Esas No: 2021/4916
Karar No: 2022/1461
Karar Tarihi: 21.03.2022
Danıştay 10. Daire 2021/4916 Esas 2022/1461 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 10. Daire Başkanlığı 2021/4916 E. , 2022/1461 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/4916
Karar No : 2022/1461
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : ... Mirasçıları;
1- ...
2- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının kabule ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, 04/10/2011 tarihinde Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesinde gerçekleştirilen apandisit ameliyatı sonrasında yapılan enjeksiyon nedeniyle sağ bacağında siyatik sinir lezyonu oluştuğu ve meydana gelen zararın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla, 10.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihi olan 01/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla; dosyada var olan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davacıya yapılan enjeksiyon tekniğinin ve sonrasında yapılan tedavinin tıbben uygun olduğu, kişide tespit edilen siyatik sinir hasarının enjekte edilen ilaçların doku içi yayılımı ile meydana gelebileceğinin tıbben bilindiği, bu nedenle sunulan sağlık hizmeti ile meydana gelen sinir hasarı arasında illiyet bağı bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle maddi tazminat isteminin reddine; manevi tazminat istemi yönünden ise, Adli Tıp Kurumu raporunda yapılan enjeksiyon sonucu sağ bacakta meydana gelen şikayetlerin neden kaynaklandığının ortaya konulamadığı ve enjeksiyon uygulamasının hatalı uygulanmadığı hususunda yeterli açıklıkta bir tespitin yapılamadığı, bu süreçteki olaylarla ilgili olarak davacının maddi gerçeğe tam olarak hiçbir zaman ulaşamayacak ve ömür boyu bu hususta kuşku duyacak olması karşısında, sağlık hizmeti sunumundaki bu eksikliklerin sonuca doğrudan etkisi olmasa da davacıdaki elem ve ızdırabı arttıracağı gerekçesiyle manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, meydana gelen olayda hizmet kusuru bulunmadığından manevi tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu, manevi tazminat talep hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan mirasçılara devredilemeyeceği, hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesinin hukuka aykırı olduğu, idarelerinin harçtan muaf olduğu, vekalet ücretine hükmedilirken adil dengenin gözetilmediği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davacılar tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Davacı, 04/10/2011 tarihinde Gaziantep Üniversitesi Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesinde apandisit ameliyatı geçirmiş, ertesi gün kas içine yapılan enjeksiyon nedeniyle sağ bacağında siyatik sinir lezyonu meydana gelmiş, meydana gelen zararın hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla davalı idareye tazminat talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddedilmesi üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla, Adli Tıp Kurumu raporu hükme esas alınarak olayda idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizin 26/09/2019 tarih ve E:2019/6134, K:2019/6149 sayılı kararıyla, anılan İdare Mahkemesi kararı, davacının vefat etmiş olması nedeniyle 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin 1. fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen bozulmuştur.
Tarafların karar düzeltme istemlerinin reddine yönelik 04/03/2021 tarihli ve E:2020/1671, K:2021/896 sayılı Dairemiz kararında ise, bozma kararı üzerine yeniden yapılacak olan yargılamada davalı idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek kişi veya kişilere davanın res'en ihbarının gerektiği belirtilmiştir.
İdare Mahkemesince; 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesi, 1. fıkrası uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, müteveffa davacının mirasçıları tarafından davaya devam ettiklerine yönelik iradelerinin sunulması üzerine yargılamaya devam edilmiş ve maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen reddine, kısmen kabulüne yönelik temyize konu karar verilmiştir.
Davalı idare temyiz talebinde bulunmuş, ayrıca enjeksiyon işlemini gerçekleştiren sağlık personeline davanın ihbar edilmesine yönelik beyan sunmuştur.
İLGİLİ MEVZUAT:
20/01/1982 tarih ve 17580 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesi, 1. fıkrasında, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanacağı; ancak, davanın ihbarının Danıştay, mahkeme veya hâkim tarafından re'sen yapılacağı kurala bağlanmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi, 1. fıkrasında, davanın taraflarının, müdahillerin ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu; 61. maddesi, 1. fıkrasında, taraflardan birinin, davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebileceği; 66. maddesinde ise, üçüncü kişinin, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer'î müdahil olarak davada yer alabileceği hükümleri yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dairemizce, İdare Mahkemesi kararının bozulması üzerine karar düzeltme aşamasında davanın ilgililere re'sen ihbar edilmesinin gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, İdare Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılamada davanın ilgililere ihbar edilmediği görülmektedir.
Yukarıda belirtilen Kanun hükümlerinde öngörülen davanın ihbarı için geçerli koşulların oluştuğu anlaşıldığından; Mahkemece, dava konusu olayda idare ile arasında rücu ilişkisi doğabilecek olan kişi veya kişilerin tespit edilmesi suretiyle davanın re'sen ilgili veya ilgililere ihbar edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin yapılan yargılama sonucunda verilen kararda hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, Mahkeme kararında davacının şikayetlerinin neden kaynaklandığının ortaya konulamadığı gerekçesine yer verilerek manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne hükmedilmiş olmakla birlikte, dosyanın ve Adli Tıp Kurumu raporunun irdelenmesinden, sağ bacaktaki şikayetin enjeksiyon nöropatisi nedeniyle meydana geldiği açıktır.
Bu itibarla, Mahkeme kararının söz konusu gerekçesi yerinde görülmemiş olup, yukarıda belirtilen usuli eksikliğin giderilmesine yönelik olarak Mahkemece yeniden yapılacak yargılamada, davalı idare tarafından davacıya enjeksiyonun sonuçlarının ve olası komplikasyonlarının anlatıldığına ve davacının bu işleme rıza gösterdiğine dair yazılı ve imzalı aydınlatılmış onamının alınıp alınmadığı hususunun da araştırılması suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyize konu kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.