21. Ceza Dairesi 2015/9303 E. , 2017/804 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, Dolandırıcılığa teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
I-)Sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
1-)Sanığın katılan adına suça konu sahte bonoları düzenleyip kullanmak suretiyle üzerine atılı resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 14.10.2003 gün ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 gün, 2011/8-335 Esas, 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği cihetle; aslı ele geçirilemeyen sahteliğe konu bonoların, aslı ele geçirildiği takdirde iğfal kabiliyeti yönünden incelenerek sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği, aksi halde ise belge aslı ele geçirilemediğinden iğfal kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespitinin mümkün olmaması nedeniyle şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince beraatine karar verilmesi gerekeceği, bu nedenle suça konu belgelerin asılları ele geçirilememiş ise de, suça konu bonoların en son olarak tanık ...’da bulunduğu dosya içerisindeki bilgilerden anlaşılmakla; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından, suça konu bonoların onda olup olmadığının araştırılması, belge asıllarının ele geçirildiği takdirde incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde asıllarının dosya içine konulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-)Sanığın suça konu bonoları katılanın rızası dahilinde düzenlendiğini savunması karşısında; bonoları kullanan tanık ...’nın tekrar tanık olarak beyanına başvurularak hangi hukuki ilişkiye dayanarak bu bonoları kimden aldığı ve hernekadar katılan ile ticari ilişkisinin olmadığını söylemiş ise de; ticari ilişkisinin bu şirketin ortağı olduğunu söylediği ... ile olduğunu beyan etmiş olması karşısında; ... ile olan ticari ilişkisinin Temel Yemek sitesinden mi kaynaklandığı yoksa onunla şahsi ticaret ilişkisinden mi kaynaklandığı sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken tanığın yetersiz beyanı ile sanık hakkında yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
3-)Sanığın katılanın rızası dahilinde bonoları düzenlediğini savunması karşısında; Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30.03.1992 gün ve 80/98 sayılı kararında da belirtildiği üzere, belgede sahtecilik suçlarında önceden verilen rıza üzerine borçlu yerine onun imzasının atılmasında zarar verme bilinç ve iradesi ile hareket edilmediğinden suç kastından söz edilemeyeceği gibi rızanın açık veya zımni olabileceği cihetle; sanığın Temel Yemek sitesi adına başka bonolarda düzenleyip düzenlemediği, düzenlemiş ise bu bonoların katılan tarafından ödenip ödenmediği araştırılarak ve suç tarihinde katılanın ortağı olduğu belirtilen ...’ın tanık olarak beyanına başvurularak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
4-)T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK’nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
II-)Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede ise;
1-)Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir, sanığın suça konu sahte bonoları katılan adına düzenleyerek kullanmak suretiyle katılana yönelik dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda da; iddianamede ve gerekçeli kararda sanığın suça konu bonoları verdiği kişinin tespit edilememesi nedeniyle bonolarda borçlu olarak görünen katılana karşı dolandırıcılığa teşebbüs suçunun işlediğinin belirtildiği, söz konusu bonolar tanık ... tarfından kullanılarak Bozkoç Nakliyat İnşaat Taahhüt madencilik sanayi ve ticaret şirketine verildiği bu şirket tarafından da katılana banka aracılığıyla protesto çekildiği, bonoların karşılığının ödenmemesi üzerine de ... tarafından bu bonolar ödenerek geri alındığının anlaşılması karşısında; sanığın katılana karşı herhangi bir hileli davranışının olmadığı ve onu hataya düşürmediğinin anlaşılması karşısında sanığın üzerine atılı dolandırıclık suçunun unsurları oluşmadığından beraat kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulmuş olması,
2-)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2007 tarih ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 80 gün olarak tayin edilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 20.02.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.