Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13749
Karar No: 2019/4995
Karar Tarihi: 30.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13749 Esas 2019/4995 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, 1991 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu kaydını iptal ettirerek kendine tescil ettirmek istemiştir. Davalı, davanın zaman aşımına uğradığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu ve dava konusu taşınmazın davacıya satılan payının davalıya ait olduğunu savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüyle taşınmazın davalı adına kayıtlı olan kısmının iptaline karar vermiştir. Ancak, hükümde hangi miktarda payın iptal edildiği belirtilmemiştir. Bu nedenle, bilirkişilerden ek rapor alınarak davacıya satılması vaadedilen kısımdan belirlenerek karar verilmesi gerektiği, hükmün bu nedenle bozulduğu belirtilmiştir. Mahkemeler tarafından taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesi ile Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmeli, tam iki tarafa borç yüklenmeli ve resmi şekil şartlarına uymalıdır. Ayrıca vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getir
14. Hukuk Dairesi         2016/13749 E.  ,  2019/4995 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.08.2014 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali tescil, 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, 417 ada 80 (yeni 5452 ada 7) parsel sayılı taşınmazın 14.05.1991 tarihli düzenleme şeklinde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile davalı tarafından müvekkiline satışının vaadedildiğini, bedelin ödendiğini, taşınmazın müvekkiline teslim edildiğini, müvekkilinin taşınmaz üzerine ev yaptığını belirterek davalı adına kayıtlı payların tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir.
    Davalı vekili, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının kullandığı taşınmazın 417 ada 80 parsel sayılı taşınmaz olduğunu, imar uygulaması ile müvekkiline ait payın 5452 ada 7 parsel sayılı taşınmaza geçtiğini, davacının yeni parselde kullandığı bir yerin olmadığını, dava dilekçesinde taşınmazın tamamının satılmış gibi belirtildiğini, satış vaadi sözleşmesinde satılan hisse üzerine çarpı atıldığını bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 5452 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olan 227.77 m2’lik kısmının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    6100 sayılı HMK"nin 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır.
    Somut olaya gelince; mahkemece, hüküm sonucunda 5452 ada 7 parsel sayılı taşınmazın davalı adına kayıtlı olan 227.77 m2’lik kısmının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, inşaatçı bilirkişi raporunda; satış vaadine konu olan 802 m2 yüzölçümündeki 417 ada 80 parsel sayılı taşınmazın İmar Kanununun 18. maddesi gereğince yapılan uygulama sonucunda DOP kesintisi sonrası kalan 521 m2 alanının davalı adına 5452 ada 7 parsel sayılı taşınmazda verildiği, bu parselde davalı ile Maliye Hazinesinin hissedar olduğu, DOP kesintisi sonrası satış vaadi sözleşmesinde davacıya satılan orana göre davacının sahip olması gereken miktarın 227,76 m² olduğu belirtilmiştir. Ancak bu miktarın dava konusu taşınmazda ne kadar paya karşılık geldiği hesaplanmadığı, hükümde de hangi miktarda payın iptal edilerek davacı adına tescil edildiğinin belirtilmediği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda mahkemece; bilirkişilerden ek rapor alınarak; davacıya satılması vaadedilen kısımdan DOP kesintisi sonrası kalan 227,76 m2"lik kısmın, 5452 ada 7 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ...’ın payına oranlanarak ne kadar paya denk geldiğinin belirlenmesi, bu payın iptal edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden, infaza elverişli olmayacak şekilde kararın tesisi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi