3. Hukuk Dairesi 2019/2575 E. , 2019/5092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; dava konusu kiralananın, apartmanın önceki yönetimi tarafından davalı kiracıya yasal olmayan şekilde sığınak ve teshin merkezi olarak kiraya verildiğini, Sığınak Yönetmeliğinin 13/1.maddesi uyarınca sığınakların kiraya verilemeyeceğini, davalının kiraladığı sığınak ve teshin merkezini parfüm ve kozmetik deposu olarak kullandığını, bu maddelerin yanıcı ve patlayıcı özelliği olması nedeniyle apartman sakinlerinin can ve mal güvenliğinin risk altında olduğunu, davalının kiralamış olduğu yeri tahliye etmesi için Afyonkarahisar 3.Noterliğinin 04/08/2015 tarih ... yevmiye sayılı ihtarnamesinin düzenlendiğini, ihtarnamenin 12/08/2015 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini ancak tahliyenin gerçekleşmediğini belirterek davalının dava konusu Ceyda Apartmanı’na ait sığınak ve teshin merkezinden tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; dava konusu kiralananda kozmetik malzemesi üzerine işyeri bulunduğunu, işyerinin mülkiyetinin kendisine ait olduğunu, bir yıl önceki kat malikleri toplantısında bodrum katının kendisine kiraya verilmesi yönünde oy birliği ile karar alındığını, bir yıllık 1.200,00 TL kira bedeli ödediğini, bu paranın apartmanın ortak giderlerine harcandığını, daha sonra yeni yönetim iş başına gelince yeni bir karar alınarak bodrum katını tahliye etmesinin istendiğini, davacı taraf ile kira sözleşmesi yapılmadığını, anlaşmanın karar defterine yazıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacı yönetici ..."nun kat maliki olmadığı, kat malikleri kurulu tarafından bu davayı açmak üzere kendisine açıkça yetki verildiğine ilişkin bir kararın da bulunmadığı gerekçesiyle aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında "hak ilişkisine dayalı bağ" dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde sıfat dava konusu hakka ilişkindir.
Mahkeme önünde, maddi hukuka dayalı hakkına dair uyuşmazlığın çözümünü ve himayesini isteyen kişi davacı, kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişi de davalıdır. Davacı, dava konusu hakkın sahibi, davalı ise hakka uymakla yükümlü olan ve bu hakkı ihlal ettiği düşüncesi ile kendisine karşı hakkın himayesi istenen kişidir. Bir davada, davacı ve davalı sıfatının kime ait olduğu tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Dava dilekçesinde davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler şeklen taraf ise de hakkın sahibi veya kendisine karşı hakkın himayesi istenmesi gereken kişiler olmadıkları belirlenir ise davanın sıfat yokluğundan (husumetten) reddi gerekir. Husumetten red kararı usule ilişkin bir karar olmayıp; davada taraf olarak gösterilenlerden birinin taraf sıfatının bulunmadığını belirleyen esasa ilişkin bir karardır. Husumetten red kararı, davada taraf olarak gösterilenler arasında kesin hüküm teşkil eder.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak "husumet", davacı bakımından "aktif husumet ehliyeti", davalı bakımından "pasif husumet ehliyeti" tabirleri kullanılmaktadır.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan, yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi gereken bir husustur.
Somut olayda; davaya konu edilen taşınmazın bulunduğu apartmana ait 07.08.2014 tarihli karar defterinde; bina altındaki depoların bir yıl için kullanılmak üzere kiralanmasına izin verilmiş, 18.01.2015 tarihli karar defteri ile yöneticilik görevine dördüncü kat maliki ... yardımcılık görevine ise ... getirtilerek, ... tarafından 07.08.2014 tarihinden itibaren bir yıllığına kullanılması için verilen bina altındaki depoların, kat maliklerinin ihtiyacına binaen süre sonunda tahliyesine, bunun için gereken masraflara yönelik yönetici ve yardımcısına yetki verilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıların dava açmakta hukuki yararı ve yetkisi olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davacı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.