10. Hukuk Dairesi 2019/3710 E. , 2020/1521 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili, davalılardan şirket ile ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla, dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Eldeki davada mahkemece ilk kez verilen 19.11.2015 tarihli karar, Dairemizin bozma ilamı ile “.. iş bu davada alınan ve ölen sigortalı Hüseyin İzci"nin olay tarihinde ateşleme sonuna kadar sosyal binada kalınması şeklindeki tüm uyarılara rağmen sosyal binayı terk ederek ateşlemenin yapılacağı sahaya girdiğini değerlendirip taraflar arasındaki kusur oranlarını belirleyen 07.09.2012 tarihli kusur raporu hükme esas alınarak davalı işveren şirketin %50 oranında, davalı ..."in %10 oranında, davalı ..."in %5 oranında, davalılar ... ve ..."nin ayrı ayrı %2,5 oranında, ölen sigortalının ise %30 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, anılan rapor, kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgulara uygun olmadığı için hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Eldeki davada ise bozma gereklerinin yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
1-Mahkemece bozma sonrasında bozmaya uygun bir şekilde araştırma inceleme yapıldığından bahsedilmesi mümkün olmayıp, öncelikle davaya konu somut olayda, davalılardan şirkete ait taş ocağı işletmesi işyerinde olaydan bir gün önce yapılan patlatmada patlamayan 30 kadar kapsülün, olay tarihinde patlatılması hazırlıklarının yapıldığı sırada, belirlenemeyen bir nedenle patlamanın meydana geldiği, gerçekleşen patlamanın sigortalının eyleminden meydana geldiğine ilişkin herhangi bir tespit bulunmadığı, sigortalının patlama olan alana işverenin talimatı sonucu girdiği göz önüne alınınca kazalı işçiye daha az kusur yüklenmesi gerekirken bozma ilamı öncesi alınan kusur raporundaki aynı oranları benimseyen rapora göre hüküm kurulmuş olması,
2-Kurum zararının birleşen dosyanın davalılarından müştereken ve müteselsilen tahsili talebi olmasına rağmen davalıların kusuru oranında mevcut şekilde karar verilmiş olması,
3-İlk peşin sermaye değerinin yerine artırılmış peşin sermaye değeri üzerinden davalıların sorumlu olacakları miktarın belirlenmiş olması,
4-Kurum istemine göre, reddedilen kısım olmamasına rağmen davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmesi ile talepten fazlaya karar verilmesi isabetsizdir.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, kurum lehine oluşan usuli kazanılmış haklarda gözetilerek, konuda uzman bilirkişi heyetinden yeniden alınacak bilirkişi raporu sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekili, davalılardan şirket ile ... ve ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılar ... Maden İth.İhr.San. ve Tic.Ltd.Şti., ... ve ..."ye iadesine, 24.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.