17. Hukuk Dairesi 2016/11495 E. , 2019/3499 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın davalı ... yönünden reddi, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; borçlu şirket hakkında icra takibi yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini,borçlu şirketin malvarlığını muvazaalı şekilde devrettiğini, dava konusu bu satışların hukuka aykırı olduğunu, kötü niyetli olarak yapılan sözkonusu devir işlemleri ile ilgili olarak işbu tasarrufların iptalinin gerektiğini beyanla, davalıların kötü niyetli ve alacaklılarından mal kaçrrmaya yönelik yaptıkları bu satışların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; 15.11.2007 tarihinde davalı ... Ltd.Şti"nden satın aldığı gayrimenkul satış işlemlerinin usul yasaya uygun olduğunu, iki farklı taşınmaz olmakla ve davalı ... ile aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından davanın tefrik edilmesi gerektiğini, yapılan tasarrufun borcun doğumundan önce 15.11.2007 tarihli olduğunu ve satın alınma tarihinde taşınmaz üzerinde tedbir ya da ihtiyati haciz bulunmadığını beyanla haksız açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin iyiniyetli olduğunu beyanla hakkındaki davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkilinin söz konusu gayrimenkulü 28.01.2009 tarihinde 174.000,00 TL bedelle, ..."den aldığını, gayrimenkul üzerinde takyidat olmadığını, ..."in mal kaçırmadığını, sözkonusu gayrimenkulü 30.09.2009"da 180.000,00 TL bedelle sattığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davalı ... yönünden borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra olduğu gerekçesiyle davanın reddine, Diğer davalılar yönünden ... 405 M² arsa ve üzerindeki yapılar yönünden davanın kısmen kabulü ile bedele dönen davada, 824.400 TL"nin davalılar ... ve ... ve ..."dan takip dosyasındaki alacak ve fer"ileri ile sınırlı olmak üzere ve ..."in sorumluluğu 787.050 TL, ..."nin sorumluluğu 804.150 TL ile sınırlı olmak kaydıyla, İstanbul 2. İflas Müdürlüğünün 2011/13 iflas nolu dosyasına mahsuben davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
Somut olayda, müflis şirket tarafından dava konusu edilen ... Ada, 8 Parsel sayılı taşınmaz 13/11/2008 tarihinde davalı ...’e, onun tarafından da 28/01/2009 tarihinde davalı dördüncü kişi ...’ye, ... tarafından da 30/09/2009 tarihinde davalı ...’a satılmış ve taşınmazın hala ... adına kayıtlı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Buna göre dava konusu edilen ... Ada, 8 Parsel sayılı taşınmaz yönünden tasarrufun iptali ile taşınmazın davacı yerine geçen iflas idaresi lehine haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmesi gerekirken dava konusu taşınmaz tapuda hala davalı ... adına kayıtlı olmasına rağmen davalı ..., ... ve ...’in İİK"nun 283/2 madde gereğince nakten tazminatla sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ..., ..."ye geri verilmesine 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.