10. Hukuk Dairesi 2019/92 E. , 2020/1517 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların murisi ..."nin 31/10/2003 - 10/10/2010 tarihleri arasında kapıcılık yaptığını söyleyerek hizmetlerinin tespit ve tescilini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı apartman yöneticiliği vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kapıcılık hizmeti sunmadığını belirterek, davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki, derdestlik, husumet ve hak düşürücü süre, zamanaşımı itirazında bulunmuş, kurum işleminin doğru olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"Davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlgili Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar davacı tarafından açılan işçilik alacaklarına ilişkin dava sonucunda verilen "davanın reddi" kararının bu dava yönünden kesin hüküm oluşturduğu yönündeki gerekçe yanlış ise de, işçilik alacağı davasının işbu dava bakımından kuvvetli delil sayıldığı, özellikle 2004, 2005 yıllarında ...’nun haklarının verilmesi, 19/04/2010 tarihli ...’nun hak ve alacağı kalmadığına dair yazılı beyanı, tanıkların ise ölen ...’nin çalışma düzeni hakkında açık beyanda bulunamaması ve kapıcılık hizmetinin ... tarafından verilmeye devam edilip eşinin yardımcı olduğu yönündeki beyanları gözetildiğinde, davanın sübut bulmadığının kabulü gerektiği, davanın reddi kararının yerinde olduğu, ancak ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin yerinde olmadığından bahisle, davacıların istinaf istemi kabul edilerek, “Davanın Reddine,” dair karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanun’un 79/10 ve 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleridir. Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat uyarınca, kapıcılık sözleşmesinin ilk önce eş ile yapıldığı ve eşin başka işyerinde tam zamanlı çalışmasının bulunduğu gözetilerek asıl kapıcılık işini kimin yaptığı, davacının kapıcılık görevini asli olarak mı yoksa eşine yardım şeklinde mi yaptığı, işin kapasitesi, çalışmanın niteliği ve süresi, kısmi ya da tam gün olup olmadığı hususunu belirlemek için re’sen araştırma kapsamında sadece taraf tanıkları ile yetinilmeyip civar kapıcılar ve varsa market çalışanları, daire sakinleri resen dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli, davacı ..."in çalışmasının tam zamanlı olup olmadığı, mevcut işiyle birlikte kapıcılık hizmetini ifa edip edemeyeceği, apartman yönetimi ile olan iş akdinin feshedilip edilmediği, davacı ve eşinin oturdukları meskenin elektrik ve su aboneliğinin ne zaman başladığı ve aboneliğin kimin adına yapıldığı, davaya konu apartmanın kömür yakılan merkezi kalorifer sistemiyle mi yoksa doğal gaz vasıtasıyla mı ısıtıldığı, sonradan doğal gazlı sisteme geçilip geçilmediği, apartmanın kalorifer tesisatının çalıştırılmasından davacının sorumlu olup olmadığı, bu konuda ateşçi belgesinin olup olmadığı araştırılmalı, apartman yönetiminin ne zaman teşekkül ettiği, davacıdan sorularak ve ilgili kurumlardan kayıtlar getirtilerek belirlenmeli, davalı apartman yönetimine ait dava konusu dönemle ilgili gelir-gider ve karar defteri, ödeme belgeleri gibi kayıtlar getirtilmeli, bu kayıtlar üzerinde davacının işe alınması, işten çıkarılması, varsa davacıya yapılan ödemeler vb. konularda inceleme yapılmalı, davacıların murisleri adına açmış oldukları kesinleşen işçilik alacağı davasının kuvvetli delil olmakla beraber kesin delil olmadığı göz önüne alınarak uyuşmazlık konusu husus hiç bir kuşku ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tespit olunmalı ve tüm deliller toplandıktan elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.