3. Hukuk Dairesi 2019/2190 E. , 2019/5111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğer davalılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalıların İncek Toki konutlarından ev alma gücüne sahip oldukları konusunda kendisinde inanç oluşturduklarını ve ev alımı için davalılar Nuri ve Kadriye"nin oğlu ..."in hesabına toplam 139.500,00 TL para havale ettiğini, ev alımı gerçekleşmeyince davalıların bu paranın 50.000,00 TL"sini iade ettiklerini, ancak 89.500,00 TL"lik kısmını iade etmediklerini beyan ederek 89.500,00 TL"nin temerrüd tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davacı ..."in Ankara 8. Noterliğinin 09/01/2015 tarih 00644 yevmiye numarası ile davalılara ihtarname gönderilerek 89.500,00 TL"nin ödenmesini istediği, davalılar tarafından Sivas 2. Noterliğinin 03/02/2015 tarih ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtarnameye cevap verildiği ve 89.500,00 TL"nin elden iade edildiğinin bildirildiği, eft dekontlarına göre İncek TBMM Toki konutları ile ilgili olarak davacı tarafça davalı ... hesabına toplam 139.500,00 TL gönderildiği, davalı tarafça ..."e gönderilen 139.500,00 TL"nin 50.000,00 TL"sinin iade edildiği, 89.500,00 TL"sinin iade edilmediği, davalı ..."in uhdesinde kalan 89.500,00 TL kadar sebepsiz zenginleştiği, her ne kadar davalıların davacıya göndermiş olduğu ihtarnamede 89.500,00 TL"nin elden iade edildiği bildirilmiş ise de HMK"nın 200. maddesi senetle ispat zorunluluğu kuralı gereğince davalı tarafça iade ettikleri iddia olunan 89.500,00 TL ile ilgili olarak yazılı belge sunulmadığı, davalılar tarafından davacıya gönderilen 03/02/2015 tarihli ihtarname tarihinin temerrüt tarihi olduğu gerekçesiyle davalı ... aleyhine açılan davanın kabulü ile 89.500,00 TL’nin 03/02/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, davalılar ... ve ..."e havale yapılmadığından ve bu davalılar yönünden sebepsiz zenginleşme hükümleri oluşmadığından, bu davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.
1-) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 21.03.2007 tarih ve 2007/8-161 E., 2007/155 K. sayılı kararı ile de belirtildiği üzere adil yargılanma ve dinlenilme hakkının bir gereği olarak hakim, taraflara duruşmalarda hazır bulunmak, iddia ve savunmalarını bildirmek için imkan vermeli, tarafları usulüne uygun bir biçimde duruşmaya davet etmelidir. Fakat tarafların kendilerine tanınan bu imkana rağmen, duruşmaya gelmek zorunluluğu yoktur. Hukuk davalarında duruşmaya gelmemenin müeyyidesi, dava dosyasının işlemden kaldırılması veya yargılamanın gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesidir.
Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur.
Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir. Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
6100 sayılı HMK"da ilk derece yargılamasında yazılı yargılama usulü beş aşamadan oluşacak şekilde düzenleme yapılmış olup, Bunlar; davanın açılması ve dilekçeler aşaması, ön inceleme aşaması, tahkikat aşaması ve sözlü yargılama aşamasıdır. Yasa yapıcı bu şekilde düzenleme ile gereksiz işlem yapılmasının ve yargılamaların uzun sürmesinin önüne geçmek için bu aşamaları sıkı kurallara bağlamış ve bir aşama bitirilmeden diğer aşamaya geçilmesini engellemek istemiştir.
Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir (HMK madde 186).
Temyiz incelemesine konu eldeki davada; sözlü yargılama duruşmasına yönelik davet yapılmadan doğrudan esasa ilişkin hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. Sözlü yargılama aşamasına geçilerek davalı tarafın 6100 sayılı HMK"nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama duruşmasına davet edilmesi zorunludur. Bu yasal zorunluluğun gereği yapılıp davalıların sözlü yargılama duruşmasına katılması imkanı sağlanmadan davanın esası hakkında hüküm kurulması Anayasa"nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır (HMK madde 27).
Bu itibarla; mahkemece davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanarak, adil yargılanma hakkına aykırı şekilde ve yargılama aşamalarına riayet edilmeksizin esasa ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.