14. Hukuk Dairesi Esas No: 2021/902 Karar No: 2021/2583 Karar Tarihi: 07.04.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/902 Esas 2021/2583 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2021/902 E. , 2021/2583 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 10/10/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25/06/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı; ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi 299 parsel, 300 parsel, 309 parsel, 310 parsel ve 1658 parsel sayılı taşınmazlardaki ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesi mümkün olmadığından satış sureti ile giderilmesini talep ve dava etmiştir. Bir kısım davalılar; aynen taksim veya satışa karar verilmesi hususunda bir diyecekleri olmadığını; bir kısım davalılar ise aynen taksim istediklerini dile getirmişlerdir. Davalı ..., 1658 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan evin kendisine ait olduğunu süre verilirse muhdesat aidiyetine ilişkin dava açacağını beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmişlerdir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazların tamamında tapu kayıt maliki "... kızı ..." olduğu halde, ... kızı ..."a ait mirasçılık belgesi uyarınca tespit edilen mirasçılar, davada taraf olarak yer almıştır. Yine tapu kayıtlarına göre hissedar "... kızı ..." olduğu halde, davada taraf olan ... kızı ... mirasçıları olup aradaki çelişki giderilmeksizin yargılamaya devamla hüküm kurulması doğru değildir. Mahkemece yapılması gereken iş; tapu kaydına göre hissedar olan kişilerin tespiti ile bu kişilere usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilerek savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar vermek olmalıdır. Açıklanan nedenlerle usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının yatırana iadesine, 07.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.