sahibi bir bilirkişi olmak üzere üç kişilik bilirkişi kurulundan açıklayıcı ve denetime elverişli rapor alınmalıdır.
    Dava konusuna ilişkin olarak öncelikle belirtilmelidir ki; çeşitli tarihlerde Kurumca çıkarılan genelge ve genel tebliğlere ekli listelerde asgari işçilik oranları belirlendiğinden, işin yapıldığı dönemde yürürlükteki asgari işçilik oranlarının dikkate alınması gerekir. Kurumun düzenleyici nitelikteki bu işlemine karşı idari yargı yoluna başvurarak iptal kararı alınmadıkça bir başka işçilik oranına dayanılarak hesaplama yapılamayacağı gibi, listede açıklanan işi bölümlere ayırıp her biri için ayrı işçilik oranları alınması da mümkün değildir. Ancak ihaleli işlerde bölümler halinde keşif özetine bağlanmış farklı ihale konuları varsa her biri için listede belirlenen asgari işçilik oranının esas alınması gerektiği kabul edilmelidir.
    Öte yandan, Kuruma, yeterli işçilik bildirilmiş olup olmadığının araştırılmasında dikkate alınacak asgari işçilik oranlarının saptanması amacıyla oluşturulan Asgari İşçilik Tespit Komisyonu tarafından belirlenmiş olan asgari işçilik değerleri, malzeme, işçilik, kar ve işin yürütülmesinde etken diğer unsurların, konuya ilişkin düzenlemeler ışığındaki hesaplamaya dayalı olarak belirli orandaki ifadesi olup; Kurum tarafından uygulanan işçilik oranının ihale konusu işin sıralanan unsurları yönünden uygunluk göstermediğinin ileri sürülmesi olanağı da bulunduğundan, böylesi durumlarda, ihaleye ilişkin tüm belgeler getirtilerek, istihkakı oluşturan kalemler, kar payı, ihale indirimi, işin yapımında kullanılan teknoloji, genel ve yöresel rayiçler ile özellikle yapılan işin, asgari işçilik tespitine dayanak alınan verilerden uzaklaşan yönlerini ortaya koymak ve işin yapımında ileri teknoloji kullanılması nedeniyle o iş için Kurumca belirlenen asgari işçilik oranından daha düşük işçilik oranı gerçekleştiği yönündeki iddianın ispatı işverene aittir. Kuşkusuz bu iddia soyut tanık beyanlarına dayandırılamayacağından, işverenin bu iddiasını somut nitelikte delillerle ortaya koyması gerekir. Özellikle, işin niteliği dikkate alınarak yüksek teknoloji ürünü makine ve araçların işverenin o işe dair makine parkında bulunup bulunmadığı, ya da işyeri dışından temine ilişkin belgeler mahkemeye ibraz edilmeli, bu araçların fiilen kullanılıp kullanılmadığı incelenmelidir. Sunulan belge ve kanıtların, uygulanan işçilik oranı yönünden değerlendirilip, gerçeğe uygun olup olmadığı konusunda yapılacak inceleme ise, gerek duyulduğunda ihale konusu iş kolunda teknik bilgi sahibi bilirkişilerin katılımıyla işyerinde keşif yapılmak suretiyle gerçekleştirilmeli; işçilik oranları konusunda farklı sonuca varılması halinde, gerekçelerinin ayrıntılı olarak ortaya konulup denetlenmesi gereği üzerinde durulmalıdır.
    Eldeki davada ise, davalı kurumca, davacı hakkında yapılan tebligatlar nedeniyle borcun kesinleştirildiği ve hatta bir kısım tutar bakımından da, davacı şirkete herhangi bir tebligat yapılmadan ve şirketin 24.08.2018 tarihinden sonraki bildirimlerinin de düşülerek yeniden hesaplamanın yapılması sonucunda fark prim borcu tahakkuk ettirildiği, davacı şirketin süresinde yaptığı faturalı inceleme talebi ve orana itirazının aynı nedenlerle reddedildiği anlaşılmakta olup, Mahkemece, davalı Kurum işlemlerinin tebliğinin usulüne uygun olmaksızın yapıldığı ve davacı hakkında borçlu olunan miktarın tam olarak belirlenmediği, bu gerekçe ile dava konusu borcun ve istirdat isteminin kabulüne ilişkin yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmakta ise de, yapılması gereken, yukarıda açıklandığı şekilde, davalı Kurumca davacı hakkında yapılan borç tahakkuku ve tahsilâtlarının tarihleri gözetilerek işin esasına girilmesi ve davacının itirazlarının incelenmesi, bu kapsamda, davalı kurumca aşamalarda ne gibi işlemlerin yapıldığının araştırılması ile işlemlerinin de netleştirilerek, davacının asgari işçilik oranına ve faturalarının dikkate alınmadığına ilişkin itirazlarının incelenmesi, oranın ne olması gerektiğini (dava olduğu dikkate alınarak oran üzerinde %25 eksiltme yapılmaksızın) ve hesap yöntemini içeren, denetime elverişli bir hesap raporu aldırılması ve davacının fark işçilik nedeniyle davalı Kuruma prim borcu olup olmadığının tespit edilmesi ile uyuşmazlığın temelini çözüme kavuşturma gereklerinin gözetilmemesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine ve kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi