Esas No: 2018/4296
Karar No: 2022/1087
Karar Tarihi: 18.03.2022
Danıştay 7. Daire 2018/4296 Esas 2022/1087 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 7. Daire Başkanlığı 2018/4296 E. , 2022/1087 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4296
Karar No : 2022/1087
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Ortaklığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı tarafından 2016 yılının Haziran dönemi için ihtirazı kayıtla verilen beyanname üzerine tahakkuk ettirilerek ödenen, banka ve sigorta muameleleri vergisinin iptali ve iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacının …'a ait hissenin mülkiyetini 2005 yılında kazandığı, 10 avro nominal değerle nazım hesaplarına kaydettiği, 2016 yılında …'nin, … şirketince satın alındığı, söz konusu satıştan kaynaklanan nakdi ödemenin 2016 yılının Haziran döneminde davacıya aktarıldığı, anılan iştirak hisselerinin davacının mülkiyetinde iki tam yıldan fazla süreyle tutulduğu, bu nedenle, nakdi ödeme üzerinden hesaplanan banka ve sigorta muameleleri vergisinin istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle beyannamenin ihtirazı kayıtla verildiği anlaşılmakla birlikte, olayda, davacının yurt dışında mukim bulunan şirketten elde ettiği hisse senetlerinin satışından kaynaklanan kazancın iştirak hissesi satış kazancı olarak 6802 sayılı Gider Vergisi Kanunu uyarınca istisna kapsamında değerlendirilebilmesi için, hissenin en az iki tam yıl süreyle "24-Mali Duran Varlıklar" ana hesabının alt hesaplarında izlenmesi ve aktifte yer alması gerekirken, nazım hesaplarda izlendiği dolayısıyla, banka aktifinde bulundurulma şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından, elde edilen gelirin istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : … Limited Şirketi'ne ait hissenin 17/03/2005 tarihinde edinildiği, 2016 yılına kadar uhdelerinde bulunduğu, böylelikle ilgili mevzuatın aradığı iki tam yıldan fazla elde bulundurma şartının gerçekleştiği, mevzuatın öngördüğü istisna uygulamasının amacının şirketlerin mali yapısını güçlendirmek ve istikrar kazandırmak olduğu, hesaplarına kaydedilen hissenin, kısa süreli kâr amacı taşıyan hisselerden farklı nitelik taşıdığı, bu yönüyle diğer hisselerle kıyaslanmaması gerektiği, onbir yıl boyunca yasal kayıtlarında gösterilen hissenin özellikle "24-Mali Duran Varlıklar" hesabında kaydedilmesinin ilgili mevzuat açısından önemi olmadığı, nitekim hisselerin iki tam yıl süreyle yasal defterlere hangi hesap adı altında kaydedileceğine dair yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, söz konusu hesapta hisse senetlerinin değil, hisse senetleri veya ortaklık paylarının satışından kaynaklanan kazançların izlendiği, anılan şirketlerin birleşmesinden sonra da hissenin elde tutulmaya devam edildiği, tüm bilanço ve yasal defterlerinin yetkili kurumların denetiminden sorunsuz olarak geçtiği, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesi uyarınca vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, bu nedenle olayda, mevzuatın aradığı iki tam yıl elde bulundurma şartının yerine getirildiği, lehlerine kalan gelirin istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, konu ile ilgili farklı yönde yargı kararları bulunduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İştirak hisselerinin satışından doğan kazancın 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca istisna hükümlerinden yararlanabilmesi için hisselerin, Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği uyarınca "24- Mali Duran Varlıklar" ana hesabının alt hesaplarında izlenmesi gerektiği, davacının söz konusu hisseyi iki tam yıl süreyle aktif hesaplarında değil nazım hesaplarda izlediği, nazım hesapların ise bir işletmenin yükümlülüklerini, hak doğurabilecek işlemlerini, kendi zilyetliği altındaki kıymetleri ve muhasebe disiplini altında izlemek istediği bilgileri kaydettiği hesaplar olduğu, yapılan kayıtların o anda gerçek bir varlık veya kaynağı temsil etmediği, işletmenin gerçek aktif ve pasif varlıklarıyla bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla, elde edilen paranın istisna hükümlerinden yararlanabilmesi için öncelikle söz konusu hissenin tam iki tam yıl süreyle aktif hesaplarında yer alması gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlığın çözümünün, davacı banka tarafından elde edilen ve lehe kalan paranın iştirak hissesinin satışından kaynaklanan kazanç olup olmadığının tespitine bağlı olduğu, söz konusu gelirin ilgili mevzuatın aradığı istisna kapsamına girip girmediği hususunda değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı bankanın, VISA sistemine dahil olmak amacıyla bedelsiz şekilde 10 avro nominal değerli 1 adet ortaklık sertifikasını 2005 yılında … Şirketinden edinerek aynı nominal değerle nazım hesaplara kaydettiği, 01/12/2015 tarihinde ise söz konusu sertifikayı aktif hesaplarına aktardığı, 2016 yılında …'nin, … şirketince satın alınmasından sonra 2016 yılının Haziran döneminde davacıya 63.687.263,65-TL tutarında nakdi ödeme yapıldığı, anılan tutar üzerinden hesaplanan 3.184.363,18-TL banka ve sigorta muameleleri vergisinin istisna kapsamında olduğundan bahisle ihtirazi kayıtla beyan edildiği, söz konusu verginin iptali ve iadesini teminen bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75'lik kısmının maddede sayılan şartları taşımak kaydıyla kurumlar vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmış; geçici 1. maddesinin 5. fıkrasında, diğer kanunlarla 5422 sayılı (Mülga Kurumlar Vergisi) Kanun'a yapılmış olan atıfların, ilgili olduğu maddeler itibarıyla bu Kanun'a yapılmış sayılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
6802 sayılı Gider Vergisi Kanunu'nun 28. maddesinde, banka ve sigorta şirketlerinin 10/06/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu'na göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paraların, banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi olduğu; 31. maddesinde, banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahının 28. maddede yazılı paralar tutarı olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan Kanun'un "İstisnalar" başlıklı 29. maddesinin (v) bendi ile de 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin 1. fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler dolayısıyla lehe alınan paraların, banka ve sigorta muameleleri vergisinden istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında … tarih ve … sayılı banka ve sigorta muameleleri vergisi vergi inceleme raporu ile … tarih ve … sayılı kurumlar vergisi raporunun düzenlendiği, VİSA sistemine dahil olan tüm bankalara, hangi tarihte sisteme dahil olduğu gözetilmeksizin bedelsiz şekilde aynı tutar ve sayıda 10 avro nominal değerli ortaklık sertifikası olarak nama yazılı hisse verildiği, hisselerin devredilemez olduğu, borsa rayiçlerinin bulunmadığı, temsil değeri taşıdıkları nitekim, üye olan bankaların bu sertifikaları VİSA'nın geri çağırma opsiyonu dışında ellerinden çıkaramadıkları, anılan kurumlar vergisi raporunda yer alan … Services Türkiye Temsilciliği'nin ibraz ettiği yazıda, "İşlemde … Ltd.'nin hisselerine ilişik mali haklar, elde bulundurulan hisse adedine göre değil -her bir VİSA Europe, üyesi yalnızca tek bir hisseyi elinde bulundurmakta-, VİSA Europe Üyelik Yönetmeliğinin Bölüm F de yer alan bir formüle göre kararlaştırıldığı, buna göre üyeler, 30 Eylül 2015 tarihinde sona eren üç yıllık hak kazanma süresi üzerinden VİSA Europe üyelik birliğinin değerine katkılarına orantılı olarak satış hasılatından pay almışlardır." ibarelerinin yer aldığı, buna göre, üye bankaların devir sebebiyle elde ettikleri gelirin, elinde bulundurdukları hisse senedi adedinden tamamen bağımsız olduğu, bankalara yapılacak ödemenin hak kazanma süresi olarak belirlenen (1 Ekim 2012 - 30 Eylül 2015) üç yıllık süreçte VİSA sistemine bulundukları katkılar üzerinden tespit edildiği, her bankanın sisteme katkısı farklı olduğundan, farklı tutarlarda ödeme aldığı, ödemenin aslında, anılan sertifikanın devri sebebiyle değil, sistemde kaldıkları ve sundukları katkı sebebiyle sertifikadan bağımsız olarak yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığın çözümü, olayda davacı banka tarafından elde edilen ve lehe kalan paranın iştirak hisseleri satışından doğan kazanç olup olmadığının tespitine bağlı olduğundan, elde edilen gelirin istisna kapsamına girip girmediği hususunda yapılacak değerlendirme ve ulaşılacak sonuca göre yeniden bir karar verilmek üzere temyize konu kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2…. Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 18/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.