Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5141
Karar No: 2022/3571
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5141 Esas 2022/3571 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/5141 E.  ,  2022/3571 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi



    Dava, 5510 sayılı Yasanın geçici 39. maddesinin uygulanması ile aylık miktarının yeniden tespiti ile fark aylıkların yasal faizleri ile birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kurum tarafından 1979 yılında malulen emekli olduğunu, kurumun en son çıkardığı intibak yasası ile ilgili emekli maaşında bir artış olması gerekirken herhangi bir artış olmadığını, kendisi ile aynı konumda olanların emekli maaşında artış olduğunu, kuruma maaşının tekrar hesaplanması için yapmış olduğu başvuru sonucunda maaşında sadece 8 TL. artış olduğunu, kendisi ile aynı konumda olan kişilerin maaşında en az 150 TL. artış olduğunu, belirterek eksik hesaplanan maaşının yeniden hesaplanmasına ve geriye dönük eksik ödenen maaşlarının ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP:
    Davalı malullük aylığı alanlar yönünden son tahsis talep tarihi özel sektörden emekli olanlar için 31.12.1999, kamu sektöründen emekli olanlar için 14.01.2000 tarihinden önce olanların malullük aylıkları 5510 sayılı Yasanın geçici 39. maddesi uyarınca yeniden hesaplandığını, hesaplanan intibak aylığı 2013/Ocak ayındaki mevcut aylığı ile mukayese edilerek ödenmekte olan aylık tutarının altında kalması halinde mevcut aylık, üstünde olması halinde intibak aylığının ödendiğini, intibak aylıkları için geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    Davacının Mahkememizce ortadan kaldırma kararı doğrultusunda eksiklikler giderilerek rapor alınması amacıyla dava dosyası uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, uzman bilirkişiden rapor alınarak dava dosyası ile birlikte gönderilmiştir.
    Ortadan Kaldırma İlamı, bilirkişi raporu ve dosyadaki bilgi, belgeler ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava dilekçesindeki talebine ilişkin kuruma 10.12.2015 tarihinde başvuru yaptığı, kurum tarafından talebinin 14.12.2015 tarihinde reddine karar verildiği anlaşıldı. Uyuşmazlık davacıya bağlanan yaşlılık aylığının eksik bağlanıp bağlanmadığı noktasında toplanmaktadır. 5510 sayılı Kanunun geçici 39. maddesi kapsamında uzman bilirkişi marifetiyle hesap yaptırıldı. 28.03.2019 tarihli hesap raporu neticesinde 2013 Ocak ayı itibariyle davacının aylığının 909,30 TL. Olduğu, kurum tarafından eksik aylık bağlanmadığı, kurum işleminin yerinde olduğu anlaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, 01.10.1979 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında malûllük aylığı alan davacının, 5510 sayılı Kanunun geçici 39. maddesi uyarınca yapılacak intibak işlemi sonucu oluşacak aylık miktarının ve aylığa esas verilerin değişip değişemeyeceği eksik miktarda malûllük aylığı aldığına yönelik iddianın ortaya konulmasının yeterli olmadığı, bu iddianın araştırılabilmesine yönelik somut bilgi ve açıklamaların da sunulması gerektiği, somutlaştırma yükünün; genel anlamda tarafların açıklama ödevinin bir parçası olduğu, eldeki davada bu yönde bir somutlaştırmanın bulunmadığı, malûllük aylıklarının; tespit edilen gösterge rakamı, memur aylık katsayısı ve aylık bağlama oranına göre belirlendiği/hesaplandığı, 28.03.2019 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamaların; yukarıda belirtilen kanuni düzenlemelere uygun olduğu ve bu raporda belirtilen miktarlar ile temin edilen belgelerdeki malûllük aylığı ödeme miktarlarının örtüştüğü, davacı vekili tarafından ileri sürülen tüm istinaf başvuru sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı, incelenen kararın; dava dosyası kapsamında mevcut maddi delillere uygun, yasal ve hukuksal gerekçelere dayandığı, delillerin takdirinde herhangi bir isabetsizlik ve kamu düzenine aykırı bir halin varlığının tespit edilemediği dikkate alınmak sureti ile davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-b maddesinin (1) numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili, davasının kabulünün gerektiğini, bilirkişi raporunun yanlış olduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
    V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Eldeki davada, 506 sayılı Yasa hükümleri gereğince davacıya 01.10.1979 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının aylığının eksik hesaplandığı iddiası ile eldeki davayı açtığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı, öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ve bu maddenin yollaması ile 506 sayılı Yasanın 61.maddeleridir.
    506 sayılı Yasanın 61. maddesine göre, yaşlılık aylıklarının hesabında 31.12.1999 tarihine kadar katsayı esasına dayalı gösterge sistemi uygulanmakta iken, 4447 sayılı Yasa ile anılan maddede değişiklik yapılması sonucu, 01.01.2000 tarihinden itibaren katsayı esasına dayalı gösterge sistemi yürürlükten kaldırılmış, sigortalının her takvim yılına ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan kentsel yerler tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve gayrisafi yurt içi hâsıla sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı arttırılarak bulunan yıllık kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın 360 katı, aylığın hesaplanmasına esas ortalama yıllık kazancı oluşturması esası getirilmiştir. Ancak bu sistem, 01.01.2000 tarihinden sonra sigortalı olarak çalışmaya başlayıp, emekli olanlara uygulanacağından, 506 sayılı Yasaya 4447 sayılı Yasanın 17.maddesi ile eklenen geçici 82.maddesi ile 01.01.2000 tarihinden önce çalışmaya başlayıp, bu tarih sonrası da çalışmaya devam edenler için, eski ve yeni sistemin birleşiminden oluşan karma sisteme göre aylık bağlanacağı hükme bağlanmıştır.
    Davacının 01.01.2000 tarihi öncesindeki aylık miktarının hesabında, 506 sayılı Yasanın Ek 34. maddesinin “Malullük, yaşlılık ve ölüm aylıklarının hesabına esas alınacak üst gösterge, sigortalının işten ayrıldığı veya öldüğü tarihten önceki malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş son on takvim yılının prim hesabına esas tutulan kazanç tutarlarına göre bulunacak ortalama yıllık kazanç esas alınarak tespit edilir.” düzenlemesi ile Ek 35. maddede belirtilen, üst gösterge tablolarının tavan göstergesine göre hesaplanacak aylıkların aylık bağlama oranının %50 olduğu, anılan maddenin 2. fıkrası ile üst gösterge tablosunun tavan göstergesi ile gösterge tablosunun tavan göstergesi arasında bağlanacak aylıklarda aylık bağlama oranını belirleme yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilmiş olup Bakanlar Kurulunun 1987/11994 sayılı Kararı ile üst göstergelerin taban aylık bağlama oranının %50 olarak belirlendiği, bilahare 1992/2607 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile üst gösterge tablosunda her bir göstergenin taban aylık bağlama oranının ayrı ayrı olmak üzere %50 ila %59,9 arasında belirlendiği gözetilerek, gösterge tespit tablosundan gösterge tespiti yapılacaktır.
    Diğer taraftan, 5510 sayılı Yasanın geçici 39. maddesi hükümlerinin de irdelenmesi gereklidir.
    Madde hükümlerine göre; (1) Son tahsis talep tarihi veya ölüm tarihi 2000 yılı Ocak ayı başından önce olup, 506 sayılı Kanunun mülga hükümleri uyarınca gösterge sistemine göre bağlanan malullük, yaşlılık ve ölüm aylıkları ile bu tarihten önce malullük veya yaşlılık aylığı almakta iken bu tarihten sonra ölen sigortalıların ölüm aylıkları, bu madde hükümlerine göre yeniden hesaplanır.
    (2) Aylıkların hesaplanmasında, 506 sayılı Kanunun mülga maddeleri uyarınca hazırlanan ve 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan gösterge veya üst gösterge tablosundan sigortalı için tespit edilmiş olan mevcut gösterge rakamı ile aynı dönemde yürürlükte bulunan memur aylık katsayısı esas alınır.
    (3) Sigortalının aylık bağlama oranı aşağıdaki şekilde belirlenir:
    b) Yaşlılık aylığında; gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için % 60, üst gösterge tablosundan aylık hesaplanmış olan için ise 1999 yılı Aralık ayında yürürlükte bulunan ve gösterge rakamına göre %59,9 ila %50 arasında belirlenmiş olan taban aylık bağlama oranı esas alınır. Bu şekilde belirlenen taban aylık bağlama oranı, sigortalının tahsis talep tarihi itibarıyla kadın ise 50, erkek ise 55 yaşından sonra doldurduğu her tam yaş için ve 5000 günden fazla ödediği her 240 günlük 3malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi için (l)’er artırılır, 5000 günden noksan ödediği her 240 gün için (1)’er eksiltilir. Maden işyerlerinin yer altı işlerinde çalışması, sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malûl olması, engelliliği nedeniyle vergi indiriminden yararlanması veya erken yaşlanması nedeniyle tarafına yaşlılık aylığı bağlananlara günden dolayı eksiltme yapılmaz.
    ç) Malûllük, yaşlılık ve ölüm aylığının aylık bağlama oranı % 85’ten fazla olamaz.
    (4) Sigortalının 1999 yılı Aralık ayı ödeme dönemi itibarıyla aylığı, yukarıdaki hükümlere göre tespit edilen gösterge rakamı, memur aylık katsayısı ve aylık bağlama oranının çarpımı suretiyle belirlenir.
    (5) Bu madde hükümlerine göre 1999 yılı Aralık ayı ödeme dönemi itibarıyla hesaplanan aylık tutarı, %5,9 oranında artırılarak 2000 yılı Ocak ayına, 2000 yılı Ocak ayı için bu şekilde hesaplanan aylık tutarı ise, (7,13326594120697) çarpanı kullanılarak 2008 yılı Ocak ayına taşınır. Bu şekilde hesaplanan aylık tutarı da, 2008 yılı Ocak ayı ödeme döneminden başlayarak 2013 yılı Ocak ayı ödeme dönemine kadar (bu dönem dâhil) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara ödenmekte olan aylıklara uygulanmış olan aylık artışları ile artırılır.
    (6) Bu maddeye göre hesaplanan aylık tutarının, sigortalı veya hak sahiplerine 2013 yılı Ocak ayı ödeme döneminde ödenmekte olan aylık tutarının altında kalması halinde, mevcut aylıkların ödenmesine devam edilir.
    (7) Bu maddeye göre hesaplanan aylıklar için geriye yönelik herhangi bir ödeme yapılmaz.
    (8) Sözleşme aylıklarını 2000 yılı Ocak ayı başından sonra borçlanma yapmak suretiyle tam aylığa yükseltenler ile geçici 20’nci maddeye göre devir alınacak sandıklardan aylık alanlara devir tarihinden sonra bu madde hükümleri uygulanmaz.”
    Eldeki davada ise, bilirkişi tarafından davalı Kurumun cevabi yazısına göre yapılan hesap raporunda herhangi bir hata bulunmadığı tespit edilmiş ise de, öncelikle tahsise esas alınan tüm verilerin getirtilmesi ile davacı hakkında aylığın başlangıç tarihindeki gösterge, katsayı ve aylık bağlama oranı ile 1999 yılına kadar gelinen süreçte, davacının aylığındaki değişimlerin görülebildiği şekilde ve kurumca 2015 yılında davacıya hitaben düzenlenen ve 9535 gösterge ve %60 Aylık Bağlama Oranı üzerinden bağlandığı belirtilen aylık miktarına 5510 Sayılı Yasanın geçici 39. maddesi hükümlerinin uygulanması ile birlikte 926,29 TL’ye çıkaran Kurum işlemine dayanak teşkil eden, süreç içerisinde yasal veya çeşitli Bakanlar Kurulu Kararları ile değişikliğe uğradığı anlaşılan gösterge, katsayı ve Aylık Bağlama Oranları ile davacının aylığına esas hesaplamaları içeren dayanak belgelerin, davalı Kurumdan celbi ile iddia ve savunma üzerinde durulmalı, buna göre denetime elverişli bir rapor aldırılmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararının kaldırılarak, İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 15.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi