21. Hukuk Dairesi 2017/3386 E. , 2018/8393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 3. İş Mahkemesi
KARAR
A)Davacı İstemi:
Dava, davacının, 11.03.1998-01.12.1999 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, davacının gerçeğe aykırı iddialarının kabul edilmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk derece Mahkemesince "... davacının davalı şirkette 01.12.1999 tarihinden itibaren çalışma kaydının bulunduğu, ancak davacı tanık beyanlarına göre çalışmasının 1998 yılı başlarında başladığı, ve kesintisiz olarak çalışmasının sürdüğü, bu dönem yönünden de fiili çalışmanında ispatlandığı, davacının 01.12.1999 tarihinden sonraki çalışmalarının kuruma bildirildiği, 01.12.1999 tarihli işe giriş bildirigesinin olması ve bu tarihe kadarki çalışmanında kesintisiz olmasından son bildirim tarihi ve dava tarihi itibariyle hak düşürücü süreninde geçmediği, davalı şirketin de bu tarihler itibariyle 506 sayılı yasa kapsamında olduğu, ve faaliyetinin devam ettiği bu süreler açısından bilirkişi raporunda belirtilen süre ve ücret ile davacının davalı şirkette kesintisiz çalıştığının ispatlandığı..." gerekçesi ile davanın kabulüne "11.03.1998- 31.06.1998 tarihleri arasında 109 gün, günlük 1,66-TL ücretle, 01.07.1998- 31.09.1998 tarihleri arasında 90 gün, günlük 2,10-TL ücretle, 01.10.1998- 31.12.1998 tarihleri arasında 90 gün, günlük 2,33-TL ücretle, 01.01.1999- 31.06.1999 tarihleri arasında 180 gün, günlük 3,11-TL ücretle, 01.07.1999- 01.12.1999 tarihleri arasında 150 gün, günlük 3,79-TL ücretle, 506 sayılı yasa kapsamında davalı işyerinde hizmet akdi ile çalıştığının TESPİTİNE" karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu;
Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kurum kayıtlarının aksinin ancak yazılı delil ile ispat edilebileceğini, davacının taleplerinin ispat edilemediğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili istinaf dilekçesinde özetle; 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğin, bunların bordrolara uygun olması halinde aksinin tanık beyanı ile ispat edilemeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince "... davacı hakkında işe giriş bildirgesinin 01.12.1999 tarihinde kuruma verildiği, davalı işveren tarafından 01.12.1999-17.02.2005 tarihleri arası dönem sigortalı çalışmaların bildiriminin yapıldığı, dava konusu hizmet tespiti istenen dönemin ise 11.03.1998-01.12.1999 tarihleri arası davalı işveren tarafından kuruma bildirimi yapılmayan dönem olduğu davacının bildirimi yapılan 01.12.1999-17.02.2005 arası dönem çalışmasının sone erdiği 17.02.2005 tarihini izleyen 01.01.2006 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği ancak davanın 5 yıllık hak düşürücü süre sona erdikten sonra 15.02.2015 tarihinde açıldığı ... "gerekçesiyle
"Davalı işveren vekili ile ihbar olunan Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ... 3.İş Mahkemesinin 2015/52 Esas 2016290 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-2 Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davanın HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE YÖNÜNDEN REDDİNE " karar verilmiştir.
E)Temyiz:
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kesintisiz çalışmanın ispatlanması karşısında davalı Kuruma bildirilmeyen dönemlerin hüküm altına alınmasının yerinde olduğunu beyanla temyiz yoluna başvurmuştur.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi gereği hizmet tespitine ilişkin bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekmektedir. Aynı maddede; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalıların çalıştıklarını, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren tarafından davacının 2000/1.döneminden itibaren 17.02.2005 tarihine kadar kesintisiz olarak çalışmasının bildirildiği, işe giriş bildirgesinin davalı Kurumdan gelmediği ancak hizmet cetvelinde işe giriş tarihi olarak 01.12.1999 tarihinin gösterildiği, davalı işyerinin 1999/3.dönem bordrosunda davacının sicil numarası belirtilmeksizin evlenmeden önceki soyadı olan "Zehra Bahadır" adı ile 01.12.1999 giriş tarihi olacak şekilde 30 gün çalışmanın bildirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, 1999/3.dönem bordrosundaki 30 günlük çalışmanın davacıya ait olduğunun tespit edilmesi halinde artık hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilmesi mümkün değildir. Davacının talebi 01.12.1999 tarihine kadar çalışma iddiası olup, dönem bordrosunda geçen çalışmanın 01.12.1999 tarihinde başladığı anlaşıldığından, bu hizmetin davacıya ait olduğu anlaşıldığı takdirde talep ettiği tarihten itibaren işten çıkışının bildirildiği 17.02.2005 tarihine kadar davalı işyerinde kesintisiz çalıştığının anlaşılması durumunda hak düşürücü süre işlemeyecektir. Söz konusu çalışmanın davacıya ait olup olmadığının, kesintisiz çalışmanın gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nın 373/2.maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.