Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13271
Karar No: 2019/4944
Karar Tarihi: 29.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13271 Esas 2019/4944 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, davalıya ait bir taşınmazdan geçit hakkı kurulması talebiyle dava açmıştır. Mahkeme, davayı kabul ederek geçit hakkının belirli bir yerden 4 metre eninde kurulmasına karar vermiştir. Ancak, davalı temyiz etmiştir. Bu tür davaların ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması nedeniyle zorunlu olarak açıldığı belirtilmiştir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan taşınmazın bu bağlantısı sağlanabilecektir. Davada, geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunlu olduğu belirtilmiştir. Geçit hakkının tespitinde, tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı gözetilerek belirli bir genişlikte geçit hakkı tesis edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmeli ve bu bedel hükümden önce depo ettirilmelidir. Kurulan geçit hakkının kütük sayfasına tescili gerektiği ifade edilmiştir. Geçit hakkı davalarında yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesi geçit hakkı,
14. Hukuk Dairesi         2016/13271 E.  ,  2019/4944 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi


    Davacılar tarafından, davalı aleyhine 18.04.1989 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.11.1991 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Davacılar, maliki oldukları 1017 ve 1018 parsel sayılı taşınmazlar lehine davalıya ait 1013 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı kurulmasını talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davacıların arazisinden yola çıkma imkanı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile; 1017 ve 1018 parsel sayılı taşınmazlar lehine 1013 parsel sayılı taşınmazdan, fen bilirkişisi raporunda A harfi ile gösterilen yerden 4 metre eninde geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmişlerdir.
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    Somut olaya gelince; lehine geçit kurulması istenen 1017 ve 1018 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtları ile dosyanın tetkikinde bir kısım hissedarların davada taraf olmadığı anlaşılmakla, mahkemece bu kişiler sağ ise kendilerinin, ölü iseler mirasçılık belgeleri getirtilerek mirasçılarının davada taraf olması sağlanmalıdır.
    Öte yandan keşif tarihi ve karar tarihinin üzerinden uzunca bir zaman geçmiş olduğu nazara alındığında, mahkemece mahallinde uzman bilirkişiler ile yeniden keşif yapılarak, uygun güzergah ve karar tarihine yakın bir tarihte geçit bedeli tespit edilmeli, bu bedeli yatırması için davacı tarafa usulüne uygun süre verilmeli ve yapılacak bu araştırmaların sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de; davacı tarafından depo edilen geçit bedelinin davalıya verilmesi gerekirken bu yönde hüküm kurulmaması ve kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmemesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi