Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9870 Esas 2016/436 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9870
Karar No: 2016/436
Karar Tarihi: 20.01.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/9870 Esas 2016/436 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Banka ile davalılar arasında kredi sözleşmeleri ve teminat sözleşmeleri yapıldığı, davacı bankanın davalı şirkete kredi kullandırdığı ve çek karnesi verdiği belirtiliyor. Ancak borcun ödenmemesi nedeniyle takibe geçildiği ve davalıların takibe itiraz ettikleri ifade ediliyor. Davalılar alacağın fazla belirlendiğini, alacağın tespitinin yargılamayı gerektirdiğini ve borca itirazın kötü niyetli olmadığını savunuyorlar. Mahkeme, davacı bankanın 203.854,67 TL alacaklı olduğuna karar veriyor ve alacağa takip tarihinden itibaren %94,05 oranında temerrüt faizi istenmesine hükmediyor. Ayrıca iade edilmeyen çek yaprakları için yasal garanti tutarlarının depo edilmesi talebini haklı kılan herhangi bir sözleşme veya taahhütname hükmü bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar veriliyor.
Kanun Maddeleri: Mahkeme kararında herhangi bir kanun maddesi belirtilmemiştir.
19. Hukuk Dairesi         2015/9870 E.  ,  2016/436 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan ... arasında genel kredi ve teminat sözleşmeleri akdedildiğini, bu kapsamda davalı şirkete kredi kullandırıldığını ve çek karnesi verildiğini, diğer davalıların müteselsil kefil ve müşterek borçlu olduklarını, borcun ödenmemesi nedeniyle takibe geçildiğini, davalıların takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazın iptalini ve inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, alacağın, faiz ve ferilerinin olması gerekenden fazla belirlendiğini, aynı alacak için tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapıldığını, bu nedenle dava konusu takip miktarının değişme olasılığının bulunduğunu, alacağın tespitinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle borca itirazın kötü niyetli olmadığını ve alacağın da likit olmadığını bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, takip tarihi itibarıyla davacı bankanın asıl borçludan toplam 203.854,67 TL, müteselsil kefiller ... ve ..."dan toplam 203.564,46 TL alacaklı olduğu, davacının asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 94,05 oranında temerrüt faizi isteyebileceği, iade edilmeyen çek yaprakları için ise yasal garanti tutarlarının depo edilmesi talebini haklı kılan herhangi bir sözleşme veya taahhütname hükmü bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacı vekili takip öncesi borçludan 7.812 TL tahsilat yapıldığını bildirmiş ve hesaplamanın bu miktarın nazara alınarak yapılması gerektiğini rapora itiraz olarak ileri sürmüştür. Hükme esas alınan asıl ve ek raporda ise alacak hesabında bildirilen tahsilat tutarı 8.812 TL olarak hesaplanmış olması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı bankanın sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.