Esas No: 2018/4458
Karar No: 2022/1103
Karar Tarihi: 18.03.2022
Danıştay 7. Daire 2018/4458 Esas 2022/1103 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/4458 E. , 2022/1103 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4458
Karar No : 2022/1103
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Bakanlığı adına ...Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Motorlu Araçlar İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2009 ve 2010 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri ile ithalat edilen 12 adet aracın "yeni ve kullanılmamış" olarak beyan edildiği halde "eski" olduğunun saptanması üzerine, İthalat Rejim Kararı uyarınca gerekli izin alınmaksızın ithal edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca alınan para cezası kararına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla, işleme dayanak olarak alınan hükmün değişik halinin 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun'un 12. maddesiyle, 11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, uyuşmazlığa konu araç ithalatların gerçekleştiği tarihlerde, yürürlükteki 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu uyarınca ceza öngörülmesine rağmen Gümrük Kanunu uyarınca bir ceza öngörülmemesi karşısında, sonradan yürürlüğe giren düzenleme uyarınca davacı adına alınan para cezası kararında hukuka uyarlık bulunmadığı, aksinin kabulünün "kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesine aykırılık oluşturacağı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin reddine,
2....Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu kararın taraflara tebliği ve bir örneğinin de Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesini teminen dosyanın ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 18/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY:
Temyiz başvurusu; davacı adına 2009 ilâ 2010 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı yurt dışında trafiğe tescil edilen ve bu suretle "eski" olduğu anlaşılan araçların ithali izne tabi olmasına rağmen izin alınmadan ithal edildiğinden bahisle 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca eşyanın gümrüklenmiş değeri üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine ilişkin işlemi iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması istemine ilişkindir.
İdari yaptırıma konu fiilin gerçekleştiği tarih gümrük beyannamesinin tescil tarihi olduğundan bu tarihte yürürlükte olan mevzuata baktığımızda, 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun “Suçlar ve Kabahatler” başlıklı 3. maddesinin 11. fıkrasında dava konusu fiil kabahat olarak düzenlenmiş ve idari yaptırım olarak gümrüklenmiş değerin iki katı tutarında idari para cezası verileceği, 14. maddesinde ise mülkiyetin kamuya geçirileceği düzenlenmiştir.
Bilahare bu düzenleme 28/03/2013 tarih ve 6455 sayılı Kanun'la 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nda ve Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklik ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yer alan kabahat fiili 4458 sayılı Gümrük Kanunu'na aktarılmıştır. 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 11. fıkrası 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine idari para cezası olarak, 3 maddesinin 4. fıkrasında bulunan mülkiyetin kamuya geçirilmesi ise 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarılarak “Vergi Kaybına Neden Olan İşlemlere Uygulanacak Cezalar” başlıklı ikinci bölümde yerini almıştır.
6455 sayılı Kanun ile 5607 sayılı Kanun'un 3. maddesinin 14. fıkrasında bulunan düzenlemenin kaldırılarak 4458 sayılı Kanun'un 235. maddesinin 4. fıkrasına aktarıldığı ve aynı fiil ile ilgili aynı idari yaptırımın yer aldığı görülmektedir.
Fiilin gerçekleştiği tarihten sonra fiil ile ilgili mevcut kanuni düzenlemenin görev ve yetkili idareyi değiştiren bir kanun hükmünün nasıl uygulanacağı sorununun aydınlatılması gerekli iken eşyaya tabi idari yaptırım kararının fiilin gerçekleştiği tarihte 4458 sayılı Kanun'da bulunmaması sebebiyle iptali kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırılık oluşturduğu gerekçesi ile, yeterli hukuki araştırma yapılmadan verilmiş ve hukuka aykırı neticeye sebep olmuştur.
Zira fiil tarihinde Kanun'da yer almakta olup, yaptırımın uygulandığı tarihte gümrük idaresi görevli ve yetkili olup, 6455 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un değişikliği düzenleyen geçiş döneminde kabahatlere nasıl uygulanacağı da 64. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiş olmakla, bu düzenlemeye göre hüküm oluşturulmalıdır.
İdari yaptırım kararı fiilin işlendiği tarihte Kanunda yer almakla Gümrük Kanunu'nda bulunması zorunluluğundan bahsedilemeyecektir. Bu bağlamda, hukuki güvenlik ilkesi sağlanmış olduğundan ve fiilin gerçekleştiği tarihte de yürürlükte olan Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda aynı düzenleme yer aldığından kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini ihlal etmeyecektir. Aksi düşünce kanun ile korunan hukuki yararın ortadan kalkmasına ve bu fiillerin cezasız kalmasına sebebiyet vereceğinden, temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulması gerektiğinden çoğunluk kararına katılmıyorum.