
Esas No: 2021/3162
Karar No: 2022/4095
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/3162 Esas 2022/4095 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/3162 E. , 2022/4095 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk Derece Mahkemesi: ... 3. İş Mahkemesi
Kurumca davacının banka hesapları üzerine konulan hacizlerin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 22/03/2022 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davacı adına Av. ... ile davalı Kurum adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı günde Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından müvekkil adına gönderilmiş herhangi bir ödeme emri olmaksızın borçlu şirket raks elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ünvanlı şirketin 1998-2005 dönemine ilişkin zamanaşımına uğramış prim alacakları nedeniyle banka hesaplarına gönderilen haciz işlemleri bulunduğunu tesadüfen öğrenilmiş olduğu, kuruma yapmış olduğu başvuruya kurum tarafından verilen cevabi yazıda 43942.45 numarası ile işlem gören işyeri işveren ...Elektronik San. Ve tic. A.Ş.'nin kuruma ödenmeyen muhtelif dönemlere ait prim, işsizlik primi, damga vergisi borçlarından dolayı hakkında 6183 sayılı amme alacakları tahsil ulusü hakkında kanun hükümlerine göre 1999/50001 dosya kart numarası ile icra takibi yürütülmekte olduğu, davacının 14/04/2006 tarihinde icra takibi başlatılan şirketen istifasının bulunduğu, şirketle olan ilişkisinin 30/08/2005 tarihinde sona erdiğini, davalı tarafından belirtilen borca ait tebligat bulunmadığı, borçlu şirkete ait zamanaşımına uğramış vergi borçları nedeniyle adına herhangi bir ödeme tebliğ edilmeden ve borçlu şirket adına aciz vesikası alınmadan tüm bankalar nezdinde adına konulan haczin kaldırılmasına talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davanın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, Davalı kurum tarafından 1999/50001 takip sayılı dosyadaki alacağı sebebiyle davacının 05.07.2004 tarihinde Garanti Bankası A.Ş., bulunan hesabına, 21.09.2004 tarihinde;Yapı ve Kredi Bankası Kordon Şubesi - Levent Şubesi., Vakıfbank Mecidiyeköy Şubesi - Levent Şubesi., Akbank Kadıköy Şubesi - Unkapanı Şubesi - Cinnah Şubesi.ve Koçbank ... Şubesinde bulunan hesaplarına, 19.06.2006 tarihinde; Alternatifbank A.Ş. Anadolubank A.Ş., Denizbank A.Ş., Finansbank A.Ş., Fortisbank A.Ş., Koçbank A.Ş., MNGBank A.Ş.,, Oyakbank A.Ş., Şekerbank A.Ş., Tekfenbank A.Ş. Tekstilbank A.Ş. Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş.,Türkiye İş Bankası A.Ş. Türkish Bank A.Ş., Yapıkredi Bankası A.Ş., Al Baraka Türk Katılım Bankası A.Ş., Asya Katılım Bankası A.Ş., Kuveyt Türk Evkaf Finans Kurumu A.Ş., Deutsche Bank A.Ş., Akbank T.A.Ş., Adabank A.Ş., HSBC Bank A.Ş., CITI Bank A.Ş., Bankeuropa Bankası A.Ş., Arap Türk Bankası A.Ş. Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O, Ziraat Bankası A.Ş. Deki hesaplarına, 20.04.2010 tarihinde: Halkbankası A.Ş., Türklandbank A.Ş., Fortisbank A.Ş. Tekstilbank A.Ş., Türk Ekonomi Bankası A.Ş.’deki hesaplarına, 10.10.2017 tarihinde: AIbaraka Türk Katılım Bankası A.Ş. Asya Katılım Bankası A.Ş., Kuveyt Türk Evkaf Finans Kurumu A.Ş., Türkiye Finans Katılım A.Ş., Akbank T.A.Ş., CITI Bank A.Ş, Denizbank A.Ş., Finansbank A.Ş., Türkiye Garanti Bankası A.Ş., Halkbankası A.Ş., HSBC Bank A.Ş., INGBank A.Ş.,Türkiye İş Bankası A.Ş. ,Odeabank A.Ş, Şekerbank A.Ş., Türkiye Ekonomi Bankası A.Ş., Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O, Yapıkredi Bankası A.Ş., Ziraat Bankası A.Ş. deki banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılmasına, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, Davacı, dava dışı ...Elektronik San. ve Tic. A.Ş. Yönetim Kurulu üyesi olup, 1998/9- 10- 11- 12., 2001/11- 12., 2002/2- 3- 4- 10- 11- 12., 2003/1- 2- 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9- 10- 11., 2004/6- 7 ve 8.ay dönemlerine ait 24 adet ödeme emrinin düzenlendiği ve ödeme emirlerinin davacı tarafından tebliğ alınmakla birlikte kesinleştiği, davacıdan tahsili talep edilen prim borçlarının 506 sayılı yasa ile emsal içtihatlar bağlamında üst düzey yönetici ve imza yetkisine sahip olduğu ve icra takiplerinde sorumluluk dönemleri olarak belirtilen 26.03.1998 – 08.11.2005 ayları arasına ait olduğu, davacının bu döneme ait prim borçlarından sorumlu bulunduğu, davacı hakkında 20.04.2010 tarihinde maaş haczi uygulandığı, 25.07.2017 tarihinde de kesintilerin başladığı, dolayısıyla zamanaşımının kesildiği, zamanaşımının kesildiği tarih dikkate alındığında tahsil zamanaşımının söz konusu olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulüne dair verilen kararın yerinde olmadığı belirgin olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; ... 3. İş Mahkemesi'nden verilen 20.02.2020 tarih, 2019/117 Esas ve 2020/85 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, ilk derece Mahkemesince benimsenen uygulamanın yerinde olduğunu, ilk derece mahkemesi gibi davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.04.2014 tarihli ve 2013/10-785 E., 2014/497 K. Sayılı ilamında belirtildiği üzere, Türk sosyal sigortalar sistemi, ağırlıklı olarak primli rejime dayanmaktadır. Kurumun sosyal sigorta yardımlarını sağlaması, en önemli gelir kaynağı olan sigorta primlerinin zamanında ve eksiksiz olarak ödenmesine bağlıdır.
Gerek prim borcunun bir kısmının ait olduğu dönemde yürürlükte bulunan mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80.maddesi, gerekse 01.07.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 88. maddesi; primlerin zamanında ve düzenli olarak tahsilini sağlamaya yöneliktir. Anılan maddeler uyarınca işveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur. Süresinde ödenmeyen prim ve diğer kamu alacakları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca Kurumca tahsil edilecektir.
6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur.
6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri” nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan ve icra takibi kesinleştirilmeden haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
Diğer taraftan, mülga 506 sayılı Kanun’un 80.maddesi uyarınca sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, maddede belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Görüldüğü üzere, özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri; tüzel kişiyi üst düzeyde yöneten kimseyi ifade eder ve şirketin prim borcundan müteselsilen sorumludur. İşverenin prim borcundan ötürü, 506 sayılı Kanun’un 80.maddesinde tanımlanan özel nitelikteki tüzel kişilerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerine işverenle birlikte müteselsil ödeme sorumluluğu getirilirken, primlerin tahsilinin güvence altına alınması ve prim ödeme işinin özendirilmesi sağlanmaya çalışılmıştır.
Bu kapsamda, prim alacağının tahakkuk ettiği ve ödenmesi gereken dönemde, işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için; işveren kamu kurum ve kuruluşu ise kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması; tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunması gereklidir.
506 sayılı Yasanın 80. madde hükmüne göre, tüzel kişiliği haiz bir özel kuruluşta görev yapan bir kişinin primlerin ödenmesinden işverenle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmesi için; primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili, üst düzey yöneticisi olması zorunlu olup, ayrıca “sigorta primlerinin haklı sebep olmaksızın süresinde Ödenmemesi”ne bağlıdır. Söz konusu maddeye göre primlerin ödenmesinden sorumlu üst düzey yöneticiden söz edebilmek için, bu kimsenin şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulunda başkan veya iş bölümüne göre primlerin ödenmesinden sorumlu üye olması veya şirketin yönetiminde parasal konularda yetkili genel müdür, finansman veya muhasebe müdürü gibi üst düzeyde sorumluluk taşıyan görevli olması gerekir. Bunun dışında kalan ve şirketin idare veya mali işlerinde doğrudan söz sahibi veya yetkili olmayan, karar organında yer almayan kişilerin işverenle müşterek sorumluluğu düşünülemez. Şirkette görevli bir kimsenin; belli konularda imza sahibi olması da, bu zorunluluğu ortadan kaldırmaz.
Sorumluluğun doğumu yönünden maddede ayrıca, “haklı sebepler olmaksızın” deyimine de ver verilmiştir. Buna göre, özel hukuk tüzel kişilerinin üst düzey yönetici ve yetkilileri yönünden, primlerin ödenememesi haklı bir neden sonucu ise; prim borcundan ötürü şahsen sorumlu tutulamazlar. Diğer bir anlatımla, özel hukuk tüzel kişisinin prim borcundan müteselsilen sorumlu olan üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri borcun haklı nedenle ödenemediği savunmasında bulunabilirler ve haklı nedenin varlığı halinde prim borcundan dolayı Kuruma karşı işverenle birlikte müteselsilen sorumlu tutulamazlar.
Eldeki davada ise, kendisi hakkında konulan hacizlerin kaldırılması talebi ile davasını açan davacının yargılama aşamasında hacizlerin kaldırılması ile birlikte, kendisi hakkında çıkartılan ödeme emirlerinin de iptalini talep ettiği anlaşılmakta olduğundan, öncelikle HMK2nın 31. Maddesi hükümlerine uygun şekilde, davacıdan istenecek açıklama ile talebinin net olarak belirlenmesinden sonra, ödeme emirlerinin tebliğleri ve hak düşürücü süreler irdelenmeli ve davacı hakkında kesinleşen takiplerin varlığının araştırılması ile davalı kurumca yapılan işlemlerin ve konulan hacizlerin şekil ve dayanakları ile sorumluluk bakımından, davacının şirketteki hukuki konumu gereği 506 sayılı Yasanın 80. Maddesi hükümlerine göre, sorumluluk şartlarının doğup doğmadığı ile istifası üzerinde durularak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, davacı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, temyiz harcının davacıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.