Esas No: 2021/11846
Karar No: 2022/4043
Karar Tarihi: 22.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11846 Esas 2022/4043 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespiti nedeniyle yersiz ödenen ölüm aylığının tahsili istemiyle açılan dava hakkında, Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi kararının kısmen kabulüne dair yapılan istinaf başvurularının esastan reddedilmesi sonucunda, davalı vekili tarafından temyiz isteğiyle karar 2022/4043 sayılı dosyada incelenmiş ve temyiz talebini reddeden karar verilmiştir. Davalı vekilinin ek kararın kaldırılması talebiyle açtığı temyiz davasında ise mahkeme, kesinlik kazanmamış bir konuda karar verildiğini belirtip, ek kararın kaldırılmasına hükmetmiştir. Kararın gerekçesi ise davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla yersiz ödenen aylığın tahsiline yönelik açtığı eldeki davada ölüm aylığının kesilmesine ilişkin dayanak kurum işleminin iptal edilip edilmeyeceği hususunun da incelendiği ve bu nedenle kararın kesin olmadığı belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi ve 5754 sayılı Kanunun 68. Maddesi olarak geçmektedir.
"İçtihat Metni"
Bölge Adliye
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
İlk Derece
Mahkemesi : ... Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespiti nedeniyle yersiz ödenen ölüm aylığının tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Davalı vekilinin ek kararın kaldırılmasına ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Somut olay incelendiğinde, davacı tarafça, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca davalının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı iddiasıyla yersiz ödenen aylığın tahsiline yönelik açtığı eldeki davada ölüm aylığının kesilmesine ilişkin dayanak kurum işleminin iptal edilip edilmeyeceği hususu da incelendiğinden kararın kesin olmadığı anlaşılmakla, 16.07.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına,
2- Hükmün esasına ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, Üye ... 'ın muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ...'nın oylarıyla ve oyçokluğuyla, 22.03.2022 gününde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Somut uyuşmazlıkta, davalı kadın 2006 yılında eşinden boşanmıştır. Davalı kadına boşandıktan sonra 1997 yılında ölen babasından yetim aylığı bağlanmış ve 2016 yılında boşandığı eşi ile tekrar evlenmesi üzerine kurum denetim raporu ile 2008-2016 yılları ödenen aylıklar için fiili birliktelik nedeni ile 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi uyarınca borç çıkarılmıştır.
Dairemizin 07.10.2021 tarih ve 2021/7072 Esas, 2021/11762 Karar sayılı ilamında yazılan karşı oy gerekçelerimde belirttiğim gibi davacı boşandığında 506 sayılı Kanun yürürlüktedir. 5510 sayılı Kanunun 5754 sayılı Kanunun 68. Maddesi ile değişik geçici 1. Maddesi uyarınca kesilmede 506 sayılı Kanun uygulanmalıdır. Anılan Kanunda ise boşanılan eş ile birlikte yaşama olgusu bir kesilme nedeni olarak düzenlenmemiştir. 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen boşanma olgusuna uygulanması olanağı, önceye etki yasağı nedeni ile olanaklı değildir.
Çoğunluğun önceye etki yasağı ilkesine aykırı olarak, lafzi yorum ve sigortalı aleyhine yorumu benimseyerek, sonradan gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak salt birlikte yaşama ve boşanan eşin desteğini alma koşulunu yeterli kabul etmesi, Kanunun ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçelerine aykırıdır. Davalının burada boşanma hakkını kötüye kullandığından söz edilemez.
Açıklanan bu gerekçelerle mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onanması görüşüne katılınmamıştır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.