Esas No: 2022/358
Karar No: 2022/3935
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/358 Esas 2022/3935 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı işçi tarafından hizmet tespiti istemine ilişkin açılan dava reddedilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede, davacının davalı işyerinde bildirim dışı kalan çalışma süresi belirlenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, karar bozulmuştur.
Dava, 5510 Sayılı Kanunun Geçici 7/1. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi temel alınarak açılmıştır. Bu Kanun maddelerinin anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumundaki çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun Geçici 7/1. maddesi atfı ile 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup, anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Eldeki dosyada, davacı 29.10.1996 – 04.05.2012 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitini talep etmiştir.Davacı adına 04.05.2012 tarihinde Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin verildiği,
05.2012-12.2012 döneminde 238 Gün, 01.2013-12.2013 döneminde 356 gün, 01.2014-12.2014 döneminde 356 gün, 01.2015-12.2015 döneminde 341 gün, 01.2016-11.2016 döneminde 330 gün hizmetinin Kuruma bildirilmiş olduğu, Mahkemece verilen kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi (Kapatılan) 2019/1317 esas 2019/7602 karar sayılı ilamıyla “Yapılacak iş, celbedilmiş olan ihtilaflı dönem bordrolardan tespit edilecek başkaca bordro tanıklarının beyanlarına başvurmak,davalı işyerinden alışveriş yapan kişi yada işyerleri ile Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek davacının ihtilaflı dönemde fiili ve kesintisiz bir çalışmasının olup olmadığı hususunda yöntemince beyanlarını almak, komşu işyeri tanıklarının ihtilaflı dönemlerde çalışıp çalışmadığının denetlenebilmesi için hizmet cetvelleri ile işyeri sahiplerinin vergi kayıtlarını istemek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği de nazara alınıp gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.”denilmek suretiyle bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyulduğu fakat bozma sonrası dinlenen tanık beyanlarıyla bozma öncesi dinlenen tanıkların beyanları da dikkate alındığında çelişkinin tam olarak giderilmediği, davacının davalı işyerinde bildirilmeyen çalışmalarının bulunduğu fakat süresinin belirlenemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle tanık beyanlarına göre davacının yazın çalışmaya ara verdiğine ilişkin beyanlar da değerlendirilmek suretiyle davacının bildirim dışı kalan çalışma süresi belirlenerek elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 21.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.