6. Ceza Dairesi 2017/2227 E. , 2017/2756 K.
"İçtihat Metni"
Yağma suçundan sanıklar ..., .....hakkında yapılan uyarlama yargılaması sonucunda mahkumiyetlerine ilişkin Eyüp 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2006 tarih, 2000/376 esas 2001/295 sayılı ek kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmesi üzerine infaz aşamasında sanık ..."ın, 24.10.2016 tarihli dilekçesindeki kanun yararına bozma talebinin gereği için Adalet Bakanlığının 21/04/2017 gün ve 94660652-105-34-501-2017 sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/04/2017 gün ve KYB/2017/27055 sayılı ihbar yazısı ile dosya Dairemize gönderilmekle incelendi:
Anılan Yazıda;
"Dosya kapsamına göre;
1- Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının 09/07/1997 tarihli ve 1997/8401 hazırlık, 1997/2621 esas ve 1997/203 sayılı iddianamesi ile, sanıkların Bayrampaşa Kapalı Cezaevi tecrit koğuşunda kaldıkları, bu koğuşta 1997 yılının şubat ayından olayın en son meydana geldiği 09/06/1997 tarihine kadar koğuşta bulunan tutuklu-hükümlüler üzerinde sanıkların baskı ve otorite kurmak suretiyle koğuşa gelenleri emanete kayıtlı ağaç sopalar ile falakaya yatırıp dövdükleri ve kendi üzerlerinde taşıdıkları gene emanete kayıtlı cezaevinde elde yapma şişleri göstermek sureti ile tehdit ederek şikayetçilerin para ve eşyalarını zorla alıp, kendi aralarında paylaştıkları, en son 09/06/1997 tarihinde gece saat 21:00 sıralarında gene mağdurları dövdükleri sırada sesin duyulması üzerine, koğuşa giren görevli infaz koruma memurları tarafından durumun tespit edildiği, şişlerin yakalandığı ve 10 gün süre ile işten kalmayacak şekilde mağdurların yaralandığı ve bu hususta rapor tanzim edildiği iddiası ile haklarında yapılan yargılama neticesinde, mahkemece sanıkların cezaevinde şiş bulundurup taşıyarak tecrit koğuşuna gelen 5 müştekiyi de birlikte hareket edip dövdükleri, falakaya yatırdıkları, eşyalarını rızaları hilafına alıp kendilerine mal edindiklerinin sabit kabul edilerek 17/10/2001 tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Kanun uyarınca cezalandırıldıkları ve hükmün Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından onanarak kesinleştiği nazara alındığında, uyarlama yargılaması neticesinde hükümlülerin her bir eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 148. maddesinde yer alan basit yağma suçunu oluşturduğundan bahisle asgari hadden 6 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiş ise de, hükümlülerin eylemlerinin 5237 sayılı Kanun 149. maddesinin 1-a bendinde nitelikli hal olarak sayılan silahla, 1-c bendinde yer alan birden fazla kişi ile birlikte gerçekleştirildiği nazara alındığında, eylemin 5237 sayılı Kanundaki karşılığının 149. maddesinin 1-a ve 1-c maddelerinin ihlali niteliğinde olduğu ve hapis cezasının 149. madde uyarınca birden fazla nitelikli hal olduğu da nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiği, bunun yanında mahkumiyete esas teşkil eden yağma eylemlerinden infaz koruma memurları tarafından öğrenilen son eylemin gece saat 21:00’da gerçekleştiği, bu durumun ise 149. maddenin 1-h bendinde nitelikli hal olarak düzenlenen gece vakti yağma suçunu oluşturacağı nazara alındığında bu yönden de değerlendirme yapılmasının gerektiği gözetilmeden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2. maddesi ile 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7/2, 5252 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9/3. maddeleri uyarınca, yeni kanunun sanık lehine hükümler getirip getirmediği ve kesinleşmiş hükümler açısından infaz aşamasında uygulanıp uygulanmayacağının tespit edilmesi bakımından, temel ceza maddesi yanında kanuni ve taktiri artırım ve indirim maddelerinin uygulanmasında hakimin taktir hakkını kullanarak karar vermesini gerektiren durumlar ile, hükmün zat ve mahiyetinde değişiklik getirecek bir hususta öncelikle incelemenin duruşmalı olarak yapılması gerektiği gözetilmeden, adı geçen hükümlüler hakkında yapılan uyarlama yargılaması neticesinde evrak üzerinden esas hakkında karar verilmesi isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması " Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden KABULÜ ile;
Eyüp 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 18.12.2006 tarih, 2000/376 esas 2001/295 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA,
infaz aşamasında verilen uyarlama kararlarının kazanılmış hak oluşturmayacağının gözetilmesine, Yerel Mahkemece kanun yararına bozma kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere dosyanın mahalline gönderilmesine, 10/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.