
Esas No: 2021/12771
Karar No: 2022/3898
Karar Tarihi: 17.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/12771 Esas 2022/3898 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı şirketin iş yerinde çalıştığı süre boyunca kazancının prime esas olarak belirlendiğini ve bu nedenle hizmet süresine göre kazanç tespiti talep ettiği bir davayı açmıştır. İlk derece mahkemesi, davanın reddine karar vermiş ve davacı vekili bu karara itiraz ederek istinaf yoluna başvurmuştur. Ancak istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili, kararın temyiz edilmesini talep etmiş ve Hukuk Dairesi tarafından incelenmiştir. Daire, hizmet tespiti talebini incelemeyen ilk derece mahkemesi kararını yanıltıcı olarak nitelendirerek kararı bozmuştur. Hizmet tespiti yapılırken tarafların sunduğu kanıtların yeterli olmadığı durumlarda re'sen araştırma ve inceleme yapılabileceği belirtilmiştir. Bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olduğu ve sosyal güvenlik hakkını korumak amacıyla özel duyarlılıkla ele alınması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, hizmet tespitine ilişkin kanun maddeleri (506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Kanun'un 86/9. maddesi) detaylı şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 6. İş Mahkemesi
Dava, hizmet ve prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının, davalı şirkete ait iş yerinde 12/10/2006-26/02/2014 tarihleri arasında loder operatörü olarak çalıştığını, en son aylık net 2.000,00 TL ücret aldığını ancak primlerinin Kuruma asgari ücret üzerinden ödendiğini belirtmek sureti ile prime esas kazancının tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacının bildirdiği ücret tutarlarının net ücreti değil giydirilmiş ücreti olduğunu, keyfiyetin ücret bordrolarında açık ve net olarak gösterildiğini, işçilik alacaklarına ilişkin olarak açtığı davanın temyiz aşamasında bulunduğunu, ortada henüz kesinleşmiş bir karar olmadığını, kararın kesinleşmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumunca resen işlem yapılacağından bu aşamada dava açılmasında hukuki yararda olmadığını belirtmek sureti ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece ‘’Açılan davanın reddine’’ dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davacı vekilinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine,
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili; davanın prime esas kazancın hesaplanmasına değil hizmet süresinin tespitine ilişkin olduğunu, bu nedenle HMK 200. maddesi gereğince senetle ispat zorunluluğu bulunmadığını, bu tarz davalarda resen araştırma ilkesi geçerli olduğundan her türlü delille ispatın mümkün olduğunu, davalı şirket aleyhine açılan alacak davasında davalı tanıklarının dahi davacının aldığı ücrete ilişkin olarak beyanda bulunduklarını ve bu hususun Yargıtay aşamasından da geçerek kesinleştiğini, sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, çalışma süresi her türlü delille ispatlanabildiğinden, ücret hususunun hesaplanmasında da serbestlik olması gerektiğini, uyuşmazlığı çözüme kavuşturacak olan, hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmak kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerin toplanılmadığını, TÜİK verilerinin dikkate alınmadığını ve emsal ücret araştırması dahi yapılmadığını, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hizmet tespitine ilişkin davaların yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79 ve 5510 sayılı Dava, 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddesi uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Maddeye göre, “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları nazara alınır.”
Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanların hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Eldeki davada , dava dilekçesi ve ön inceleme tutanağı birlikte değerlendirildiğinde davacının talebinin hizmet tespiti ve prime esas kazancın tespitine ilişkin olduğu ancak Mahkemece yalnızca prime esas kazanca ilişkin talebinin değerlendirildiği,hizmet tespitine ilişkin değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılacak iş hizmet tespitine ilişkin olarak ta araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1. maddesi gereği kaldırılarak, temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17/03/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.