Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7030
Karar No: 2018/2144
Karar Tarihi: 22.03.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/7030 Esas 2018/2144 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/7030 E.  ,  2018/2144 K.

    "İçtihat Metni"

    .....

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili 24/03/2015 havale tarihli dava dilekçesi ile, müvekkillerinin .....1694 parselin 1/6şar hissesinin malikleri iken .....Mahkemesinin 2012/305 E. 2013/319 K. sayılı dosyası ile taşınmazın orman vasfında olduğu gerekçesi ile kısmen tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına kayıt ve tesciline karar verildiğini, tapu kaydının iptali sebebiyle upğranılan zararın davalı tarafça karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000 TL tazminatın, iptal kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece yapılan yargılama sonucu davanın kısmen kabulü ile 6.954,08 TL"nin iptal kararının kesinleştiği 03/12/2014 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, TMK’nın 1007. maddesine dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir.
    4721 sayılı TMK"nın sorumluluk kenar başlığını taşıyan 1007. maddesi ""Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur."" hükmünü içermekte olup, bu maddede düzenlenen sorumluluk, kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluk türüdür.
    Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 gün ve 2009/4 - 383 E. - 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4 - 349 E. - 2010/318 K. sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; Tapu işlemleri kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir.
    Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; 1975 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tapu kaydına dayalı şekilde gerçek kişi adına tespit ve tescile tabi tutulan ve daha sonra satış, hükmen tescil ve intikaller ile davacılara geçen taşınmazın, Orman Yönetimi tarafından 2012 yılında açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu .....Mahkmesinin 2012/305-2013/319 E.K sayılı 03/12/2014 tarihinde kesinleşen kararıyla 434,63 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tapusunun iptali ile bu kısmın orman vasfı ile hazine adına tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır.Tüm bu işlemler nedeni ile oluşan zararın da kadastro işlemlerinden kaynaklandığı ve TMK"nın 1007. maddesi anlamında tazmini gerektiği muhakkak olup, zararın tazmini gerektiğine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır.
    -2-
    2016/7030 - 2018/2144

    Medenî Kanunun 1007. maddesinde sözü edilen zarar gerçek zarar olup, burada gerçek zarar; tapunun kısmen iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idi ise, aynı durumun yeniden tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise, tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği yani taşınmazın tapu iptal ve tescili kararının kesinleştiği tarihtir. Davanın niteliğine göre tazminat miktarı belirlenirken, öncelikli konu, gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin hesaplanması olup, arazi niteliğindeki taşınmazlarda, başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar için ise, emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir. Oysa, mahkemece taşınmazın arsa mı yoksa arazi mi olduğu konusunda yöntemine uygun araştırma yapılmamış, taşınmazın imar durumu, belediyenin hangi hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı etrafının meskun mahal olup olmadığı, hususları araştırılmamış, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kurulu tarafından taşınmaz arsa olarak kabul edildiği ve emsal kıyaslama yöntemiyle taşınmazın değerinin tespiti yoluna gidildiği halde bilirkişiler tarafından resen emsal alınan taşınmazların güncel tapu kayıtları, bilirkişilerce emsal alınan satış tarihindeki satışa konu resmi satış akit tabloları getirtilmemiş, emsal alınan taşınmazların dğerlendirme tarihindeki imar durumu, Dop kesintisi yapılıp yapılmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadıkları, etraflarının meskun mahal olup olmadığı hususları araştırılmamış, bilirkişi raporları bu yönleriyle denetlenmeden hüküm kurulmuştur.
    Bakanlar Kurulunun Yargıtayca kısmen benimsenen 28.02.1983 gün ve 1983/6122 sayılı Kararı uyarınca, imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (belediyece meskun olduğu için veya meskun hale getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanan ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.
    Taşınmaz belediye nazım imar planı içinde ise, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 17.04.1998 gün ve 1996/3-1998/1 sayılı kararı uyarınca, bu plan kapsamına alındığı tarih ve plandaki konumu, altyapı hizmetlerinden yararlanma ve ulaşım olanakları, belediye merkezine uzaklığı, kullanım biçimi itibariyle iskan amacına yönelik yapılaşma olasılıkları da değerlendirilmek üzere araştırılmalıdır. Bu hususlar belediye başkanlığından ve diğer ilgili mercilerden sorulup alınacak cevap yazılarına göre taşınmazın arsa niteliğinde olup olmadığı saptanmalıdır.
    Buna göre, taşınmazın niteliği arsa olarak belirlenir ise, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerektiğinden, taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve değerlendirme tarihi olan tapu iptal ve tescil kararının kesinleştiği tarihten önce ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için olanak tanınması, gerekli görülürse re"sen emsal getirtme yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan denetlemeye olanak veren,dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazları birarada gösterir kadastro paftası getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazların konumunun uydu fotoğrafları üzerinde göstermesi sağlanmalı, bilimsel verileri içeren, emsal ile tazminat istemine dayanak taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin karşılaştırıldığı rapor alınması, alınan emsal ile tazminata konu taşınmaza ait Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, tazminata konu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.

    ....
    Şayet taşınmazın niteliği arazi olarak belirlendiği takdirde ise; arazi niteliğinde bulunan taşınmaza yönelik olarak, sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek oluşturulacak bilirkişi kurulu vasıtasıyla çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılarak tazminat istemine konu taşınmazın değeri, 03/12/2014 tarihine göre hesaplanmalı, bu şekilde taşınmazın değeri belirlenerek gerçek zararlar saptanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA 22/03/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi