16. Hukuk Dairesi 2016/13152 E. , 2019/7215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü/Mahallesi çalışma alanında ve tapuda ... oğlu ... adına kayıtlı bulunan eski 337 parsel sayılı 1540 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4365 ada 19 parsel numarasıyla ve 1.734,40 metrekare yüzölçümlü olarak; ... kızı ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 338 parsel sayılı 860,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4365 ada 20 parsel numarasıyla ve 788,63 metrekare yüzölçümlü olarak; ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 339 parsel sayılı 4.160,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4365 ada 21 parsel numarasıyla ve 3.275,57 metrekare yüzölçümlü olarak; ... oğlu ... adına tapuda kayıtlı bulunan eski 353 parsel sayılı 1.840,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 4365 ada 25 parsel numarasıyla ve 1.908,69 metrekare yüzölçümlü olarak tespit edilmiştir. Davacı ..., uygulama kadastrosu sırasında murisine ait taşınmazın yüzölçümünün sınırının yanlış belirlendiği ve yanlışlığın davalılara ait eski 338, 339 ve 353 parsel sayılı taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine ve çekişmeli taşınmazların uygulama tespiti gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22/a maddesinden kaynaklanan uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkindir. Tapuda Mahmut oğlu ... adına kayıtlı bulunan eski 337 parsel yeni 4365 ada 19 parsel sayılı taşınmazın, kayıt maliki ..."nın vefat ettiği ve kayıt malikine ait veraset ilamına göre taşınmazda davacı ... dışında paydaşların da bulunduğu ve taşınmazın müşterek mülkiyete konu olduğu anlaşılmaktadır. Davanın, niteliği itibariyle bütün paydaşlar tarafından birlikte açılması veya tamamının katılımının sağlanması suretiyle davaya devam edilmesi zorunludur. Ne var ki mahkemece, diğer paydaşların davaya katılımları sağlanmaksızın yargılama yapılıp hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece, taşınmazın diğer paydaşlarının davaya katılımını sağlaması için davacıya süre ve imkan tanınmalı, bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devamla sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yön göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.