Esas No: 2019/115
Karar No: 2022/3183
Karar Tarihi: 17.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/115 Esas 2022/3183 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/115 E. , 2022/3183 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/115
Karar No : 2022/3183
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Büyükşehir Belediye Başkanlığı/...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Ankara ili, Çankaya ilçesi, ...Yolu, ...ada, ...parsel ve ...ada, ...parsel sayılı taşınmazların kuzeyindeki park alanının rekreasyon alanına çevrilmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin onayına yönelik Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ...tarih ve ...sayılı kararının, bu kararın dayanağı olan 1/5000 ölçekli nazım imar planının ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğine yönelik olarak askıda yapılan 11/07/2017 tarihli itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; dava konusu uygulama imar planı değişikliklerinin, mevzuatta öngörülen analiz, eşik, sentez gibi planlama süreçlerine ilişkin yeterli değerlendirme ve sonuçları içermediği, plan açıklama raporunun bulunmadığı, kamu yararı amacı taşımadığı, plan değişikliklerinin yapılmasının teknik veya hukuki bir zorunluluktan kaynaklanmadığı, taşınmazın, içinde bulunduğu alanda yapılan parselasyon işlemi neticesinde düzenleme ortaklık payı (DOP) olarak alınan paylarla oluşturulduğu, böylelikle uygulama görerek kamuya kazandırıldığı, bu bakımdan taşınmazın bulunduğu alandaki imar planlarının nihai amacına ulaştığı, DOP olarak oluşturulan alanların başka amaçla kullanımının mümkün olmadığı, yürürlükteki imar planlarında herhangi bir yapılaşma hakkı tanımlanmamış olan park alanının, çok sayıda fonksiyonun yer alabileceği ve kısmen de olsa yapılaşma hakkı bulunan park ve rekreasyon alanına çevrilmesine yönelik imar planı değişikliklerinin bilimsel, nesnel ve teknik bir gerekçeye dayanmadığı, kamuya mal olmuş bir alana, özel mülkiyete konu olabilen bir kullanım kararı verilmesini öngören dava konusu imar planlarının imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yarına uygun olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Uyuşmazlık konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu, imar planlarında yapılan değişikliklerin bölge ihtiyaçları doğrultusunda kamu yararı adına yapıldığı, davacı tarafından aynı nitelikteki başka taşınmazlara ilişkin imar planlarında yapılan değişikliklerin iptali istemiyle açılan davaların reddine karar verildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava, Ankara ili, Çankaya ilçesi, ...Yolu, ...ada, ...parsel ve ...ada, ...parsel sayılı taşınmazların kuzeyindeki park alanının rekreasyon alanına çevrilmesine ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliğinin onayına yönelik Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ...sayılı kararının ve söz konusu meclis kararına yapılan 11/07/2017 tarihli itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar iptal davası olarak tanımlanmıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri dava ehliyetidir. Dava ehliyeti, dava şartıdır. Dava şartı olduğu için karar kesinleşinceye kadar her aşamada taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkeme veya temyiz mercileri tarafından da yargılamanın her aşamasında re'sen değerlendirilmelidir. Davacının, sübjektif dava açma ehliyetinin bulunmaması halinde, idari yargı merci işin esasına girmeksizin, davayı ehliyet yönünden reddeder. Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen sübjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlali kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinin 14. maddesinin 2.fıkrasında; "Sosyal ve kültürel altyapı alanları:
a - Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence ve kıyı alanları toplamıdır. Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvanat bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.
aa - Çocuk bahçeleri: 0-5 yaş grubunun ihtiyaçlarını karşılayacak alanlardır. Bitki örtüsü ile çocukların oyun için gerekli araç gereçlerinden büfe, havuz, pergole ve genel heladan başka tesis yapılamaz.
ab - Parklar: Kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçlarına cevap veren alanlardır. İmar planındaki park alanlarının içerisinde park için gerekli başka tesisler gösterilmemişse, ancak büfeler, havuzlar, pergoleler, açık çayhane ve genel heladan başka tesis yapılamaz. Lüzumu halinde açık spor tesisleri yapılır.
ac - Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik ve imar planı kararı ile belirlenmiş; eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabileceği lokanta, gazino, kahvehane, çay bahçesi, büfe, otopark gibi kullanımlar ile, tenis, yüzme, mini golf, oto kros gibi her türlü sportif faaliyetlerin yer alabileceği alanlardır. Bu alanda yapılacak yapıların emsali (0.05) i, yüksekliği (6.50) m. yi geçemez." hükmüne yer verilmiştir.
Davanın açıldığı 26/07/2017 tarihinden önce, 03/07/2017 tarihinde yürürlüğe giren Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde de benzer düzenlemelerin getirildiği görülmektedir.
Dava tarihinde yürürlükte olan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (vvvv) bendinde; "Yeşil alanlar: Toplumun yararlanması için ayrılan oyun bahçesi, çocuk bahçesi, dinlenme, gezinti, piknik, eğlence, rekreasyon ve rekreaktif alanları toplamını (Metropol ölçekteki fuar, botanik ve hayvan bahçeleri ile bölgesel parklar bu alanlar kapsamındadır.), 19 uncu maddede yer alan işlevleri ve yapılaşma koşullarını içeren yeşil alanlar; 1) Çocuk bahçeleri: Çocukların oyun ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılayan, bitki örtüsü ile çocukların oyun için gerekli araç gereçleri, toplamda 6 m2’yi geçmeyen büfe ile süs havuzu, pergola ve genel tuvalet dışında başka tesis yapılamayan alanları, 2) Parklar: Kentte yaşayanların yeşil bitki örtüsü ile dinlenme ihtiyaçları için ayrılan, 19 uncu maddedeki kullanımlara da yer verilebilen alanları, 3) Piknik ve eğlence (rekreasyon) alanları: Kentin açık ve yeşil alan ihtiyacı başta olmak üzere, eğlence, dinlenme, piknik ihtiyaçlarının karşılanabildiği, kent içinde ve çevresinde günübirlik kullanıma yönelik olarak imar planı ile belirlenmiş yerleri, (...) ifade eder." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun yukarıda aktarılan hükmünde yer alan ve iptal davasının sübjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlali" doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Menfaatin kişisel ve meşru olması için hukuki bir durumdan ortaya çıkması gerekmektedir. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince uyuşmazlığın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetimin amacı gözetildiğinde, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi adına dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması zaruridir.
Her olay ve davada, yargı merciine başvurarak dava açanın menfaatinin, iptali istenen işlemle ne ölçüde ihlal edildiğinin takdiri de yargı mercilerine bırakılmıştır. Danıştay içtihatlarında; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması amacıyla kamu yararını yakından ilgilendiren konulara ilişkin düzenleyici işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda menfaat ilişkisi geniş yorumlanmaktadır. İptal davası açabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması halinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlal ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makul bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
UYAP sisteminden yapılan sorgulamada davacının, Ankara ili, Altındağ ilçesinde taşınmaz maliki olduğu ancak dava konusu plan değişikliğine esas taşınmazın içinde bulunduğu Çankaya ilçesinde taşınmaz mal varlığı bulunmadığı ve davacı tarafından 30/11/2017 tarihinde sunulan cevaba cevap dilekçesinde "(...) imar planlarının kamunun tamamını ilgilendiren düzenleyici işlemler niteliğinde ve plan değişikliğine konu taşınmazın da kamuya ait bir park alanı olduğunu, dolayısıyla genel düzenleyici işlem nitelindeki imar planlarına ve kamuya ait bir park alanındaki kullanım kararına aykırı yapılaşmaya imkan veren idari işlem ve eylemlerde subjektif ehliyetin farklı değerlendirilmesi gerektiğini, yani bu türlü işlemlerin o şehirde yaşayan herkesin menfaatini etkileyeceğini, (...) dava konusu park alanının şehir merkezinde bulunması nedeniyle müvekkilin de bahse konu park alanından yararlanma hakkı bulunduğunu dikkatlerinize sunmaktayız." ifadelerine yer verildiği görüldüğünden davacının bakılan davayı şehir sakini sıfatıyla açtığı sonucuna ulaşılmıştır.
Her ne kadar, dava konusu işlem kamusal yanı ağır basan işlemlerden olsa da, dava konusu işlem ile davacı arasında meşru, güncel, somut bir menfaat alakasının bulunması gerekmektedir. Aksi durumun kabulü toplum yararına olduğu düşünülen her konuya tüm vatandaşların ve şehir sakinlerinin dava konusu yapabilmesi olasılığını beraberinde getirir ki bu durumun dava açma ehliyetine ilişkin yasal düzenlemenin amacına aykırı olacağı açıktır.
Bu yönüyle, dava konusu işlemin davacının menfaatini etkileyip etkilemediği araştırılırken, davacının şehir sakini bir vatandaş sıfatıyla dava açıp açamayacağı hususu incelenmelidir.
Yukarıda anılan mevzuatta park ve rekreasyon kullanımlarının yeşil alan başlığı altında düzenlendiği görülmektedir. Uyuşmazlıkta ise "park" kullanımında bulunan taşınmazın "park ve rekreasyon" kullanımına alındığı, bu haliyle dava konusu taşınmazın yeşil alan fonksiyonunun devam ettiği, kent ve kent parçasında yaşayanların kullanımına açık umumi hizmet alanlarının kaybına ilişkin olmadığı hususları göz önüne alındığında dava konusu işlemin çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması gibi kamu yararını yakından ilgilendiren konular arasında yer almadığı, davacının yaşadığı yerin başka bir mahal ve konumda bulunması karşısında, dava konusu işleme karşı kişisel, ciddi ve güncel bir menfaat bağı bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 17/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ve dayandığı gerekçe, hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.