Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, davalının da hissedarı olduğu taşınmaz üzerine inşaat yapılması için müteahhitle anlaşma yapılması amacıyla davacı ve diğer hissedarların müvekkiline vekalet verdiğini, vekil olarak müvekkilinin bir müteahhitle anlaştığını, ancak anlaşılan bu müteahhidin inşaat ruhsatını zamanında alamaması nedeniyle işin yapılamadığını, bu müteahhidin yaptığı masraflara karşılık 50.000 TL talep ettiğini ve taşınmaz üzerindeki şerhi yaptığı masraf ödenmeden kaldırmayacağını beyan ettiğini, müvekkilinin sorunu halledeceğini söyleyerek dava konusu bonoyu 25.000 TL olması kastıyla ve teminat olarak davalıya verdiğini, sonrasında başka bir müteahhitle anlaşılması suretiyle önceki müteahhidin masraflarının sonraki müteahhit tarafından karşılandığını ve sonraki müteahhitle yeni sözleşme yapıldığını, böylece teminat senedinin konusuz kaldığını, senet üzerinde yazan miktarın ise 25.000 TL olması kastedilmişken sehven eski para birimi ile olan karışıklık nedeniyle 25.000.000 YTL olarak yazıldığını, davalının ise bu durumu kötüye kullanarak bedelsiz kalmış olan senedi 50.000 TL asıl alacak ve faizi için takibe koyduğunu beyan ederek, bu bono nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ve kardeşlerinin maliki olduğu arsa ile ilgili olarak kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapmak üzere davacıya vekalet verdiğini, davacının dava dışı müteahhit ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığını, müteahhidin ve davacının üzerlerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediklerini, tapu kaydı üzerine konulmuş şerhin kaldırılması ve müteahhittin yaptığı harcamalar karşılığında müteahhide elden müvekkili tarafından paranın ödendiğini, davacının vekil olarak sebep olduğu bu zararı ödemeyi kabul ederek davaya konu senedi müvekkiline verdiğini, senedin teminat senedi olmadığını, davalının vekil olarak kusuru ile sebebiyet verdiği zararın tazmini amacıyla borç ikrarı neticesinde düzenlediğini savunarak, davanın reddini ve davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının iddiasını usulüne uygun yazılı delille ispat edemediği, davalı asilin kendisine teklif edilen yemini eda etmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.