Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/4465
Karar No: 2016/468
Karar Tarihi: 21.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/4465 Esas 2016/468 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı şirket, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirketten ayrıldıktan sonra imzalanan kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığını belirterek, alacaklı olan davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, dava dosyası ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabul edilmesine karar vermiştir. Ancak, kefilin sorumluluğunun hangi sözleşmeden dolayı olduğu netleştirilmediği için karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmelerinde borçlu şirketin ortağı olan kefilin sonradan ayrılması kefaletinin sona ermesini doğurmaz. Ancak, kefalet limiti ve temerrüdü, kefilin müteselsil kefil olarak sorumlu olduğu sözleşmelerle sınırlıdır. (TTK 610, 611, 618)
19. Hukuk Dairesi         2015/4465 E.  ,  2016/468 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temlik alan davacı vek. Av.... ile davalı vek. Av...."ın gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili tarafından dava dışı şirkete davalının kefaleti ile imzalanan genel kredi ve teminat sözleşmesi uyarınca ticari araç kredisi açılıp kullandırıldığını, kredinin geri ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine keşide edilen ihtarnameden sonuç alınamadığını, girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40"tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı asıl borçlu şirket ortaklığından ayrılmasından sonra dava konusu alacağın doğduğu sözleşmelerin imzalandığını, bu sözleşmelerde müvekkilinin imzasının bulunmadığını, borçtan sorumlu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, kredi sözleşmeleri, icra dosyası ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne davalının 81.520,22 TL nakdi alacak ve 5.299,94 TL "lik gayrinakit (depo talepli) alacağa vaki itirazının iptaline, nakdi alacağın %40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dosya kapsamında birden fazla genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmelerde yer alan kredi ile kefalet limitlerinin artışına ilişkin sözleşmeler bulunmaktadır. 31.03.2004 tarihli genel kredi sözleşmesi ile bu sözleşmenin limitini arttıran (05.05.2004 tarihli) sözleşmede davalının müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunduğu halde 21.03.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde ve bu sözleşmenin limit arttırımına ilişkin ek sözleşmelerde davalının kefaletinin bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.

    Cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmelerinde ödeme nedeniyle borcun herhangi bir tarihte sıfırlanmış olması taraflarca aksi kararlaştırılmış olmadıkça çerçeve sözleşmesi niteliğindeki genel kredi sözleşmesini ve bu sözleşmede imzası bulunan kefilin sorumluluğunu sona erdirmez. Yine sözleşmenin imzalandığı tarihte borçlu şirketin ortağı olan kefilin sonradan şirket ortaklığından ayrılmış olması da tek başına kefaletinin sona ermesi sonucunu doğurmaz.
    Bu durumda mahkemece dava konusu kredinin, davalının kefalet imzasının bulunduğu 31.03.2004 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bunun limitini arttıran ek sözleşme kapsamında kullandırıldığının belirlenmesi halinde kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarıyla sınırlı olmak kaydıyla müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olacağının kabulü gerekir. Kefil davalının imzası bulunmayan sözleşmeden dolayı kredinin kullandırılmış olduğunun saptanması halinde ise, davalının sorumluluğundan söz edilemeyecektir. O halde mahkemece belirtilen hususlar bakımından konusunda uzman bilirkişiye banka kayıt ve defterleri üzerinde araştırma ve inceleme yaptırılarak, dava konusu kredinin hangi sözleşmeden dolayı kullandırıldığının ve bunun sonucunda davalının somut olay bakımından kefalet sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespiti açısından ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, deliller hep birlikte değerlendirilip, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi