
Esas No: 2012/18280
Karar No: 2012/26200
Karar Tarihi: 12.12.2012
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2012/18280 Esas 2012/26200 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: ..., ... ve ... hakkında açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine, davanın diğer davacılar yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın ..., ... ve ... hakkında hak düşürücü süre nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın 1989 yılında sulama kanalı yapılması amacıyla kamulaştırıldığı, 1990 yılında taşınmazın tamamına fiilen el atıldığı, takdir edilen kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği anlaşılmıştır.
Davacı ... için çıkarılan tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, bu davacı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak değerinin tespit edilmesi doğrudur. Ancak;
Kamulaştırma Kanununun 25. maddesi gereğince hakların kullanımı ve borçların doğumu, aynı yasanın 13. maddesinde belirtildiği şekilde usulüne uygun tebligatla başlar.
Tebligat belgelerinin incelenmesinde ... ve ..."ya yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Kamulaştırma Kanununda öngörülen usule uygun olarak yapılmaması nedeniyle hak düşürücü süreden söz edilemeyeceğinden bu davacılar yönünden de işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi,
2-Dava konusu taşınmazın değeri, dava tarihine göre belirlendiğinden, hüküm altına alınan alacağın tamamına, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği düşünülmeden,alacağın ıslah yolu ile arttırılan kısmına ıslah tarihinden faiz başlatılması,
3-Resmi kuruluşların yargı harcından bağışık tutulabilmesi için genel bütçeye dahil idareler arasında yer alması veya özel kanunlarında yargı harcından muaf olduğunun açıkça belirtilmesi gerekir. Diğer harçlardan bağışık tutulma, yargı harcını kapsamaz.
... 2.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 662 sayılı K.H.K."nin 58. maddesi uyarınca genel bütçeli idareler arasından çıkartılarak özel bütçeli idareler arasına alınmıştır. Bu nedenle 492 sayılı Harçlar Kanununun 13/j maddesi hükmünden kaynaklanan yargı harçlarından muaf değildir.
Bu nedenle davalı idareden harç alınması gerekirken, muaf olduğu gerekçesiyle aleyhine harca hükmedilmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.