14. Hukuk Dairesi 2016/11372 E. , 2019/4966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.07.2012 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesinin istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 08.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili... Sulh Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesi ile, 26.12.1975 tarihinde ölen müvekkilinin murisi Mustafa Gökaslan"ın... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/717 Esas, 2011/720 sayılı Kararı ile verilen mirasçılık belgesinin Ali Özdemir mirasçılarına pay verilmemiş olması nedeni ile hatalı olduğunu ve iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
... Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine, hüküm Dairemizin 06.04.2015 tarihli, 2015/1902 Esas, 2015/3720 Karar sayılı kararı ile asliye hukuk mahkemesinin görevli olması ve görevsiz sulh hukuk mahkemesince karar verilmesi nedeni ile bozulmuştur.
... Sulh Hukuk Mahkemesi bozma ilamına uyarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş ve karar, 05.11.2015 tarihinde kesinleşmiş, davacılar vekilinin süresindeki talebi üzerine dosya... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesi de sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir.
Dava, HMK"nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra 12.07.2012 tarihinde açılmıştır. HMK m. 23/2 uyarınca, Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.
Öte yandan, 01.10.2011 tarihinden önce yürürlükte bulunan HUMK"nun sulh hukuk mahkemesinin görevini belirleyen 8/II-5. bendi "mirasçılık belgesi verilmesi hakkındaki isteklerle, bu belgenin değiştirilmesi veya iptali davalarına…" bakar şeklinde olduğu halde 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nin 1. maddesi, "Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir" hükmüne yer verilmiştir. Aynı kanunun 2. maddesinde ise, "Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesi" olduğu vurgulanmıştır. 6100 sayılı HMK"nin 4/1-ç bendinde, "Bu kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hakimini görevlendirdiği davalara sulh hukuk mahkemesi bakar" yine aynı kanunun, görevli mahkeme başlığını taşıyan 383/1. fıkrasında; "çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesi" olduğu açıklanmıştır. Öte yandan genel hüküm niteliğinde bulunan TMK"nin 598/1 maddesinde de veraset belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK"nin "çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır. Yukarıda açıklandığı gibi HUMK"nun 8/II-5. maddesi uyarınca mirasçılık belgesinin verilmesi, değiştirilmesi veya iptal davaları ile ilgili görev sulh hukuk mahkemesine verildiği halde HMK"nin 382/2-c maddesinin 6. bendine göre sulh hukuk mahkemeleri sadece veraset belgesi verilmesiyle ilgili istekler konusunda görevlidir. Buradan hareketle veraset belgesinin değiştirilmesi veya daha önce verilen veraset belgesinin iptali davalarının sulh hukuk mahkemesinde görülemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Kaldı ki veraset belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açılması zorunlu bulunduğundan çekişmesiz yargı kapsamından çıkıp çekişmeli yargı mahiyetini aldığı da bir gerçektir. Bu durum karşısında HMK"nin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan bu dava bakımından HMK"nin 382/2-c maddesinin 6. bendi uyarınca asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Mahkemece, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 30.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY
I- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun;
a) 22. maddesinin ikinci fıkrasında, “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.”,
b) 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise, “Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca verilen yargı yeri belirlenmesi ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar.”,
Hükümlerine yer verilmiştir.
Somut olaya gelindiğinde; dava mirasçılık belgesinin iptali davasıdır.
Dairemizin 06.04.2015 tarihli kararıyla görev yönünden bozulmasına karar verilen... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/344 Esas ve 2013/281 Karar sayılı kararında, mahkeme görevli olduğunu kabul ederek davanın esasıyla ilgili olarak kabul kararı vermiştir. Mahkemenin kararı göreve ilişkin değildir. Sulh Hukuk Mahkemesinin bozmaya uyduktan sonra 30.09.2015 tarihinde verdiği karar ise görevsizliğe ilişkin olup, taraflarca temyiz edilmediği belirtilerek kesinleştirilmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/362 Esas, 2016/78 Karar sayılı, temyize konu olan kararı ise görevsizliğe ilişkin olup, temyiz incelemesinin konusunu görevli mahkemenin belirlenmesi oluşturduğundan, göreve ilişkin kesinleşen bir karardan bahsedilemeyeceği için olayımızda 23.maddenin ikinci fıkrasının uygulanma şartları gerçekleşmemiştir.
II- Mirasçılık belgesinin iptali davasında, görevli mahkemenin belirlenmesiyle ilgili olarak Dairemizin 06.04.2015 tarihli ve 2015/1902 Esas, 2015/3720 Karar sayılı kararında belirtmiş olduğum gerekçelerle, yerel mahkemenin görevsizliğine ilişkin hükmü hukuka ve usule uygun olup onanması görüşünde olduğumdan, bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.