Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13493
Karar No: 2019/4984
Karar Tarihi: 30.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13493 Esas 2019/4984 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalılarla birlikte murisleri arasında noterde yapılan satış vaadi sözleşmesine dayanarak, davalıların kendilerine ait payları tapuda devretmeye yanaşmadıkları gerekçesiyle tapu iptali ve tescil talebinde bulundular. Mahkeme, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmazın davalıların adına olan tapusunun iptaline ve davacıların miras payları oranında tesciline karar verdi. Davalılar, bu kararı temyiz etti. Yargıtay, davalıların sair temyiz itirazlarını reddederken, tapu iptali ve tescil talebiyle ilgili hususun açık bir şekilde belirtilmemesi sebebiyle hükmün düzeltilmesine karar verdi. Satış vaadi sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen ve mülkiyet devir borcu yüklenen sözleşme türü olduğu belirtilerek, Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 706. ve 716. maddeleri, Noterlik Kanunu'nun 89. maddesi ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi anlatıldı.
14. Hukuk Dairesi         2016/13493 E.  ,  2019/4984 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.06.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar, murisleri ...ile davalı ... ve bir kısım davalıların murisi ..."e vekaleten dava dışı .... arasında noterde yapılan 05.06.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile davalıların, muris ..."in de paydaşı olduğu 821, 822 ve 862 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını toplam 60.000,00TL bedelle murise satmayı vadettiklerini, satış bedelinin nakden ve peşinen ödenmiş olup taşınmazları kendilerinin kullandıklarını, ancak davalıların paylarını tapuda devretmeye yanaşmadıklarını ileri sürerek satış vaadine konu taşınmazlardan 822 No"lu parselde davalılar adına kayıtlı payların iptali ile adlarına tescilini talep etmişlerdir.
    Davalılar, zamanaşımı itirazında bulunmuş; dava konusu taşınmaz ile birlikte 821 ve 862 No"lu parsellerin de satışı için vekaletname verdiklerini, davacıların kötüniyetli olarak sadece 822 No"lu parsel hakkında dava açtıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 822 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına olan tapusunun iptali ile davacılar adına muris Süleyman Güner"in veraset ilamındaki payları oranında tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; bu nedenle reddi gerekmiştir.
    2- Davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde, Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nin 297/2. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1).
    Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince, davacıların ortak murisi ile davalılara vekaleten dava dışı Necati Duymaz arasında noterde yapılan 05.06.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca, dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı payların iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesi yerinde ise de, davalılar adına kayıtlı olup iptaline karar verilen bu payların hüküm sonucunda açıkça gösterilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere, infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş; ancak bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, (2) Nolu bentte açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 1. bendinde yer alan "taşınmazın davalılar adına olan tapusunun" sözcüklerinin hükümden çıkarılarak yerine "taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 3/16 pay, davalı ... adına kayıtlı 1/16 pay, davalı ... Irak adına kayıtlı 1/16 pay ve davalı ... adına kayıtlı 1/6 pay olmak üzere toplam 6/16 payın" rakam ve sözcüklerinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi