20. Hukuk Dairesi 2017/9906 E. , 2018/2167 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairenin 20.03.2017 gün 2017/5086 E – 2017/2108 K sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, dahili davacılar vekili tarafından verilen maddi hata dilekçesi ile kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 23.12.2013 tarihli dilekçe ile; müvekkili adına kayıt...... mahallesinde bulunan 1189 ve 1190 parsel sayılı taşınmazların kıyıda kaldığı gerekçesiyle bedelsiz olarak hükmen tapularının iptaline karar verildiğini, tapuların iptal edilmesi sebebiyle zararın oluştuğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutup şimdilik 100.000 TL tazminatın tapuların iptaline ilişkin davanın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Daha sonra ıslah dilekçesi vermeden bilirkişi incelemesiyle belirlenen toplam 819.277,94 TL üzerinden 30.05.2014 tarihinde eksik peşin nispi harcı tamamlamıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne, 819.277,94 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte Hazineden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04.05.2016 gün 2015/2469 E. - 2016/5078 K. sayılı ilamıyla sadece davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları incelenerek hüküm onanmış, davalı Hazine vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine bu kez Dairenin 2017/5086E-2017/2108K sayılı ilamıyla onama kararı kaldırılarak bozulmuştur.
Bozma kararında özetle “ Davacının zararının tapunun iptaline ilişkin kararın kesinleştiği 08.04.2013 tarihte oluştuğu, bu sebeple taşınmazların dava tarihi yerine mülkiyetin kaybedildiği tarihteki değerlerinin ve niteliklerinin tespit edilmesinin gerektiği, mahkemece taşınmazın dava tarihindeki değerine hükmedildiğinden tazminat istemine konu taşınmazların 08.04.2013 tarihi itibariyle arsa veya arazi olup olmadıkları araştırılıp arsa ise emsal karşılaştırması , arazi ise net zirai gelir yöntemiyle tazminatın belirlenmesi, ıslah dilekçesinde faiz istemi olmadığından ve ilk kararı davacı temyiz etmediğinden davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek ilk dava edilen miktar için dava tarihinden itibaren, ıslahla artırılan miktar için hiç faize hükmedilmemesi gerektiği “ belirtilmiştir.
Bunun üzerine dahili davacılar tarafından 25.07.2017 havale tarihli maddi hata dilekçesiyle; kıyıya terkin edilen ..... Mahallesinde bulunan 1170 parsele ilişkin ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/31 E. - 2014/285 K. sayılı ilamının Dairenin 2015/2468 E. - 2016/5080 K. sayılı ilamıyla onandığını, davalı Hazinenin karar düzeltme isteğininde Dairenin 2016/11231 E. - 2016/11656 K. sayılı ilamıyla reddedildiğini, anılan dava ile eldeki davadaki dava dilekçelerinin, bilirkişilerin isimlerinin ve alınan raporların, mahkeme hakimlerinin, emsal alınan taşınmazların aynı olduklarını, her iki davada da ıslah dilekçesinin olmadığını, harç tamamlama dilekçesinin bulunduğunu, her iki kararı da davacı ve davalı vekillerinin temyiz ettiklerini, ancak eldeki davanın karar düzeltme aşamasında bozulduğunu belirterek, maddi yanılgıya dayalı bozma kararının kaldırılarak hükmün onanmasını istemiştir.
.....
İncelenen dosya kapsamından Dairenin 20.03.2017 gün 2017/5086 E. - 2017/2108 K. sayılı bozma ilâmının ..... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.06.2014 gün 2013/701 E – 2014/284 K. sayılı kararına ilişkin olduğu anlaşıldığına göre davacı vekilinin Dairenin bozma kararının kaldırılıp yerel mahkeme hükmünün onanması yönündeki maddi hata dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ancak davacı vekili ilk kararı temyiz ettiği ve ıslah dilekçesi vermediği halde Dairenin 20.03.2017 gün 2017/5086 E. - 2017/2108 K. sayılı ilamının 3. sayfasının son paragrafında “ Öte yandan, kabule göre de; davacı vekili mahkemece yapılan keşif sonrasında bilirkişi raporunda belirlenen taşınmaz değerini dikkate alarak mahkemeye sunduğu 30.05 2014 tarihli dilekçesinde keşfen belirlenen 819.277,94 TL üzerinden dava harcını tamamladığını beyan etmiş ve mahkemece bu değer üzerinden alacağın tamamına yasal faiz yürütülerek yazılı olduğu şekilde karar verilmişse de, HMK"nın 26. maddesine göre hakim tarafların talebi ile bağlıdır. İstenilenden fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.Davacı vekilinin 30.05.2014 tarihli dilekçesinde artırılan miktar yönünden faiz istemi bulunmamaktadır. Hal böyle olunca yerel mahkemenin ilk kararının davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davalı taraf yararına doğan usuli kazanılmış hak gözetilerek ilk dava edilen miktar için dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi, ıslahla artırılan miktar için ise hiç faize hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde faize hükmedilmesi de yerinde değildir.” cümlesinin yazılması maddi hata niteliğinde olup, maddi hata usûlî kazanılmış hakkın istisnasını teşkil ettiğinden, usûl ekonomisi yönünden Daire kararındaki maddi hatanın düzeltilmesi gerekmektedir. Bu sebeple Dairenin 20.03.2017 gün 2017/5086 E. - 2017/2108 K. sayılı ilamının üçüncü sayfasının son paragrafının tamamen çıkarılmak suretiyle maddi hatanın düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin Dairenin bozma kararının kaldırılıp yerel mahkeme hükmünün onanması yönündeki maddi hata dilekçesinin REDDİNE, ıslah dilekçesi ve faize ilişkin maddi hata isteği kabul edilerek Dairenin 20.03.2017 gün 2017/5086 E. - 2017/2108 K. sayılı ilamının DÜZELTİLMESİNE, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.