Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1916
Karar No: 2020/593
Karar Tarihi: 30.01.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1916 Esas 2020/593 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ile borçlu arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığından kaynaklanan sıra cetveli itiraz davasında, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığından, davacının nispi ticari dava açma koşullarını sağlamadığı belirtilmiştir. Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu belirtilen durumda Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kabul edilmiştir. Mahkeme kararında, icra takibinde usulsüzlük olduğu ileri sürülerek sıra cetvelinde belirlenen payın müvekkiline ödenmesi talep edilmiş ancak kararda, dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu göz önüne alınmadığından, davanın usulden reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, İcra ve İflas Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve İcra ve İflas Hukuku El Kitabı gibi kanun maddeleri ve kaynaklar hakkında bilgi verilmektedir.
23. Hukuk Dairesi         2017/1916 E.  ,  2020/593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkilinin borçlu ..."e 28.04.2011 tarihinde senet mukabilinde 50.000,00 TL borç verdiğini, ..."in aradan zaman geçmesine rağmen borcu ödemediğini, bunun üzerine davacının ... aleyhine ... 28. İcra Müdürlüğünün 2012/10564 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak icra dosyasında tebligatın yapılamadığını, uzun süre adres araştırması yapılıp en son borçluya ilanen tebligat yapıldığını, bu esnada davalı tarafından borçlu ... aleyhine muvazaalı olarak ... 24. İcra Müdürlüğünün 2013/6621 E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, bu dosyada ..."e bizzat tebligat yapıldığnıı, icra dosyasının hemen kesinleştirilip borçluya ait daire üzerine haciz konulduğunu, dairenin satılması üzerine davalı alacaklının takip dosyasında 26.10.2015 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini ve tüm bedelin 1. sıra alacaklısı olarak davalıya ödendiğini, icra takibinin dayanağının elden verilen borç para diye belirtildiğini, ancak 150.000,00 TL bedelin herhangi bir belge alınmaksızın elden borç olarak verilmesinin gerçekçi olmadığını, alacağın muvazaalı olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ispat yükünün davalıda olmasına rağmen davalı tarafça dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı, davalı tarafça yapılan icra takibinde takip konusu alacağın elden verilen borç para olduğunun açıkça belirtildiği, bu nedenle herhangi bir belgenin bulunmadığı, davalının alacağını usulüne uygun belgelerle ispat edemediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz istemine ilişkindir.
    Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 Sayılı TTK"nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra "Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır." hükmü ile de nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
    İİK"nın 142/1 maddesinde "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Bu hükümde belirtilen mahal mahkemesinin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK"nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı ve borçlu arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığından kaynaklanmaktadır. 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın ) HMK"nın 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir.(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, ... 2013, sh:738)
    6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 Sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 Sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 Sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
    Bu durumda, mahkemece, davanın nispi ticari dava olmadığı ve dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk ve Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu gözetilerek; 6100 Sayılı HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
    2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer, katılma yoluyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, (2) no.lu bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer, katılma yoluyla davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçların talep halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi